'Mustafa Akyol Suriye'de gitsin kendisi savaşsın!'
SKY Turk'te yayınlanan Sıcak Temas’ta Ezgi Başaran, Aslı Aydıntaşbaş, Mehmet Karlı ve Hakan Albayrak çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Gazeteciler SKY Turk 360 ekranlarında yayınlanan Sıcak Temas'ta Diyarbakır Emniyet Müdürü'nin tartışma yaratan sözlerini masaya yatırdılar. Ezgi Başaran, Aslı Aydıntaşbaş, Mehmet Karlı ve Hakan Albayrak'ın yorumcu olduğu programda Emniyet Müdürü Recep Güven'in "ölen teröristlere ağlayamayanlar insan değildir" şeklindeki sözlerini değerlendirildi.
Star yazarı Mustafa Akyol'un hükümetin Suriye politikalarını eleştirenlere "Esadçı" dediği yazısının da tartışıldığı programa Mehmet Karlı'nın tepkisi damga vurdu. Karlı, Akyol için "Gitsin kendisi savaşsın. Bu sapına kadar demagojidir." dedi.
"MUSTAFA AKYOL GİTSİN KENDİSİ SAVAŞSIN"
Suriye'de yaşanan iç savaş ve Türkiye ile karşılıklı top atışları yapılmasını yorumlayan Mehmet Karlı, Star yazarı Mustafa Akyol'a çattı. Akyol'un "savaşa hayır" söylemini eleştirdiği ve Suriye'deki muhalefete tam destek sunduğu yazısını eleştiren Karlı "Mustafa Akyol gitsin kendisi savaşsın" dedi.
Mehmet Karlı: Mustafa kendisi gidip savaşaksa o zaman bu yazının bir anlamı var. Kendisi savaşacaksa eyvallah... Gitsin kendisi savaşsın. Bu sapına kadar demagojidir.
Ezgi Başaran: Bana göre Akçakale gecesinin ertesinde, Aselsan hisseleri %8 oranında arttı. Bu yılın ilk 6 ayında örtülü ödenek 135 milyon lira artmıştı önceki yıla göre. Bana göre burada bir proxy savaşın tarafıdır Türkiye. Devrim veya değil, Esada karşı olmak illa ona karşı olan insanlara silah yardımı yapmayı gerektirmiyor. Savaş denilen mevhumun burada tartıştığımzn dışındaki aktörlerini de görmemiz gerekli diye düşünüyorum.
Mehmet Karlı: Muhalefet silahlandırılmasaydı bu kadar insan ölmezdi. Muhalefetin silahlandırılması dışarıdan yönetiliyordu. Bu savaş bu kadar derinleşmezdi böyle olmasaydı. Bu durumda Türkiyeyi bu çatışmanın içerisine çekme riskiniz artar demiştik biz. Bu ülkede barışı savunmak hiç kolay olmadı. Bugün de barış yanlısı olmak Esad’çı olmak demekse ben Esad’çı olurum. 12 Eylül döneminde barış isteyenlere komünist diyorlardı. Şimdi barış isteyenlere varsın Esad'cı desinler. Muhalefetin mültecilere karşı bir tavrı yok. Eğer sınırlardaki insanların yaşam hakkına bu kadar hassassa bu hükümet, Uludere’nin hesabını da verebilmeliydi.
Aslı Aydıntaşbaş: Bize ne Arapların derdinden tezine katılmıyorum. Türkiye Suriye meselesinde nötr kalamazdı. Bu trajediye kimse sırtını dönemez. Şiddetten ve zulümden kaçıp kapınıza gelen insanlara bunlar niye geliyor dendi. Bana göre bu kendi içerisinde bu bir nefret suçu. Silahı veren Türkiye değil. Silahı veren Katar ve Suudi Arabistan. Silah Ürdün sınırından da, Irak sınırından da giriyor. Suriye halkının direniş ve özsavunma hakkı vardır.
