MEDYA KÖŞESİ

Mustafa Kartoğlu uyardı: Medya teröre alet olmasın!

Star gazetenden Mustafa Kartoğlu, bu hassas dönemde medya kuruluşlarının haber yaparken teröre alet olmaması gerektiğini yazdı.

Mustafa Kartoğlu uyardı: Medya teröre alet olmasın!
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu, Hürriyet Gazetesi'ne yapılan baskının ardından, bugün medya ve gazetecilik üzerine bir yazı kaleme aldı.

Biliyorsunuz, Star Gazetesi'de daha önce saldırılara uğramış, hatta gazetenin başındaki isim Murat Sancak'a silahlı saldırı olmuştu. 

Buna benzer kötü deneyimleri yaşayan bir gazetenin yazarı olarak Kartoğlu, gazetecilerin terör haberleriyle aralarına mesafe koymaları ve haberi yaparken " terör örgütüne yarayacak mı?" sorusunun bir dönem mutlaka sorulduğunu ifade ediyor. 

Bunun yanında "Hürriyet Gazetesi'nin döner kapı camlarının kırılmasına tepki gösterenlerin, Türkiye'yi kalbinden vurana da tepki göstemeli" diyor, yani PKK'ya karşı da aynı hassasiyeti beklediğini vurgulamadan geçemiyor. 

İŞTE KARTOĞLU'NUN YAZISI:

Gazeteci, hele gazeteyi yapan editörler, yazıişleri müdürleri, yayın yönetmenleri, "Bu başlık haberi tam anlatıyor mu, maksadı aşan veya aksi bir anlam yükleyen bir ifade mi" diye bakarlar.

Herhangi bir 'suç'a ilişkin haberlerde çok daha kritik bir tartışma yapılır; "Bu haberi hangi başlıkla verirsek suç ve suçluya hizmet eder duruma düşmeyiz?"

Bazen etkili bir başlık, manşet sırf suç ve suçluya yarayabileceği için çöpe atılır...

Bunu en iyi yayın yönetmenleri bilir.

Zira en tepeye çıkana kadar bu tartışmaları en çok onlar yapmıştır; üstelik kaç kez 'manşet şehveti' ve 'kişisel öfkelerinin' tuzağına da düşerek...

Deneyimli gazeteciler, özellikle de yazı işleri deneyimi olanlar, başlıkla haberin tamamı arasında bir 'tuhaflık' varsa bunu 'anında' anlarlar.

Hangisinin 'eleştirel gözle bakma' olduğu, hangisinin 'yayın politikası' gereği yapıldığı, hangisinin 'dikkatsizlik, özensizlik', hangisinin ise'kasıtlı' olduğu 'medya okur-yazarları' için detektiflik gerektirmez.

Medyada birbirine rakip/muhalif gazeteciler bu konuda işler çığırından çıktığı zaman ortak tavır da alırlar.

Örneğin 'köprüden intihar' haberleri çok okunur.

İntihar edenlerin dramatik hayat hikayeleri etkileyicidir.

İntihardan vazgeçirme çabaları da etkileyici başlıklar, görüntüler verir.

Mucize kurtuluş haberleri de öyle...

Bunların hepsi tiraj, reyting ve 'tıklama' demek.

Yani daha etkili yayıncılık ve daha çok reklam!..

Ancak yıllar önce çalıştığım gazetenin de aralarında bulunduğu hemen bütün medya kuruluşları, intihar haberlerini, medya deyimiyle 'köpürterek verme' uygulamasından vazgeçti.

Hepimiz 'intiharları özendiriyoruz' kaygısıyla 'otosansür' uyguladık!

****

Terör örgütü ve onu kullananlar sıktıkları kurşunun, yola döşedikleri bombanın etkisini medyaya, onun üzerinden de topluma, siyasete sıçratmayı hedefliyor.

Bu kirli taktik bu kadar açıkken, bu kadar deneyime rağmen göz göre göre alet olmak izah edilemez. Edilemiyor da...

Mesele döner kapının camına taş atana gösterilen hassasiyetin Türkiye’yi kalbinden vurana da gösterilmesi...

Bu kadar!

ÇOK OKUNANLAR