Mustafa Karaalioğlu
Öylesine angaje olmuştur ki iktidara; bu çelebi, efendi, ağırbaşlı kişiliği onu müzmin muhalif Emin Çölaşan
Akıl alır gibi değil...
İnanın şu köşede kazandığını ilân etmek veya alkışlamak için çırpındığımız isimlerden biridir Mustafa Karaalioğlu...
Çünkü Karaalioğlu küfür ve hakarete sapmadan fikirlerini söyleyen bir meslektaşımızdır...
Ama...
Öylesine angaje olmuştur ki iktidara;
bu çelebi, efendi, ağırbaşlı kişiliği onu müzmin muhalif Emin Çölaşan'ın "küfür etmeyeni"; müzmin muktedir Engin Ardıç'ın "daha efendisi" yapmaktan başka işe yaramamaktadır...
Yani;
Mustafa Karaalioğlu inandıklarını değil, "en inanmadıklarını en mükemmel savunan" yazarlardan biri olarak tebarüz etmektedir.
Buyurun işte şu "Akil Adamlar" konusunda da sadece ve sadece Başbakan Erdoğan'ın seçtikleri oldukları için destek vermekte, en masum ve en iyi niyetli eleştirileri yapan bizleri bile "paşasının adamı, değişim düşmanı, kan akmasını isteyen cani"ler gibi göstermekten de kaçınmamaktadır.
Oysa, Başbakan Erdoğan'ın uçaklarında her zaman en baş köşeyi kapan, Erdoğan'ın ikinci "Hasan Abi" Hasan Karakaraka da eleştiriyor bu akil adamlar listesini...
Hem de içinde kendisi de olduğu halde eleştiriyor...
Hepsini mi?..
Tabii ki hayır...
Zaten biz de hepsini eleştirmedik...
Meselâ biz Etyen Mahcupyan'ın demokrat kişiliğine her zaman saygı duyduk...
Liberal felsefelere inandığını düşündük her zaman...
Ama Allah aşkınıza söyler misiniz?..
Etyen Mahcupyan kimi ikna edecek?..
Terörü, demokratik hak ve özgürlüklerini elde etmenin aracı olarak kullananlara destek veren Kürtleri mi?..
Yoksa terörden canları yanan, evlatlarını yitiren ana-baba-kadreşleri mi?..
Etyen Mahcupyan sadece bir örnek...
Bizim bu söylediklerimizi Başbakan'ın en sevdiği, saydığı, değer verdiği gazetecilerden biri olan Hasan Karakaya da söylüyor...
Bakın ne diyor:
Bu, eski bir "pazarlama taktiği"dir ki, adama sorarlar; "Bu isimlerden bazıları, sürece taş koyan ve silahı kutsayan, PKK'nın silahtan başka yolunun olmadığını söyleyen adamlar değil miydi?" Dün "PKK'nın safında" yer alıp "barış olmasın" diye bastıran adamlar, bugün "barış havarisi" gibi gösterilmek isteniyor, iyi mi?..
Mustafa Karaalioğlu'na soruyoruz:
Hasan Karakaya da "kan aksın" isteyen bir "cani" mi?..
Karakaya da, "paşasının adamı" mı?..
Ayıp yani Karaalioğlu...
Çok ayıp...
Hükümete destek, Erdoğan'a moral verdiğini sanıyorsun ama bil ki zarar veriyorsun...
Hem de çok zarar veriyorsun...
Tıpkı bir zamanlar ÖNCÜ ve btv'nin Tansu Çiller'i bitirdiği gibi Erdoğan'ı kör bir kuyuya doğru sürüküyorsunuz...
Biz, bu süreçte ve hem de siyasi fikirleriyle hiç uyuşmadığımız halde Ümit Özdağ'ın "mukni adam" olarak görev yapması için ikna edilmesini ve yüreği yaralı Türkleri ikna etmesini tavsiye ederdik;
her akan kandan sonra Devlet'i suçlayan Doğu Ergil'i değil...