Hakan Albayrak: Hükümetin Suriyedeki direnişe silah verdiği doğru değil. Bu adamların elinde kalaşnikofda olsaydı direnmeye devam edeceklerdi. Mazlumlar silahlandırılmalı ki zalimler onları yoketmesin. Bir an önce verin ağır silahları son darbeyi oradaki muhalefet ordusu vursun.RECEP GÜVEN YENİ GAFFAR OKKAN MI?
Güven'in sözlerini yorumlayan Radikal yazarı Ezgi Başaran bu çıkışı çok önmli bulduğunu söylerken sözlerine şöyle devam etti:
"Recep Güven'in sözleri çok önemli. Umarım daha da ileri gider bu tarz yaklaşımlar. Bülent Arınç’da bugün bahsetti. Edi Bese demiş olması hoştu ama terörist demesi benim nazarımda hoşluktan öteye gitmesini engelliyor. Sonuçta PKK tarafı kendi hiçbir eylemini terör eylemi olarak görmez. İnsanlara artık 80 dönemindeki gibi davranılmıyor diye şükretmelerini bekleyemezsiniz."
TÜM DÜNYADAKİ 35 BİN TERÖR SUÇLUSUNUN 13 BİNİ TÜRKİYE'DE
Gazeteci Mehmet Karlı ise KCK operasyonlarına gelen eleştirileri hatırlatarak "tüm dünyadaki 35 bin terör suçlusunun 13 bin'i Türkiye'de" dedi.
"O kadar karanlık anlarımız oluyor ki, arada gelen bu tarz açıklamalar bize umut oluyor. Bunun ileri gitmesi önemli. İcraatlara bakmak gerekecektir. Türkiye’de öyle çok güzel şey söylendi ki, en analar ağlamasın sözlerini de duyduk ama akabinde çok şiddetli politikalara şahit olduk. 17. YY da locke’dan beri biz devleti meşru güç kullanma tekelinde tanımlıyoruz ama bizim ülkede terör suçu çok geniş anlamda tanımlanıyor. AP'nin raporuna göre, tüm dünyadaki 35 bin terör suçlusunun 13 bin'i Türkiye'de. Herkes 'terör'le suçlanıyor. Devlet insan haklarını korumak için vardır. Onun varlık nedeni meşruiyeti budur. KCK duruşmasında avukatlara jandarmalar coplarla müdahale edildi dayakla dışarı çıkıldılar ve iddianameler avukatlar olmadan okundu. Kurunun yanında yaşta yanar' görüşü 90'ların anlayışıdır."
"EMNİYET MÜDÜRÜNÜN SÖZLERİ ÇOK RADİKAL"
Gazeteci Hakan Albayrak ise Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün sözlerini "çok radikal" bulduğunu söylerken silahlı mücadele devam ettiği sürece kurunun yanında yaşın da yanacağını bunun normal olduğunu savundu.
"Devlet Uludere’de yanlışlıkla halkı öldürüyorsa devlet teröründen bahsediyoruz ama PKK bilerek isteyerek insanları öldürdüğünde buna terör demezsek orada sıkıntı olacaktır. Hoş birşeyden ibaret kısmına katılmıyorum. Çok radikal bir konuşma, çok dikkate alınması gereken bir konuşmadır. Bu ülkede ülkenin en kritik şehrinde, en kritik pozisyonundaki bürokrat bugünkü Türkiyede böyle bir laf edebiliyorsa, Türkiye bugünkü Türkiye’dir, dünkü Türkiye değildir. Önce vatan değil, önce insan. Bu çok doğru ve büyük bir laftır. Emniyet müdürü Mustafa Kemal’i tekzip etti. Biz hükümete doğru bir adım atarsak onlar da bize koşarak gelirler. Bir fikri savundukları için bu ülkede insanların tutuklandığını iddia edemeyiz. Silahlı mücadele bırakıldığı anda bu tür sorunlar yaşanmayacağını inanıyorum. Silahlar konuşuluyorsa maalesef böyle şeyler olur ve kurunun yanında yaş da yanar."
