MEDYA KÖŞESİ

Murat Belge sahalara hızlı döndü!

Korporatizm olacaksa olsun. “Korporatizm var; o halde sosyalizm olmaz” diyecek halimiz yok. Ama korporatizmin ciddi bir varlık olduğu bir toplumda sosyalizmin nasıl çalışması gerektiğini araştıracak halimiz olmalı.

Murat Belge sahalara hızlı döndü!
GAZETECİLER.COM - 14 Aralık'tan bu yana Taraf medya kulislerinde en çok konuşulan gazete.

Taraf'ın 3. sayfasında "Türkiye'nin Halleri" isimli köşeyi yazan Murat Belge, Taraf'taki deprem sırasında Ahmet Altan, Neşe Düzel ve Yasemin Çongar'ın ardından istifa etmişti.

Radikal'den Oral Çalışlar'ı Genel Yayın Yönetmeni olarak transfer eden gazete yoluna devam ediyor. Çalışlar’ın davetini kabul eden Belge ise bugün yeniden yazmaya başladı.

Belge, "Türkiye'de Sınıf" başlıklı yazısıyla kaldığı yerden devam ediyor. İşte o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

TÜRKİYE'DE SINIF

"İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz" diyor ünlü marşımız. Bizim bu marşımızın ezgisi Jean-Jacques Rousseau'nun bir operasından apartılmıştır; bu dizenin kendisi değilse de "ana fikri" ise gene doğum yeri Avrupa olan "korporatizm"den. Bu haliyle ülkenin genel kültürel üretiminin çok uzağında bir yerde değil, tam içindedir.

Onuncu Yıl'ın dizesi olarak Cumhuriyet'in ve Kemalizm'in simge-sloganlarından biri olmakla birlikte aslında ondan eskidir. Bu düşünceyi bize Batı'dan taşıyan Ziya Gökalp'tir ve İttihad ve Terakki'nin dünya görüşünü de gayet iyi temsil eder.

Ama Gökalp'in Batı'dan getirdiği bu eldiven Osmanlı'nın eline bu kadar iyi uyduysa, demek bu yapıda böyle bir özellik vardı. Bunu da Ziya Gökalp kendisi yaratmadı; orada buldu. Sonra da bulduğuna sevindiği bu yapıyı Batı'dan aldığı bir formüle sarıp sarmalayarak bir "ilke" haline getirdi.

KOMİNTERN BİLE BÖYLE DİYORDU

Durum buysa, bu sözde bir "doğru payı" olması gerekmez mi? Tamamen kurmaca bir durum anlatıyorsa, bütün bu "uygun gelme"ler niye?

Kaldı ki, koskoca Komintern de bize hep bunu söylemedi mi? "Sizin ne bir burjuvaziniz var, ne de bir proletaryanız. İyi bir şans eseri başınıza emperyalizmden uzak durmak isteyen bir önder geçmiş. Onun kıymetini bilin, destekleyin onu."

Komintern'in bize ezcümle söylediği bu değil mi?

BU TOPRAKLARDA "BEN SOSYALİSTİM" DİYENLER NE OLACAK

Dünya tarihinde sosyalizm diye bir düşünce varsa, sınıf olduğu için vardır. Şimdi burada da, ne kadar az olursa olsun, “Ben sosyalistim” diyen kimseler var.
Ne yapacaklar bu ortamda? Ya söyleneni kabul edecek, “Şimdilik yok, ama olacaktır; ben de şimdilik rejimi destekleyip o günlere hazırlanmalıyım” diye düşünecek. O zaman, tamamen korporatist koşullarda bir işçi sınıfının oluşturulmasını destekleyecek. Ya da “Bu bize kapitalizmin mavalı” diyecek ve bir işçi sınıfı olduğu varsayımından hareket edecek.

Aslında bunların ikisi de yapıldı. Kadro hareketi birincinin somut örneğidir. Ama TKP’nin de farklı bir politika önerdiği yoktu. Yön’ün temsil ettiği “Kapitalist- olmayan yol” olsun, MDD hareketi olsun, onlar da farklı bir görüş geliştirmediler. MDD’nin MDD olmasının baş gerekçesi ülkede olgunlaşmış bir kapitalizm ve olgunlaşmış bir işçi sınıfı olmaması değil miydi?

“Kapitalizmin mavalı” diyenler, örneğin, yaşadıkları kentin “Sanayi” denilen çarşısında proletaryayı bilinçlendirmeye gidip çıraklardan, aslında “korporatist ideolojiden” dayak yiyerek dönen pek çok grupla aynı durumda kaldı.

TÜRKİYE'DE SINIF BAL GİBİ VARDIR

Türkiye’de “sınıf yoktur” demek saçmadır elbette. Sınıf, bal gibi, vardır. Ama toplumların gelişme kanalları aynı değildir. Her toplum kendi yapısına göre, kendi tarihinin fenomenleri arasında evrilir, yolunu bulur. Hangi toplumsal kümenin hangi kümeyle, hangi koşullarda, nasıl eklemlendiği de toplumdan topluma değişir. Ayrıca bu, her şeyin görece olduğu anlamına da gelmez. Bütün toplumlarda aynı ölçüler içinde işleyen mekanizmalar vardır.

Yani, kâğıt üstünde kalmaya mahkûm genellemelerden sıyrılıp bu veri toplumda varolan somut ilişkilere bakmak gerekiyor.

Bu gibi araştırma, incelemeler bizi sürekli “korporatizm” olgusuna getirecektir. Adını pek anmadığımız, hâlâ yeterince incelemediğimiz “korporatizm” anlayışına ve uygulamasına. Daha önce de yazmıştım: adını anmaya gerek duymamamız, biraz da, balığın denizi farketmeden yaşaması gibi bir şey.

İyi. Korporatizm olacaksa olsun. “Korporatizm var; o halde sosyalizm olmaz” diyecek halimiz yok. Ama korporatizmin ciddi bir varlık olduğu bir toplumda sosyalizmin nasıl çalışması gerektiğini araştıracak halimiz olmalı.