Mustafa Balbay'dan mektup var!

"Silivri 4 No.lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nden “Görülmüştür” damgalı bir mektup geldi." Milliyet yazarı Nail Güreli'ye... Mektup  meslektaşı Mustafa Balbay'dan... Güreli bugün sütununu Mustafa Balbay'a bırakıyor, kendine gelen bu mektubu okuyucu ile paylaşıyor...

- (...) “Sevgili Nail Ağabey,
Yazılarınızı her zaman, önce aşağıdan yukarı, sonra yukarıdan aşağı okurum.
Yani önce şiir sonra yorum.
8 Nisan tarihli yazınızı da öyle okudum ve yazının gövdesinde kendimi buldum.
Çok teşekkür ederim.
Yalnız kalıyorum ama, insanın içeride yalnız kalıp kalmaması önemli değil, asıl olan dışarıda yalnız kalmamam.
Köşenizde dile getirdikleriniz satırı satırına gerçek.
Başarılı bir gazetecilik yapıyorum diye düşündüğüm bir dönemin beni sanık sandalyesine oturtması sadece benim sorunum olmamalı diye düşünüyorum.
Sevgili ağabey,
Sanırım anımsarsınız, 2005 Sertel Vakfı Ödülü bana verilmişti. Veriliş gerekçesi olarak da son yıllardaki gazeteciliğim gösterilmişti.
Uğur Dündar’ın başına gelenlere de çok üzüldüm. Sizin aracılığınızla ona da geçmiş olsun demek isterim. Benim başıma gelen de mesleğimin çok ağır bir töhmet altına sokulması...
İddianamede ve medyada, iptal edildiği halde çıkartılıp birleştirilen, ayıklanıp şekillendirilen notlarım ‘günlük’ olarak sunuluyor.
Günlük, bir kişinin bütün yaptıklarını kaydetmesidir. Buna göre ben, bütün meslek yaşamım boyunca askerlerden ve devletin tepesindeki kimi ‘seçilmiş’ yöneticilerden başka kimseyle konuşmamışım!
Sizin de vurguladığınız gibi, olaylara bireysel değil, kurumsal olarak bakmak gerekiyor.
Bütün meslektaşlarım şöyle bir düşünseler; bir görüşme sonrasında yazılmamak üzere söylenenleri not ettikleri satırlar... Kimi yazılarını oluşturmak için aldıkları bölük pörçük notlar... Tamamen bilgilendirme amacıyla bir grup gazeteciyle birlikte gittikleri toplantı sonrası ‘ola ki yararlanmak gerekir’ diye aldıkları notlar... Ayıklanıp birleştirilerek medyaya servis yapılsa... Nasıl karşılarlar?
Her şey bir yana, benim notlar suç bile olsa hukuk, yasal olmayan yöntemlerle elde edilen ‘delili’ delil saymıyor. Ama medyamızın bir bölümü delil saydığı gibi, hükmünü bile veriyor.
Sevgili ağabey,
Başınızı daha fazla ağrıtmamak için burada noktayı koyuyorum.
En kısa sürede görüşmek dileğiyle saygılar sunuyorum. - Mustafa Balbay.”
Yer kalmadı; kitap ve şiir haftaya!
En kısa sürede özgürlüğüne kavuşması ve okurlarıyla buluşması dileğiyle Balbay’a selam olsun!