MEDYA KÖŞESİ

Mehmet Y. Yılmaz, BORAT’ı görmezden geldi…

Hani, Kazakistan’dan kalkıp, Birleşik Devletler’e giden ve en akla hayale sığmaz görgüsüzlükleri “gazetecilik” adına yapan “garip” adam…

Mehmet Y. Yılmaz, BORAT’ı görmezden geldi…
GAZETECİLER.COM
Mehmet Y. Yılmaz, Fatih Altaylı için “Borat” adını kullanıyordu bir zamanlar…
Hani, Kazakistan’dan kalkıp, Birleşik Devletler’e giden ve en akla hayale sığmaz görgüsüzlükleri “gazetecilik” adına yapan “garip” adam…
Fatih Altaylı’nın yaptığı her yanlışın üzerine atlayan Yılmaz bu kez, Bülent Arınç’ı bile öfkelendiren “komplo teorisini” görmezden gelmiş…
Pardon…
Görmezden gelmemiş ancak o “müthiş” buluşu Deniz Baykal’a mal etmiş…
Belli ki artık aynı cephede savaştıkları Altaylı’yı gücendirmek istememiş…
Bakın nasıl…
 
 
Her türlü komplo iddiasına inananlar ülkesi
 
 CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ortaya attığı bir iddia “Arınç’ı gözetleyen subaylar” meselesini başka bir boyuta taşıyor.
İddiaya göre, kimliği belirsiz bir kişi askerlere ihbarda bulunuyor. “Bilgi sızdıran personel Arınç’ın evinde” diyor, askerler de buna kanıp gözetlemeye gidince, aynı kişi polise de suikast ihbarı yaptığı için yakalanıyorlar!
Türkiye’de öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki bu bile olabilir elbette. Ama yine de oldukça geniş bir hayal gücüne karşılık geldiğini düşünmeden de edemiyorum.
Merak ettim, acaba bu bilgiyi Baykal’a veren de “telefondaki kimliği belirsiz kişi” miydi? Eğer öyleyse ülkemizde değerini hiç bilmediğimiz bir Dan Brown yaşıyor, haberiniz olsun! En başından beri bu meseleyi ciddiye almak ve siyasallaştırmamak gerektiğini yazmıştım. Ülkemizde öyle siyasi cinayetler işlendi ki çoğu bize şimdi çocukça gelen planlarla yapılmıştı.
Öte yandan bu ülkede öyle komplolar da kuruldu ki en akıllılarımızı bile oyuna getirmekte hiç zorlanmadılar.
Onun için bu tür durumlarda meseleyi adaletin çözümlemesine bırakmak ve siyaseti bu işlere karıştırmamak en doğrusuydu.
Ama başta Başbakan Yardımcısı’nın çabalarıyla mesele o hale getirildi ki kelimenin tam anlamıyla “at izi, it izine karıştırıldı”. Bir kez daha toplum orta yerinden ikiye bölündü: Suikast planı olduğuna inananlar ve inanmayanlar!
Ve ileride bu soruşturma ne sonuç verirse versin, o sonuca toplumun en az yarısı inanmayacak! Böyle bir ülkede yaşayan insanların “huzurlu” bir hayat sürebileceklerine inanıyor musunuz?
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar