MEDYA KÖŞESİ

Muhtar'a 'görülmüştür' damgalı cezaevi mektubu

“Geciken adaletin adalet olmadığına olan inancımızın giderek pekişmesinden, hukukumuz ve adalet anlayışımız adına utanıyoruz…”

Muhtar'a 'görülmüştür' damgalı cezaevi mektubu
GAZETECİLER.COM – Reha Muhtar Atina’dan dönmüş…
Dönünce de masasında yığılmış mektuplar bulmuş (Böylece, internetin hızla yayıldığı bir dünyada halen postacıyı çalıştıranların çok olduğu bir ülkede yaşadığımızı öğreniyoruz)…
Ancak…
Bu mektuplardan birinin zorunlu olarak postacı aracılığıyla ulaşması gerektiğini anlayınca içimiz burkuluyor…
Hayır…
Mektubun sahibini çok sevdiğimizden değil…
Başta siyasi, ekonomik ve toplumsal konular olmak üzere tamamen ayrı dünyaların insanlarıyız ama…
Önce insan… Sonra da meslektaşımız olarak çektiği acıları hak ettiğine inanmadığımız için yüreğimizin yangın yerine döndüğünün de farkındayız…
Hakkındaki suçlamaları savunabilecek imkân halen tanınmadığı için üzülüyoruz…
Artık klişeleşmiş şekliyle söyleyelim:
“Geciken adaletin adalet olmadığına olan inancımızın giderek pekişmesinden, hukukumuz ve adalet anlayışımız adına utanıyoruz…”
Hukuk sistemimiz ve adalet anlayışımızın kokuşmuşluğu adına hicap duyuyoruz elbette…
Hukukun “intikam” aracı…
Adaletin “Mutlak cezalandırma” olarak algılanışının acımasızlığına kahroluyoruz…
Eh artık Muhtar’a gelen mektubun sahibinin adını da yazalım: 132 gündür, gazetecilik mesleğine olan aşkı nedeniyle tuttuğu günlükler yüzünden Tutuklu (Hükümlü değil) gazeteci Mustafa Balbay’dan…
Balbay, Muhtar’a şunları yazıyor:
 
Geçen hafta yazını okuyunca hem bir selam vereyim hem de sözünü ettiğin konuyla ilgili yazayım dedim.
Dizi yazıda da aktardığım gibi MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinden sonra terörün tümüyle ortadan kaldırılması için ne yapılabilir sorusuna yanıt arıyordu...
Bunun için öncelikle terör örgütüne eleman sağlayan kaynakların kurutulması gerektiği görüşünü benimsemişlerdi...
Bir yandan Öcalan etkisiz hale getirilecek bir yandan da “terörirst yetiştirilen” bataklıklar kurutulacak...
 
***
 
Bu yönde yaptıkları analizlerin sonucunda büyük kent vatandaşlarının, özellikle magazin programlarındaki kendilerine çok yabancı ve lüks hayatı görünce sisteme düşman olduğu düşüncesi öne çıkmış.
Altını çizdikleri durum buydu...
O dönem sen en etkili haber sunan kişi olarak öne çıkmıştın...
Ancak benim katıldığım toplantılarda,görüşmelerde senin aleyhine bir konuşma olmadı...
Bunun dışında kimi konferanslarda bana senin programlarını soruyorlardı...
Ben de şu yanıtı veriyordum:
“Yapılan araştırmalara göre Reha Muhtar’ın haber programını her akşam ortalama 3 milyon kişi izliyorumuş... Bu durumda o artık Deha Muhtar...
İletişim fakültesi öğrencilerine de senin haberciliğinin bir tez konusu olabileceğini söylemiştim... Belki yapan olmuştur.
 
Muhtar da cevap veriyor…
 
Kardeşim Mustafa,
Seni tanıdığım kadarıyla gazetecilik dışında darbe türü işlere bulaşmazsın...
Her şeyi gazetecilik için yaparsın...
Tutukluluk günlerinin en kısa zamanda sona ermesini Tanrı’dan diliyorum...
Beraatini arzularken, en azından tutuksuz yargılanma hakkına da kavuşursun diye umut ediyorum...
Sen benim tanışığım ve arkadaşımsın...
Suç işlemiş olsan da öylesin...
Suç işlemiş olmasan da öylesin...
Ama hissediyorum ve umut ediyorum ki gazetecilik dışında yoktu ve olmadı...
 
Reha Muhtar’ın “Kamuya açık” cevabi yazısı bu kadar değil elbette…
Değil ama bir meslektaşımızın makalesinin tamamını “Kopyala – yapıştır” da bizim yöntemimiz değil…
Biz ufak tatlar sunduk Balbay’ın cezaevinden gönderilen “Görülmüştür” mektubundan ve Muhtar’ın makalesinden…
Tamamı
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar