Mehmet Ocaktan
Shakespear'in dediği gibi, "emniyetini korkularının ardına saklayanlardan"...
İnsan vardır, ölümden korktuğu için sarılır hayata…
Hayata tutunmaya çalışırsa ölüm korkusunu yeneceğini sanır…
İnsan vardır ölümü aklına bile getirmez…
Yaşamayı sevdiği için sever hayatı…
İnsan vardır; yasakları sever kendi varlığını korumak için…
İnsan vardır yasakları aklına bile getirmez sevdiği için özgürlüğü…
Mehmet Ocaktan kendi varlığını koruyabilmek için yasaklara sığınanlardan…
Yani...
Shakespear'in dediği gibi, "emniyetini korkularının ardına saklayanlardan"...
Öyle olmasaydı youtube, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere protesto amaçlı mitinglerin bile yasaklanmasını bu kadar kolaylıkla isteyebilir miydi?..
Ya da kabul edebilir miydi yönettiği Akşam gazetesine Washington'dan yazan Gönül Tol’un makalesini sansürlemeyi?..
Evet…
Zahirde (Görünürde) Mehmet Ocaktan ve onun gibilerin kazandıkları sanılıyor…
Ama kazandıkları sadece “Para” ve “Güç”…
Yani…
En kolay kazanılıp en kolay kaybedilen “Dünya Nimetler”…
Oysa Ocaktan ve benzeri meslektaşlarımız öyle bir değeri kaybediyorlar ki; o değerin kıymetini güçlerini ve paralarını kaybettikleri gün anlayacaklar…
Ne mi o değer: Saygınlık…