MEDYA KÖŞESİ

Milliyet yazarı sordu:<font color='#FF0000'> 'Başbakan'ı kim yanıltıyor?'</font>

Başbakan'ın rakamlarını örnek gösterdiği Gazetecileri Koruma Cemiyeti 22 Aralık'ta Başbakan'a çok ağır bir mektup ve geçen ay Türkiye'ye de bir heyet yolladı...

Milliyet yazarı sordu:<font color='#FF0000'> 'Başbakan'ı kim yanıltıyor?'</font>
GAZETECİLER.COM - Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş bugün köşesinde  Başbakan Erdoğan'ın dün tutuklu gazeteciler ile ilgili yaptığı açıklamayla ilgili çok sert bir yazı kaleme aldı.  Başbakan'ı kim yanıltıyor? diye soran Aydıntaşbaş,

ERDOĞAN'I AKLAMAK İÇİN SÖYLEMİYORUM

"Artık tereddüt kalmadı. Başbakan, çevresi, bürokratları ve muhtemelen bakanları tarafından yanıltılıyor. Hem de uzunca bir süredir...
Bunları asla Erdoğan'ı aklamak için söylemiyorum. Ama aksi takdirde Başbakan'ın dün 'tutuklu gazetecilerle' ilgili açıklamasındaki maddi hataları nasıl açıklarsınız?

Erdoğan, dünkü konuşmasında CHP liderinin tutuklu gazeteci sayısını gündeme getirmesine tepki göstererek "Bir sendika ve tutuklu gazetecilerle ilgili bir platform, Türkiye'de 105 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olduğunu iddia etti. Bu listedeki isimleri tek tek Adalet Bakanı'ma sordum. Dedim şunları bir çıkart, araştır."

ADALET VE İÇİŞLERİ BAKANI BU KEŞMEŞİN ASIL MİMARI

İşte Başbakan'ın zorluğu. 'Bu işin aslı astarı nedir?' demek için gitmek zorunda olduğu insanlar, Adalet Bakanı gibi, İçişleri Bakanı gibi, emniyet mensupları gibi bizzat bugünkü keşmekeşin mimarları. Yani bizzat kariyerleri itibariyle bugüne kadar yapılan işlerin 'doğru' olduğunu kanıtlamak zorunda olan insanlar.

Adalet Bakanı, Başbakan'a bu isimlerden sadece 6'sının sarı basın kartı olduğunu, 25 kişinin hükümlü, 70 kişinin tutuklu, 6 kişinin cezaevinde kaydı olmadığını söylemiş. Ayrıca Başbakan'a New York merkezli Gazetecileri Koruma Cemiyeti'nin (CPJ) Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısını sadece 8 olarak yazdığını söylemiş.(...)

BAŞBAKAN'IN SÖYLEDİĞİ O KURUM ÇOK AĞIR BİR MEKTUP YAZDI

Ama keşke Adalet Bakanı ya da kendi danışmanları en azından Başbakan'ı New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) konusunda uyarmış olsaydı. Bu kuruluş, 2011 yılsonu değerlendirmesinde Türkiye'de 8 gazetecinin hapiste olduğunu teyit ettiğini söylemiş olsa da, bu rakamın Adalet Bakanlığı tarafından övünçle anılması üzerine açıklama üstüne açıklama yaparak bunun 'nihai rakam olmadığını', çalışmalarının devam ettiğini ve Türkiye'de ifade özgürlüğünün sorunlu olduğunu söyledi.

Söylemekle kalmadı, 22 Aralık'ta Başbakan'a çok ağır bir mektup ve geçen ay Türkiye'ye de bir heyet yolladı.

Avrupa Birliği yetkilileri Adalet Bakanı'nı öve öve bitiremiyor. Her görüşme sonrasında 'Ah ah, bakan tutuklu gazeteciler konusunda bir şeyler yapmaya çalışıyor ama...' diyorlar.

MESELE KİŞİ DEĞİL SİSTEM MESELESİ

Eminim öyledir. Ama mesele kişi değil sistem. Adalet Bakanı ifade özgürlüğü konusunda bu kadar dertli ise, her şeyden önce Başbakan'a sadece içerideki insanların 'neyle suçlandıklarını' değil, bir de hangi koşullarda tutuklandığını anlatabilirdi. Biliyorsunuz hapisteki gazeteciler 'Yazdıklarına gıcık oluyoruz' ya da 'Gazeteni sevmiyoruz' diye değil, Ergenekon ya da PKK bağlamında 'örgüt üyeliği' veya 'propagandası' ile suçlanıyor. Bakanlık da, Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve de Başbakanlık'a kimin neyle suçlandığına dair Excel dokümanları gönderiyor. Sütun sütun."

 

ÇOK OKUNANLAR