Mehmet Esen 'Cem Yılmaz'a hakkımı helal etmiyorum' diyor

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR [email protected]

Sayım Çınar Mehmet Esen ile yeni oyununu, Türkiye’de sahne algısını, sosyal medyanın gücünü, gelecek günleri konuştu, ortaya sanat dolu bir söyleşi çıktı.

Yeni bir oyuna başladın, yeni bir heyecan. Yeşilçam’da da sahnelerde de görüyoruz seni. Aşk Hayattan Büyük enteresan bir oyun. Biletix’ten alınıyor biletler. Hikayesini anlatır mısın?

Aşk Hayattan Büyük en başta benim bu isimle yazdığım bir kitaptandır. Sesini kaybeden insanların hikayesiydi. Gezi beni çok etkiledi, gençlerin bize verdikleri sıcaklık, ölümleri beni çok etkiledi. Bunun üzerine bu oyunu yazdım. İyi bir kadroyla hayata geçirdik oyunu, Sera Uzel, Barbaros Şansal, Feridun Düzağaç. Karşılıksız yaptılar her şeyi. Seyirciyle buluşturduk.

BU DÖNEMDE SANATLA MORAL BULMAK ÇOK ÖNEMLİ

Kraft küçük bir salon ama ilgi çekici oyunlar oynanıyor.

İpek Bilgin’in önderliğinde kurulmuş bir ekip. Salonlarını benimle paylaştılar. Seyirci bizlere dokunabiliyor, sıcacık bir salon. Güzel bir seyirci geliyor, bir ay önceden biletler bitiyor. Bu kadar karamsarlaştığımız bir dönemde tekrar sanatla moral bulmak çok önemli. İnsanlar mutlu çıkıyorlar her ne kadar zor bir konuyu anlatsak da.

Ezilenlerin sesi olayı başarıyorsunuz, kadına şiddet konusunu işliyorsunuz, Hrant’ı anıyorsunuz, çocukluğa dönüyorsunuz.

Benim yüreğime dokunan her şeye bir merhaba demek istedim. Slogan atmadan yapmak istedim bunu.

Seyirci bulmak zor mu?

Büyük bir salonda oynamayı çok istiyorum. Buradan yola çıkıp gideceğiz. Her kesimden seyirci gelmeye başladı. Herkes kendinden bir şeyler buluyor hikayede. Turne yapmak istiyorum, Anadolu’ya ulaşmak istiyorum.

'NE YAPARSAN YAP, AŞKLA YAP' VERMEK İSTEDİĞİM MESAJ BU

Altıncı oyununu oynadın. Ne kadar süre devam edecek oyun?

Yaza kadar oynamak istiyorum. Haftada iki güne çıkardık. Başka oyunlar da var. İki günün dışında da turneler yapmak istiyorum dediğim gibi. Bu hikayenin ortaya çıkışında beni çok etkileyen bir hikayeyi paylaşayım seninle. Burgaz’da çöpçü bir arkadaşım var, Aziz. 5’te çöpleri süpürmeye başlar. 6’da başlarmış mesaisi. İnsanlar giderken güzel gitsinler isterim, yolları temiz görsünler isterim dedi. Ne yaparsan yap aşkla yap, bu mesajı vermek istiyorum.

Baba, anne, geçmiş, oyunda otobiyografik unsurlar var.

Benden çok şey var, esas bir Kürt çocuğun hikayesini anlatıyorum. Yatılı okudum, hapishane hayatı yaşadım.

Kadın oyuncunuzu nasıl seçtiniz?

Öğrencim, anne babası da arkadaşım. Çok zora koştum, en ağır filmleri izlettim, en ağır kitapları okuttum, sonunda da rolü kaptı. İlk profesyonel oyunu. Sahne sempatisi iyi, tiyatro ahlakı iyi.

Şalvar Davası, Katırcılar ve daha birçok film. Atıf Yılmaz, Ömer Kavur, Şener Şen….Sinema mı yoksa Tiyatro mu?

Tiyatro benim evim, sığınağım, orada besleniyorum. Tabii ki sinema kitlelerine ulaşmak da çok güzel.

Ocak Ayının İki Yüzü, bir Hollywood filminde oynadın. Soma olayları yüzünden gala iptal edildi.

Filmin Türkiye galası iptal edildi. Yurtdışında büyük ses getirdi film. Kostümleri moda oldu, Yunanistan ve İstanbul’da geçen bir hikaye.

CEM YILMAZ VE YILMAZ ERDOĞAN SİSTEMİN OYUNCAĞI

Cem Yılmaz’la ilgili eleştirilerde bulunuyordun, hâlâ aynı noktada mısın, bunu da sormak isterim.

En son hakkımı helal etmiyorum dedim. Leman Kültür’de sahneye çıkaran, formatı veren kişiyim. Sistemle barışınca tam aksini yaptı. Televizyonlara çıkıp hikayeyi de yanlış anlatıyor. BKM ile ortak yaptıkları bir şey. Allah onları çok para vererek cezalandırdı, o paraların altında eziliyorlar. Sistemin oyuncağı olmuş durumdalar.

Sanatçıların söyledikleri konusunda çok özenli ve dikkatli olması gerekir.

Çıkıp da kötüleme hakkını kimse kimseye vermez. Altyapısı olmayınca kazandıklara para beraberinde korku getiriyor. Etrafında bir yığın yalaka adam var. Bu yalanın içinde böyle bir yeteneğin yok olması bana acı veriyor. Sistemle barışıp, sokaktan uzaklaşıyorlar. Halktan kopuyorlar. Yılmaz Erdoğan Hrant’ın arkadaşıyken Muammer Güler’in arkadaşı oluyor.

Türk sinemasına nasıl bakıyorsunuz?

Kafalar karıştı, para el değiştirdi. Güzel iş yapacak adamlar para bulamamaya başladılar. Kötü komedi filmleri ortaya çıktı.

KUYRUK DEĞİL ÖNCÜ OLMALIYIZ

Geçmişi özlemle anan birisin. Sanatçılar duyarlılıklarını yitirdi mi, üç maymun halini nasıl değerlendiriyorsun?

Ciddi bir korku oluştu. İnsan ömrü 80 yıl ortalama, yaşımızı koyduğumuzda kalanın ne kadar az olduğunu görüyoruz, bunun için insan gibi yaşamalı. Kuyruk değil öncü olmalıyız. Yapılan şeyleri görünce korku içinde görüyoruz herkesi, bu çok acı. Rejimler değişir, kalıcı olan halktır. Sabahattin Ali öldü mü, hayır yaşıyor, Uğur Mumcu öldü mü, hayır yaşıyor. Devlet öldürdü, halk yaşatıyor. Deniz Gezmiş için de aynı şey geçerli. Aydınlarını yaşatıyor halk.

Sen bir sanatçı olarak kendinizi güvende hissediyor musun?

Sanatçı olmak yalnız olmak demek.35 senedir bu işi yapıyorum.

Twitter’da çok güzel şeyler paylaşıyorsun, yazıyorsun, savaş kışkırtıcılığı değil, vicdan köprüsü olmak gerek diyorsun. Bunlar bir sanatçının verebileceği en doğru mesajlar.