MEDYA KÖŞESİ

Mutlu Tönbekçi Aylin'i ziyarete gitti!

Dışarıdan "içerdekine" neyi nasıl anlatırsın ki? Hangi teselliyi verebilirsin ki? Nasıl ikna edebilirsin ki? Sihirli cümle ne olabilir ki?

Mutlu Tönbekçi Aylin'i ziyarete gitti!

Böyle zor bir durumdaydı Vatan gazetesi yazarı Mutlu Tönbekçi. Kimi ziyaret ettiğini tahmin etmişsinizdir. Savcının özel izniyle Aylin Duruoğlu'nu ziyarete gitti Tönbekçi... Gelin bu ziyareti Tönbekçi'nin kaleminden okuyalım...

(...) Aylin'in konuşma bölmesine gelmesini beklerken yan bölmedeki konuşmalara kulak misafiri oldum mecburen. Uzun zamandır duydum en iç paralayıcı konuşmaydı. Yüzünü görmediğim ama sesinden kerli ferli olduğunu hayal ettiğim bir adam hüngür hüngür ağlıyordu. Anladığım kadarıyla görüştüğü kadın (nesi bilemedim) yalnız bırakıldığı için sitem ediyordu. Adam da kadını teselli etmeye çalışıyor ama göz yaşlarına boğulduğu için yapamıyordu. Kırçıl kırçıl olmuş o kalın sesi "deme böyle, ben varım ya" demeye çalışıyor, daha cümlenin ortasında boğuluyor, iyice kısılıyordu.

Bizler kadar sık ağlamadıkları için herhalde, bir erkek ağladığı zaman ruhen biterim ben. Dünyayı vereyim yeter ki bir erkek ağlamasın. Gene öyle oldu. Aylin'in derdine yanarken, hiç tanımadığım ve muhtemelen de tanımayacağım, yakınının suçunu bile bilmediğim (tabii varsa) bir adamın da derdine yanar oldum.

Cezaevi tuhaf bir yer. Bin bir hikaye. Benim bulduğum bölmenin duvarlarına bir sürü şey kazımışlar. Kimi yarı politik kimi son derece saftirik ama hepsi özgürlükle ilgili cümleler. İçerdeki göremeyecek, niye kazımışlarsa... Kendilerini mi teselli ediyorlar?

Süremiz yettiğince konuştuk. Dışarıdan içeriye, çift cam arasından teselli ne kadar gidebiliyorsa işte o kadar vermeye çalıştım. Haksızlığa uğramanın tesellisi ne kadar olabilirse tabii... Tüm sevenlerine selamı var.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar