Muhsin Kızılkaya'dan Markar Esayan yazısı: Hrant Dink'in talebesiydi...
Habertürk yazarı Muhsin Kızılkaya, bugünkü köşesinde gazeteci yazar Markar Esayan'ın ölümüne ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Habertürk gazetesi yazarı Muhsin Kızılkaya, "Markar'ın ölümü" başlığı verdiği yazısında Markar Esayan'ın hayatına, Ermenilerin yaşadığı 1915 sürgününden Esayan'a kalana ve bu sürgüne ilşkin vardığı "Türkün doktoru Ermeni, Ermeni’nin hekimi Türk’tü" değerlendirmesine değindi:
1915’ten artakalmış bir dedenin torunuydu. Babası Ermeni, annesi Çerkes Müslüman’dı. Çerkesler 1864’te Rus kıyımından kaçarak Osmanlı’ya sığınmış; Osmanlıyı batıran İttihatçılar 1915'te Ermenileri Mezopotamya’nın kızgın çöllerine sürmüşlerdi. O büyük felaketin “kara kutusu” o gün bugün kayıptır. Hrant Dink o kutunun peşine düştü, canından oldu; Markar onun talebesiydi...
“Şimdinin Dar Odası” ile “Karşılaşma” romanlarında bu arayışın hüzünlü şarkısını çaldı uduyla. Vardığı sonuç, kendi sözleriyle aşağı yukarı şöyleydi: “Burada kanımca hepimizi alakadar eden derin bir sır gizli. Bir yerlerde, bir vakitler bir terslik olmuş, çok büyük bir hata yapılmış sanki. Cam bir bardak içinde hapsolmuş zavallı sinekler gibiyiz. Bu durum da hepimizi hasta etmişti. Şifayı başka yerde aramanın manası yoktu. Türkün doktoru Ermeni, Ermeni’nin hekimi Türk’tü."
Yaşasaydı daha çok romanı olacaktı. Meclis’te roman yazan tek vekildi... Onun inancına göre ölüm, Tanrıyla kesin buluşmadır. “Allah’ın memleketinde”, Tanrı’nın huzuruna da yüzünde aynı mutlu çocuk tebessümüyle çıktığına eminim. Allah rahmet eylesin, gani gani...