Mehmet Barlas
Sabah
Kriterlerimz belli...
Bizler gazetecileriz...
"Yandaş" olmayı da "kindaş" olmayı da "candaş" olmayı da reddetmek
zorundayız...
Bizler gazeteciyiz...
Siyasiler; rakibimiz olmadığı gibi düşmanımız olamaz, dostumuz da...
Bizler gazeteciyiz...
Düşüncelerimiz, görüşlerimiz, eleştirilerimiz, övgülerimiz olur ama köşelerimizde duygularımız olmaz...
"Kardeşim siz hep akılla mı yazıyorsunuz?" diye sorarsanız "hep" diyemeyiz zira bizim de gün olmuş duygularımız aklımızı yenmiştir...
Ama...
Genelde klavyenin başına geçtiğimizde duygularımızı köreltiyor, vicdanımızı parlatıyoruz...
Örnek mi?..
Bu köşelerde Zaman gazetesi yazarlarından kimilerini alkışladık kimilerini kaybettirdik, kimilerini "günün köşe yazarı" seçtik, kimilerinin "kazandığını" ilân ettik...
Haber dilini ve 7 Şubat'ta organize edilen savcılık darabesine verdikleri desteği ise hep eleştirdik...
Gezi olaylarına da "hükümeti yıkmak isteyenlerin yanında olmak" gibi bir duygusallıkla bakmadık.
Aşırı destek veya aşırı köstek yazılarının ardında kötü niyet ya da Başbakan'a yağcılık gördük...
En çok Sözcü'yü ve yazarlarını eleştirirken haklıydık çünkü Sözcü artık işi çığırından çıkarmış; gezi eylemlerinden bir askeri darbe çıkarma umuduyla "yalan" haber yapmaya başlamıştı...
Son günlerde Zaman ve yayın yönetiminde olan bir arkadaşla birlikte Zamanın "İngilizce" versiyonu Today's Zaman giderek Sözcüleşmeye başladılar...
Bu garip durum Mehmet Barlas gibi bir ustanın gözünden belli ki kaçmamış...
Today's Zaman'a yönelik gazetecilik dersi sayılabilecek bir makale yazıyor Barlas...
Biz de kendisini "Günün Köşe Yazarı" seçiyoruz...
Bizler gazetecileriz...
"Yandaş" olmayı da "kindaş" olmayı da "candaş" olmayı da reddetmek
zorundayız...
Bizler gazeteciyiz...
Siyasiler; rakibimiz olmadığı gibi düşmanımız olamaz, dostumuz da...
Bizler gazeteciyiz...
Düşüncelerimiz, görüşlerimiz, eleştirilerimiz, övgülerimiz olur ama köşelerimizde duygularımız olmaz...
"Kardeşim siz hep akılla mı yazıyorsunuz?" diye sorarsanız "hep" diyemeyiz zira bizim de gün olmuş duygularımız aklımızı yenmiştir...
Ama...
Genelde klavyenin başına geçtiğimizde duygularımızı köreltiyor, vicdanımızı parlatıyoruz...
Örnek mi?..
Bu köşelerde Zaman gazetesi yazarlarından kimilerini alkışladık kimilerini kaybettirdik, kimilerini "günün köşe yazarı" seçtik, kimilerinin "kazandığını" ilân ettik...
Haber dilini ve 7 Şubat'ta organize edilen savcılık darabesine verdikleri desteği ise hep eleştirdik...
Gezi olaylarına da "hükümeti yıkmak isteyenlerin yanında olmak" gibi bir duygusallıkla bakmadık.
Aşırı destek veya aşırı köstek yazılarının ardında kötü niyet ya da Başbakan'a yağcılık gördük...
En çok Sözcü'yü ve yazarlarını eleştirirken haklıydık çünkü Sözcü artık işi çığırından çıkarmış; gezi eylemlerinden bir askeri darbe çıkarma umuduyla "yalan" haber yapmaya başlamıştı...
Son günlerde Zaman ve yayın yönetiminde olan bir arkadaşla birlikte Zamanın "İngilizce" versiyonu Today's Zaman giderek Sözcüleşmeye başladılar...
Bu garip durum Mehmet Barlas gibi bir ustanın gözünden belli ki kaçmamış...
Today's Zaman'a yönelik gazetecilik dersi sayılabilecek bir makale yazıyor Barlas...
Biz de kendisini "Günün Köşe Yazarı" seçiyoruz...