Melih Aşık

Dün, Fehmi Koru dostumuzu “günün kaybedeni” seçmiş ve gerekçesini de “söylenti bile olmayan”, (sanırız) kendi çevresinde seslendirilen bir “iddia” üzerine bina etmesi olarak göstermiştik.

Seçimimizi eleştirenler olduğu kadar destekleyenler de çoktu.

Nitekim dün Koru ile aynı gurupta (Akil Adamlar Heyeti) görev yapan Milliyet yazarlarından Prof. Fuat Keyman tabii ki Koru’yu “yalancı” çıkarmak amacıyla değil ama tam bir akademisyen ahlâkıyla yazmıştı İzmir notlarını…

Dün Günün kazananını daha önce seçtiğimiz için Fuat Keyman Hoca’nın hakkını teslim edememiştik.

Bugün daha henüz biz okumadan cep telefonumuza gelen bir elektronik mesaj, Milliyet’te Melih Aşık’ı okumamızı tavsiye ediyordu…

Okuduk…

Ve;
Fuat Keyman’ın dün bizim de çok beğendiğimiz makalesinden alıntılarla karşılaştık…

Neler mi?..

Buyurun okuyun lütfen:

Akil insanlar heyetinde yer alan yazarımız Prof. Fuat Keyman, Ege’de kendilerine iletilen soru ve endişeleri şöyle sıralıyor:

* Barış sürecinde üniter devlet ortadan kalkacak mı ve Türkiye federatif bir yapıya gidecek mi?

* Barış sürecinin sonunda, “Türklük” ya da “Türk üst kimliği” ortadan kalkacak mı?

* Barış süreci acaba cumhuriyet değerlerine zarar veriyor mu? Acaba yeni bir cumhuriyete mi geçiyoruz?

* Barış sürecinde hükümet Öcalan’ı güçlü ve önemli bir noktaya mı getiriyor.

* Silah bırakma karşılığında acaba ne veriliyor?..

* Ak Parti bu süreci kendi gücünü artırmak ya da başkanlık sistemine geçmek için mi yürütüyor.

Yukarıdaki endişeler gösteriyor ki.. Egeli vatandaş süreci kavramış... Diyor ki:

- Ben süreci elbette desteklerim ama yukarıdaki kaygılarımın giderilmesi şartıyla...

Öcalan ve Kandil’in söyledikleri ortadayken bu kuşkuları ortadan kaldıramazsınız.

Nitekim akil insanlar heyeti de vatandaşların kaygılarını giderici sözler söyleyememiş.

“Federasyon karşılığı başkanlık sistemi” pazarlığı yapılıyor endişesi yalnız Ege’de değil yurdun diğer köşelerinde de ağır basıyor.

Hâsılı;
Fuat Keyman’ın gıyabında bugün Melih Aşık için “kazandı” diyeceğiz çünkü bizim yapmak istediğimizi çok güzel toparlayıp vermiş.

En güzeli de, Fehmi Koru’nun  "İzmirlinin çözüme karşı olduğu kocaman bir yalan" hüküm cümlesini yalanlayan ve İzmirlilere ait şu şerh:

- Ben süreci elbette desteklerim ama yukarıdaki kaygılarımın giderilmesi şartıyla...”

Neymiş?..

İzmirli zaten sürece karşı falan değilmiş ve desteklemeye de hazırmış ama  “kaygılarının giderilmesi” şartıyla…

Bu hassas noktayı hatırlatırken Fuat Keyman’ın “akademisyen ahlâkı” ile yaptığı gazeteciliğin değerini de gösteren Melih Aşık “kazandı”…