Mehmet Barlas kazandı çünkü...
Mısır ve Tunus'taki halk ayaklanmaları bütün dünyadaki az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke halklarına
Mısır ve Tunus'taki halk ayaklanmaları bütün dünyadaki az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke halklarına ders olacak kadar "muhteşem"...
Neden gelişmiş ülke halkları değil de az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler...
Çünkü toplum ve yöneticileri bileşik kaplar gibidir...
Ya da Mevlâna'nın, "havuza su taşınyan borular kirli olursa havuzun suyu temiz olur mu?" sorusundaki "hikmet - felsefe" gibi...
Halklar ne kadar eğitimli, gözü açıksa, yöneticileri de o halkların içinden geldiği için o kadar eğitimli ve gözü açık oluyorlar...
Ya da aksi...
Ne yazık ki başta Müslüman ülkeler olmak üzere Afrika ve Güney Amerika'nın bütün az gelişmiş - gelişmekte olan ülkeleri diktatörlerin yönetimine lâyık oldular bugüne kadar...
Kim söylemişti hatırlayamıyoruz ama bir Afrika aydını şöyle demişti, "Avrupalılar ilk geldiklerinde onların elinde İncil, bizim ise topraklarımız vardı... Bize çiftçilik yapmayı değil dua okumayı öğrettiler... Giderlerken bizim elimizde İncil, ağızlarımızda dua; onların ellerinde ise bizim topraklarımız vardı"...
Bazı dünya aydınları bu gariban ülkelerin fukara ama dini inançları kuvvetli halklarını uyandırmaya çalıştıysalar da başarılı olamadılar...
Ama bugün öyle değil...
Günümüz küresel dünyası ve küresel aydınları az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin halklarını uyandırıyorlar...
Ülkeleri yönetenlerin Mısır ve Tunus olaylarına niçin farklı baktıklarını; Mübarek'e "çek git" derken Suudi Kralı'na veya Suriye Devlet Başkanı'na ya da diğer "diktatörlere" neden ses çıkarılmadığını anlatıyorlar ülke halklarına...
Uluslararası ilişkileri din kardeşliği, mezhep birliği veya ırk aynılığının düzenlemediğini; bütün bu düzenlemelerin ve tavır alışların ülkelerin (yönetenlerin) çıkarlarına göre düzenlendiğini anlatarak halkların gözlerini açıyorlar...
Bu konuda en başarılı yazıları yazanlardan biri olan Mehmet Barlas bugünkü SABAH'ta, Âşık Veysel'den ödünç aldığı bir mısraı makalesine başlık yapıyor:
Ve yazısının başlarında şöyle diyor:
"Aynı olaya, bulunduğunuz yere ve konuma ve çıkarlarınıza göre farklı açılardan bakarsınız."
Evet işte böyle...
Mısır'da ve Tunus'ta bir gecede çok şey değişeceğini bekleyenler bizce boşuna umutlanıyorlar...
Bin Ali yerine Binbir Ali, Hüsnü Mübarek yerine Sinsi Mübarek gelmeyeceğinin garantisi yok...
Ama yine her zaman olduğu gibi bizim bir kazananımız var...
Ve O da Mehmet Barlas...
Neden gelişmiş ülke halkları değil de az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler...
Çünkü toplum ve yöneticileri bileşik kaplar gibidir...
Ya da Mevlâna'nın, "havuza su taşınyan borular kirli olursa havuzun suyu temiz olur mu?" sorusundaki "hikmet - felsefe" gibi...
Halklar ne kadar eğitimli, gözü açıksa, yöneticileri de o halkların içinden geldiği için o kadar eğitimli ve gözü açık oluyorlar...
Ya da aksi...
Ne yazık ki başta Müslüman ülkeler olmak üzere Afrika ve Güney Amerika'nın bütün az gelişmiş - gelişmekte olan ülkeleri diktatörlerin yönetimine lâyık oldular bugüne kadar...
Kim söylemişti hatırlayamıyoruz ama bir Afrika aydını şöyle demişti, "Avrupalılar ilk geldiklerinde onların elinde İncil, bizim ise topraklarımız vardı... Bize çiftçilik yapmayı değil dua okumayı öğrettiler... Giderlerken bizim elimizde İncil, ağızlarımızda dua; onların ellerinde ise bizim topraklarımız vardı"...
Bazı dünya aydınları bu gariban ülkelerin fukara ama dini inançları kuvvetli halklarını uyandırmaya çalıştıysalar da başarılı olamadılar...
Ama bugün öyle değil...
Günümüz küresel dünyası ve küresel aydınları az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin halklarını uyandırıyorlar...
Ülkeleri yönetenlerin Mısır ve Tunus olaylarına niçin farklı baktıklarını; Mübarek'e "çek git" derken Suudi Kralı'na veya Suriye Devlet Başkanı'na ya da diğer "diktatörlere" neden ses çıkarılmadığını anlatıyorlar ülke halklarına...
Uluslararası ilişkileri din kardeşliği, mezhep birliği veya ırk aynılığının düzenlemediğini; bütün bu düzenlemelerin ve tavır alışların ülkelerin (yönetenlerin) çıkarlarına göre düzenlendiğini anlatarak halkların gözlerini açıyorlar...
Bu konuda en başarılı yazıları yazanlardan biri olan Mehmet Barlas bugünkü SABAH'ta, Âşık Veysel'den ödünç aldığı bir mısraı makalesine başlık yapıyor:
Ve yazısının başlarında şöyle diyor:
"Aynı olaya, bulunduğunuz yere ve konuma ve çıkarlarınıza göre farklı açılardan bakarsınız."
Evet işte böyle...
Mısır'da ve Tunus'ta bir gecede çok şey değişeceğini bekleyenler bizce boşuna umutlanıyorlar...
Bin Ali yerine Binbir Ali, Hüsnü Mübarek yerine Sinsi Mübarek gelmeyeceğinin garantisi yok...
Ama yine her zaman olduğu gibi bizim bir kazananımız var...
Ve O da Mehmet Barlas...