"NORMAL OLANI APO'NUN MUHATTAP ALINMASIDIR"
Kürt sorununda gelinen sürecin de yorumlandığı programda çözüm için Abdullah Öcalan'ın muhattap alınması gerektiği yönündeki yorumlar da tartışıldı. Radikal yazarı Ezgi Başaran "Normali Apo'nun muhattap alınmasıdır." derken Hakan Albayrak ise Başbakan'ın bu yönde bir irade beyanında bulunduğunu söyledi.
Hakan Albayrak: Başbakan ve birçok bakanı Apo'nun muhattap alınabileleceğini resmen söylüyorlar. Türkiye sonuna kadar açılacak.
Ezgi Başaran: Normali Apo'nun muhattap alınmasıdır.
Mehmet Karlı: Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar en ufak bir açılım beklemiyorum. Başbakanın BDP de CHP de gelsin MHP yi ikna edelim, aynı masa etrafında oturalım dediği bir ortam olmasını beklerdim. Al bak sana parça parça haklarını veriyorum, lütfediyorum ile salam taktiği ile yapılmamalı. Bu tarz bir yol giden hükümetin bunun aksini yapmasını beklemiyorum. BDP yi dövmeye devam edecek. Türkiye’yi belaya çekmek isteyen çok insan var.
Aslı Aydıntaşbaş: Ben hükümetin Suriye ile PKK sürecini aynı anda götüremeyeceğini düşünüyorum. Yeni bir açılım sürecinin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Ben hükümetin PYD konusunda çok dikkatli olduğunu düşünüyorum.
150 BİN KİŞİNİN KATILDIĞI ALEVİ MİTİNGİNİ MEDYA NEDEN VERMİYOR?
Mehmet Karlı: Basında çok az yer aldı. 150 bin kişi de biraraya gelebiliyor ama medya denetlendiği için medya bunu veremiyor. Bu haftasonu bütün kanallarda Başbakanın konuşması verildi. 24 kanalda TRT 1 izlemek insana gına getirdi. Aleviler Türkiyede gittikçe daha fazla dışlanmış hissediyorlar. Alevilerin çoğunluğunun rahatsız olduğu şey kendilerine getirilen eleştirilerin alevilikle bağdaştırılmasıdır. Bu insanlar başbakanın cemevine ucube demesini unutuyor. Bütün bunlar birikiyor. O insanları hedef göstermekten başka birşey yapmadı. Savaşa hayır diyenleri Baascı olarak suçlamak çok kolaycılıktır. Başbalan bunu Suriye olayında çok yaptı. CHP'nin yaptığı tüm muhalefeti alevilik üzerinden değerlendiriyor. Beşar Esad'ı desteklemek de ayıptır. Bizim asıl alışmamız gereken herkesin ayrı kimlikle yaşayabileceğidir. Kendi aralarında uzlaşamıyorlar söylemi bahanedir. Temsil edilmek isteyenler diyanet işlerinde temsil edilir, istemeyenler vergi vermez. Bu bu kadar zor mu?
Hakan Albayrak: İlk defa bir hükümet alevilere ne istediğini sordu. Bugün yanlış edilen laflar olsa bile, cemeevi yapımının önündeki bürokratik engelleri kaldırmaya çalışıyor. Sırf alevi olduğu için Esad'ı destekleyen vatandaşlarımız olduğunu biliyoruz. Başbakan'a kızıp da 50 bin kişinin öldürülmesini mazur görmek mümkün müdür? Ben sünniyim diye hiç Saddam Hüseyin’i desteklemedim, Şiileri destekledim. Bahreyn söz konusu olduğunda da Bahreyn’deki Şiileri destekledim. Kürtler ezildiler ama bugün gelinen noktada silahlı mücadeleyi sürdürecek bir nedene gerek kalmadı. Fakat PKK ile Hamas'ı karşılaştırmak yanlıştır. Hamas ilk çıktığında sadece taş atan bir örgüttü. Alevilerin üzerinde ittifak ettiği şey cemeevlerinin statüsünün tanınmasıdır.
Ezgi Başaran: Bu ülke sünni ve erkek bir ülke. Türk ve heteroseksüel bir ülke. Böyle değilsen bu ülkede yaşamak çok zor. Haklarını alamazsın.