Kaybettin Mustafa Karaalioğlu, yine kaybettin...
Ne yazık ki...
İnanın şu köşede kazandığını ilân etmek veya alkışlamak için çırpındığımız isimlerden biridir Mustafa Karaalioğlu...
Çünkü Karaalioğlu küfür ve hakarete sapmadan fikirlerini söyleyen bir meslektaşımızdır...
Ama...
Öylesine angaje olmuştur ki iktidara;
bu çelebi, efendi, ağırbaşlı kişiliği onu müzmin muhalif Emin Çölaşan'ın "küfür etmeyeni"; müzmin muktedir Engin Ardıç'ın "daha efendisi" yapmaktan başka işe yaramamaktadır...
Yani;
Mustafa Karaalioğlu inandıklarını değil, "en inanmadıklarını en mükemmel savunan" yazarlardan biri olarak tebarüz etmektedir.
Buyurun işte şu "Akil Adamlar" konusunda da sadece ve sadece Başbakan Erdoğan'ın seçtikleri oldukları için destek vermekte, en masum ve en iyi niyetli eleştirileri yapan bizleri bile "paşasının adamı, değişim düşmanı, kan akmasını isteyen cani"ler gibi göstermekten de kaçınmamaktadır.
Oysa, Başbakan Erdoğan'ın uçaklarında her zaman en baş köşeyi kapan, Erdoğan'ın ikinci "Hasan Abi" Hasan Karakaraka da eleştiriyor bu akil adamlar listesini...
Hem de içinde kendisi de olduğu halde eleştiriyor...
Hepsini mi?..
Tabii ki hayır...
Zaten biz de hepsini eleştirmedik...
Meselâ biz Etyen Mahcupyan'ın demokrat kişiliğine her zaman saygı duyduk...
Liberal felsefelere inandığını düşündük her zaman...
Ama Allah aşkınıza söyler misiniz?..
Etyen Mahcupyan kimi ikna edecek?..
Terörü, demokratik hak ve özgürlüklerini elde etmenin aracı olarak kullananlara destek veren Kürtleri mi?..
Yoksa terörden canları yanan, evlatlarını yitiren ana-baba-kadreşleri mi?..
Etyen Mahcupyan sadece bir örnek...
Bizim bu söylediklerimizi Başbakan'ın en sevdiği, saydığı, değer verdiği gazetecilerden biri olan Hasan Karakaya da söylüyor...
Bakın ne diyor:
Bu, eski bir "pazarlama taktiği"dir ki, adama sorarlar; "Bu isimlerden bazıları, sürece taş koyan ve silahı kutsayan, PKK'nın silahtan başka yolunun olmadığını söyleyen adamlar değil miydi?" Dün "PKK'nın safında" yer alıp "barış olmasın" diye bastıran adamlar, bugün "barış havarisi" gibi gösterilmek isteniyor, iyi mi?..
Mustafa Karaalioğlu'na soruyoruz:
Hasan Karakaya da "kan aksın" isteyen bir "cani" mi?..
Karakaya da, "paşasının adamı" mı?..
Ayıp yani Karaalioğlu...
Çok ayıp...
Hükümete destek, Erdoğan'a moral verdiğini sanıyorsun ama bil ki zarar veriyorsun...
Hem de çok zarar veriyorsun...
Tıpkı bir zamanlar ÖNCÜ ve btv'nin Tansu Çiller'i bitirdiği gibi Erdoğan'ı kör bir kuyuya doğru sürüküyorsunuz...
Biz, bu süreçte ve hem de siyasi fikirleriyle hiç uyuşmadığımız halde Ümit Özdağ'ın "mukni adam" olarak görev yapması için ikna edilmesini ve yüreği yaralı Türkleri ikna etmesini tavsiye ederdik;
her akan kandan sonra Devlet'i suçlayan Doğu Ergil'i değil...
Kaybettin Mustafa Karaalioğlu, yine kaybettin...
Ne yazık ki...