Murat Bardakçı Kandilli'ye saydırdı: Rasathane mi, bilmece klübü mü?
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, dün yaşanan depremin ardından Kandilli Rasathanesi'nin açıklamalarını yerden yere vurdu. Düzgün ve anlaşılır olmayan bir Türkçe kullanıldığını söyleyen Bardakçı'ya göre açıklama, halkı daha çok panik yapmaya sürükledi.
Haklı bir isyan Murat Bardakçı'dan... Deprem anında herkesin pür dikkat kesilerek açıklama beklediği kurumların başında gelen Kandilli Rasathanesi, öyle bir açıklama yapıyor ki anlayana aşk olsun.
Hem dil açısından hem de üslup açısından son derece sıkıntılı olan açıklamayı okuyanlar az çok anladıklarıyla daha çok panik yapabilirlerdi, öyle de oldu. Gece boyunca deprem bekleyen insanların çokluğu, açıklamaların eksik veya yetersiz olmasından kaynaklandı.
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, halkı panik yapmamaya ve sükunete davet etmesi gereken Kandilli Rasathanesi'ne saydırdı.
İşte Bardakçı'nın o açıklamayı değerlendirdiği yazısı:
Dün zangır zangır sallandık, hepimize geçmiş olsun…
“Allah beterinden saklasın!” diyeceğim ama sadece bir temenniden ibaret kalacak. Zira, İstanbul’un ezelî derdi olan 250 senede bir mutlaka gelen sırnaşık depremin son periyodunun nihayetinde bulunduğumuzu ve büyük felâketin her an yaşanabileceğini artık sağır sultan bile duydu ama senelerden buyana yapılan uyarılar bir kulağımızdan girip ötekinden çıktı. Onbinlerce can alan, yuvalar söndüren 1999’daki âfeti unuttuk, aylarca hemen her tıkırtıda ayağa fırlamamıza sebep olan paranoyalarımızı, korkularımızı, endişelerimizi bir tarafa bıraktık; dayanıksız binaları elden geçirmek için başlatılan kentsel dönüşüm bile bazı yerlerde rant kavgasına döndü…
Dün, artçı sarsıntılar devam ederken Kandilli Rasathanesi hepimizi bilgilendiren muhteşem bir açıklama yaptı. Açıklamanın bir yerinde “24 Eylül 2019’da meydana gelen depremin ardından büyüklüğü 1,5 ile 3,7 arasında değişen yaklaşık 60 adet artçı deprem kaydedilmiştir. Bugün olan depremin ardındansa şu ana kadar yaklaşık 15 tane artçı deprem olmuştur ki bunların en büyüğü 4,4 büyüklüğündedir. Büyüklüğü 4,7 ve 5,7 arasındaki artçılar klasik ana şok-artçı ilişkisinde değildirler. Bundan sonraki süreçte artçıların devam etmesini bekliyoruz” deniyordu.
Açıklamada geçen “Artçılar klasik ana şok-artçı ilişkisinde değildirler. Bundan sonraki süreçte artçıların devam etmesini bekliyoruz” cümlesine dikkat buyurun!
Sarsıntıların “klasik ana şok-artçı ilişkisinde olmaması” ne demektir? Devamı beklenen artçılar neyin nesi ile ilişki içerisindedirler? Milletin korku ve merakla bekleştiği sırada herkesin, hattâ en cahilin bile anlayabileceği basitlikte izahlar yapmak varken “açıklama” niyetine böyle tuhaf bir Türkçe ile ve bilmece gibi sözler etmek hangi akla hizmettir?
İstanbul’un endişe içerisindeki sâkinleri Kandilli’deki jeolog, sismolog, vesaire “olog”un belki çok iyi bilip üstadı oldukları ama izaha Türkçelerinin kâfi gelmediği düşüncelerini ve akıllarından geçenleri telepati yahut medyum vasıtası ile mi öğrenecekler?
AÇIKLAMAYA BAK, SÜNGÜYE DAVRAN!
Dün, yine Kandilli’den yapılan bir başka açıklamanın bir bölümünü de diline ve üslûbuna dokunmadan aynen nakledeyim:
“Bölgesel aslında bu deprem, bu coğrafyada kıyısı olan Tekirdağ ve İstanbul için önemli bir test oldu. Bu testte ne kadar başarılı olduğumuzu sizlerin de takdir edeceğinizi umuyoruz” buyurmuşlar…
Bu ifadeleri de anlayan varsa, beri gelsin!
Söylediklerine göre dünkü deprem Tekirdağ ve İstanbul için önemli bir test olmuş, Kandilli Rasathanesi bu testten başarı ile çıkmış ve bu başarısının takdir edilmesini bekliyorlamış!
Türkçe’ye bakın! Başarılan iş nedir? Deprem mi? Yani, fayları test maksadıyla bizzat Kandilli Rasathanesi mi kırdı da takdir bekliyor, yoksa bilmediğimiz, sır olan bir başka önemli iş mi becerdiler? Ne?
Rasathanenin açıklamasında yeralan çok önemli başka tespitleri de, yine onların ifadelerine dokunmadan veriyorum:
4,7’lik depremden beri alışılagelmiş ana şok-artçı şok ilişkisine bağlı bir düşüş yaşanmamış. Orta düzeyde devam eden depremler sonrasında böyle bir şey yaşamışız. …Kısmen de olsa yapısal hasarlı binalar ve bazı “mühendislik yapılarda” problemler varmış, iletişimde sıkıntılar olmuş ve trafikte de sıkıntılar olmuş. Dolayısıyla gelecek olası büyük deprem için de onlara da test olmuş, bunu söyleyebilirlermiş!
Valla mı? “Ana şok-artçı şok ilişkisine bağlı bir düşüş yaşanmadığı” hepimizin mâlûmu idi ama bazı binalarda hasar meydana geldiğinden, iletişimde ve trafikte sıkıntılar yaşandığından haberdar değildik, sayelerinde öğrendik!
Ne diyeyim, Allah razı olsun!
Kandilli Rasathanesi’nin Türkçesine ve meramını ifadedeki aczine bakın!
“Mühendislik yapılar” her ne menem ise, meğerse onlarda da birşeyler olmuş!..
“Veterinerlik yapılar”, “kimyagerlik yapılar”, “kasaplık yapılar”, “şairlik yapılar”, bilmemnelik vesaire yapılar ne âlemdeler? “Son derece başarı ile geçtiklerini” söyledikleri “test” bu yapıların âkıbeti hakkında da malûmat verdi mi acaba?
Rasathanenin vazifesi milletin endişe içerisinde bekleştiği anlarda muamma söylemek yahut “iletişimde problemler çıktı, trafik sıkıştı, bazı binalarda hasar meydana geldi” gibisinden acemi muhabir üslûbunda sözler etmek değil, İTÜ hocalarının dün gece yayınladıkları ortak açıklamalarındaki gibi ne olduğu ve ne yapılması gerektiği hakkında herkesin anlayabileceği şekilde bilgi vermektir.
Rahmetli Işıkara Hoca nur içinde yatsın. Bu işi ne güzel yapardı!