MEDYA KÖŞESİ

Mehmet Yakup, Ertuğrul Özkök farkı!...

Diyelim ki vergi cezasını Maliye Bakanlığı bürokratı değil de bizzat siyasal iktidar kesti. Bununla mücadelenin yolu.......

Mehmet Yakup, Ertuğrul Özkök farkı!...
GAZETECİLER.COM - Yok yok… “Gazetecilik” yapan herkes başımızın tacı…
Ama “gerçek gazetecilik” yapan için geçerli bu sözümüz…
Mehmet Y. Yılmaz gazeteci olduğunu unuttu, patronunun avukatlığını yapmaya devam ediyor…
Ama o avukatlığının Aydın Doğan’a daha çok zarar verdiğinin farkına değil…
Diyelim ki vergi cezasını Maliye Bakanlığı bürokratı değil de bizzat siyasal iktidar kesti. Bununla mücadelenin yolu siyasal iktidarı aşağılamak, hakaret etmek midir?..
Yoksa “düşmanınla savaşacak gücün yoksa en doğrusu ona sarılmaktır. Eğer düşmanına sarılırsan onun silâhını sana doğrultma imkânını ortadan kaldırırsın” diyen strateji dehası Sun Tzu’yu dinlemek midir?..
Ertuğrul, düşmanına sarılırken, Mehmet Yakup, cılız yumruklar savurmaya devam ediyor...
Hem ıskalıyor, hem de düşmanını, “gel beni döv” diye tahrik ediyor…
Bakın nasıl…
 
DOĞAN Grubu’na kesilen vergi cezasının bir benzerinin daha önce büyük uluslararası bir bankaya da kesildiği ama sonra Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın vergi yasalarına aykırı bu durumu görerek cezayı kaldırdığını Eyüp Can’ın yazısından öğrendik.
Meğerse o yanlış raporu yazan da Doğan Grubu’na kesilen cezaya temel olan raporu yazan denetçi imiş.
Bir kişinin aynı hatayı iki kere yapması, üstelik birinci hatası açıkça ortaya çıktıktan sonra yapması, kötü niyetten başka bir anlama gelmez diye düşünüyorum.
Tam da bu noktada normal gazeteler ile din tüccarı gazeteler arasındaki farka dikkat çekmek isterim.
Böyle bir şey onlardan birinin başına gelmiş olsaydı, şöyle bir manzara görecektik.
Cezaya esas olan raporu yazan denetçinin adı, soyadı, çocuklarının gittiği okullar, oturduğu evin adresine varana kadar her türlü detay sayfalara taşınacaktı.
Denetim elemanının büyük boy bir vesikalık fotoğrafı her gün gazetelerin birinci sayfasında yayımlanacaktı.
Denetçi hedef haline getirilecek, sokağa bile çıkamaz olacaktı.
Beğenmedikleri kararları veren yargıçlara, beğenmedikleri sanıkları savunan avukatlara, beğenmedikleri şeyler söyleyen subaylara daha önce ne yaptılarsa, aynı şeyi denetçiye de yapacaklardı.
Ama bakın bu ağır ve hukuksuz cezayı kesen denetçinin ne adını biliyorsunuz, ne fotoğrafını bir yerde gördünüz.
Sadece bu örnek bile sadece “gazetecilik yapmak peşinde olan” medyanın bir ülke için ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor!
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar