ANALİZ

Mehmet Metiner ile sağlıklı yaşam testi...

"Mehmet Metiner'i dinle ve izle... Eğer sonuna kadar dayanabiliyorsan; seni artık hiçbir stres yıkamaz...."

Mehmet Metiner ile sağlıklı yaşam testi...

ADNAN BERK OKAN

İnanmayacaksınız belki...
Çoğunuz; "yok canım daha neler?.. Sonuna kadar nasıl dayandın?" diyeceksiniz...
Haklısınız...
Kolay değil...
Zaten doktorum da stres giderici ilâçlara ihtiyacım olup olmadığını test etmem için "Mehmet Metiner'i dinle ve izle... Eğer sonuna kadar dayanabiliyorsan; seni artık hiçbir stres yıkamaz; ondan sonra hayatını ilâç almadan sürdürebilirsin" tavsiyesinde bulunmuştu.
İşte o tavsiye üzerine dün gece ekranın karşısına oturdum…
Ve…
Mehmet Metiner'i dinledim/izledim...
Hem de tek bir kelimesini bile kaçırmadan…
Ve...
Bırakın öfkelenmeyi; harika eğlendim...
Bana bu fırsatı veren Ahmet Hakan'a teşekkür eder, gözlerinden öperim...
Ama...
Hayır...
Metiner'den söz etmeyeceğim...
Bizim patronu da herhangi bir şikâyet telefonuna muhatap etmeyecek bir yazı yazacağım...
Önce bir fıkra...


Bilseymiş…

Hacı amca uzun yıllardır, kendini dünya işlerinden koparıp almış, tamamen ahret işlerine vermişti. 
Ne var ki bir gün ağır şekilde hastalandı. 
Doktora götürdüler. 
Doktor teşhisini koydu:
“Hacı amca. Mutlaka bir kadınla sevişmen lâzım aksi halde iyileşemezsin.”
Hacı amca doktora kızdı:
“Git işine be çocuk. Bu yaştan sonra benim sevişmek neyime?”
“İyi ama amca senin hastalığın öyle bir hastalık ki bir kadınla sevişmezsen iyileşemezsin.”
Hacı amca mecburen kabul etti. 
Kendisine genç, güzel bir kadın buldular ve imam nikâhı ile evlendirdiler. 
Aradan uzunca bir süre geçti. Hacı amcadan ses çıkmayınca doktor ziyaretine gitti.
“Nasılsın hacı amca? İyileştin mi?”
“A be evlâdım. Ben bu sevişmenin böyle tatlı bir şey olduğunu unutmuşum ya. Eğer bunu baştan bileydim bütün köyü becerirdim”.


Demek istemem şu…
 

Seks tatlı olabilir, kilo da verdirebilir ama fazlası ihtiras yapar.
Hacı amcanın bütün köyü gözüne kestirmesi gibi...
40 yıl eline kadın eli değmemiş hacıyı bile baştan çıkarması gibi..
Fıkra nereden mi icap etti?..
Prof. Mehmet Öz'ü dinledim geçenlerde...
Şaşırdım tabii ki...
Çünkü seksin sağlıklı yaşama faydalarını öyle bir anlattı ki...
Sanırsınız sevgili Öz iç çamaşırı giymeye vakit bulamıyor...
Neden?..
Sağlıklı yaşam için…


Biliyor musunuz?..

Ben sağlıklı yaşam için verilen bu tür tavsiyeleri çok "konfeksiyon" buluyorum...
Düşünebiliyor musunuz? 
Bir hazır giyim mağazasından içeri giriyordunuz ve elbiselerin hepsi ya 38, ya da 56 beden.
Ve bedeniniz kaç olursa olsun, siz illâki de o bedenlerden birinin içine sığmak zorundasınız.
Oysa herkesin kalça genişliği ile bel genişliği arasındaki oran aynı olabilir mi?.
Ya da Ayşe Hanım'ın göğüsleri Jane Mansfield (benim yaşımda ve daha yukarıda olanlar hatırlayacaklardır) gibi diye Fatma Hanım'ın göğüsleri de öyle olacak değil ya..
Veya tam tersi...
Ki... 
Son yıllarda genellikle tam tersi...
Kadın konfeksiyonu Jane Mansfield göğüslü kadınlara göre değil, Mag Ryan göğüslü kadınlara göre dizayn ediliyor...
İyi ama Jane Mansfield’ler ne yapsınlar?.
Cendereye mi girsinler?..
Bu arada Jane Mansfield için bir hatırlatma yapayım...
Nadide Sultan’ın (Sahi yaa... Nadide sultan nerelerde?.. Medya için cazip mi değil?.. İşi mi bıraktı?.. Yoksa Kim Kardashian'ı mı örnek vermeliyim...), estetikçiye gidip göğüslerini büyüttüğünü tahayyül edin; ölçüsünün nasıl bir şey olduğunu anlarsınız...


En yakın olan melek Azrail...

Konfeksiyon diyet uygulamalarının, bu verdiğim örnekten hiç farkı yok.
Bu tür diyet programları uygulandıkça giderek daha da sağlıksız, öfkeli, ihtiraslı ve bezgin bir topluluk yaratılıyor...
Diyet önce bir cinnete, sonunda da adeta cinayete dönüşüyor...
Sağlıklı olmak için girişilen bu eylem, sonunda insanların daha sağlıksız olmalarına sebep oluyor;
Kadınlar ve erkekler depresyona giriyor;
Kimlik ve kişilik bunalımı yaşıyor...
Bunları görüyor ve diyorum ki:
Ne kadar diyet yaparsanız yapın;
Ne kadar az yemek yerseniz yiyin;
Eğer stresli, öfkeli, her şeye sinirlenen, kin tutan, nefret duyguları sevgi duygularına ağır basan biri iseniz; size en yakın olan melek Azrail’dir.
Ne yaparsanız yapın yanınızdan ayrılmaz çünkü onun görevi bir an önce sizi alıp gitmektir.
O halde; yemek yeme kültürünüzü değiştirmeden önce eğer:
stresli, öfkeli, her şeye sinirlenen, kin tutan, nefret duyguları sevgi duygularına ağır basan biri iseniz; kişiliğinizi değiştirin.
Sakin olun...
Öfkelenmeyin...
Kin tutmayın...

Düşmanınız da olsa sevmeyi deneyin...
En azından nefret etmeyin...
Ve sizi rahatsız ettiğine inandığınız fiziksel veya ruhsal aksaklıklarınızı ihmal etmeyin...
Hemen bir doktora, hatta iyisi mi psikiyatra gidin...


Hâsılı…

Sağlıklı bir bedene sahip olmak istiyorsanız, ruh sağlığınıza ve akıl sağlığınıza önem vereceksiniz...
Ruh ve akıl sağlığınız yoksa beden sağlığınız zaten olamaz...
Stres altında bir beden ne kadar sağlıklı beslenebilir ki?..
Stres altındaki organlar hangi besinleri sağlıklı öğütebilir?..
Hangi yağları yakıp kasa dönüştürebilir?..
Hâsılı önceliği ruh ve akıl sağlığınıza verin...
Diyetisyen doktorlara teslim olup da stres içinde yaşamayın...
Özgür olun...
En sağlıklı diyet özgürlüktür...

Not:

Lütfen bu yazının altında buzağı aramayınız…
Hele öfkesiyle ünlü kimi saygıdeğer devlet büyüklerimize akıl verdiğimi asla düşünmeyiniz…

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR