Mehmet Barlas hangi kitabı tavsiye ediyor?
-Harp Okulu ikinci sınıfındaki öğrenciler cumhurbaşkanı olmaya birinci sınıftakilerden daha yakındır."
GAZETECİLER.COM - Mehmet Barlas bugünkü yazısında öncelikle farklı koşullarda yaşayan insanların birbirlerini neden anlayamadıklarını anlatıyor. Farklı inançların getirdiği farklı yaşam tarzlarına ve giyimlere karşı tarafın ışığı altında bakılmayışının ortaya çıkardığı yanlış gözlemleri aktarıyor...
Ve bu arada bir kitabı okumamızı öneriyor..
Kitabın yayına hazırlayan, usta ve Kıbrıs harekâtının ünlü gazetecisi Engin Konuksever...
Kitabın adı: "Bir Darbeci Subayın Anıları"...
Adından da anlaşılacağı gibi darbeye bizzat karışmış bir subayın hatıraları...
Emekli albay Adnan Çelikoğlu yaşadıklarını anlatmış, Konuksever de bunları yayıma hazırlamış...
Bakın ne diyor Barlas:
Askerler ve siviller
Biz siviller askerleri, askerler de biz sivilleri böyle anlamaya çalışmıyor muyuz?
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan ve gazeteci arkadaşımız Ergin Konuksever'in yayına hazırladığı "Bir Darbeci Subayın Anıları" kitabını okurken, benim dünyamın dışındaki bir dünyanın koşulları hakkında yine fikir edindim.
27 Mayıs'a dayanan gelişmelerin içinde bulunan ve daha sonra Talat Aydemir darbeleri dolayısıyla hapse de mahkûm olan rahmetli emekli Albay Adnan Çelikoğlu'nun (1919-2002) anılarından bir bölümü aktarayım.
"-İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk ziyaretlerinden birini Harp Okulu'na yaptı... Birinci ve ikinci sınıfları spor salonuna topladılar. Şimdi hatırımda kalan bahsettiği iki konu var.
-Ben cumhurbaşkanı olarak şehir içinde otomobille giderken trafik polisinin işaretlerine uyarım.
-Biz kabadayı arkadaşlarımızın savaşta siperlerden çıkamadıklarına tanık olduk.
İnönü'nün bu konuşması sırasında söylediği bir söz daha var ki, bu Harp Okulu öğrencilerinin beyinlerinin en gizli yerinde saklıdır.
-Harp Okulu ikinci sınıfındaki öğrenciler cumhurbaşkanı olmaya birinci sınıftakilerden daha yakındır."
Kararlılık sarsılabilir mi?
Adnan Çelikoğlu 1950'li yılların sonunu Milli Savunma Bakanları olan Şemi Ergin'in ve Ethem Menderes'in emir subayı olarak geçiriyor.
Bakanlara gelen cuntalara ilişkin ihbarları, önceden cuntacılara duyurup önlem almalarını sağlıyor.
Bu kitabı da siz sayın okurlarıma öneriyorum.
Mehmet Barlas'ın yazısının tamamını
Ve bu arada bir kitabı okumamızı öneriyor..
Kitabın yayına hazırlayan, usta ve Kıbrıs harekâtının ünlü gazetecisi Engin Konuksever...
Kitabın adı: "Bir Darbeci Subayın Anıları"...
Adından da anlaşılacağı gibi darbeye bizzat karışmış bir subayın hatıraları...
Emekli albay Adnan Çelikoğlu yaşadıklarını anlatmış, Konuksever de bunları yayıma hazırlamış...
Bakın ne diyor Barlas:
Askerler ve siviller
Biz siviller askerleri, askerler de biz sivilleri böyle anlamaya çalışmıyor muyuz?
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan ve gazeteci arkadaşımız Ergin Konuksever'in yayına hazırladığı "Bir Darbeci Subayın Anıları" kitabını okurken, benim dünyamın dışındaki bir dünyanın koşulları hakkında yine fikir edindim.
27 Mayıs'a dayanan gelişmelerin içinde bulunan ve daha sonra Talat Aydemir darbeleri dolayısıyla hapse de mahkûm olan rahmetli emekli Albay Adnan Çelikoğlu'nun (1919-2002) anılarından bir bölümü aktarayım.
"-İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk ziyaretlerinden birini Harp Okulu'na yaptı... Birinci ve ikinci sınıfları spor salonuna topladılar. Şimdi hatırımda kalan bahsettiği iki konu var.
-Ben cumhurbaşkanı olarak şehir içinde otomobille giderken trafik polisinin işaretlerine uyarım.
-Biz kabadayı arkadaşlarımızın savaşta siperlerden çıkamadıklarına tanık olduk.
İnönü'nün bu konuşması sırasında söylediği bir söz daha var ki, bu Harp Okulu öğrencilerinin beyinlerinin en gizli yerinde saklıdır.
-Harp Okulu ikinci sınıfındaki öğrenciler cumhurbaşkanı olmaya birinci sınıftakilerden daha yakındır."
Kararlılık sarsılabilir mi?
Adnan Çelikoğlu 1950'li yılların sonunu Milli Savunma Bakanları olan Şemi Ergin'in ve Ethem Menderes'in emir subayı olarak geçiriyor.
Bakanlara gelen cuntalara ilişkin ihbarları, önceden cuntacılara duyurup önlem almalarını sağlıyor.
Bu kitabı da siz sayın okurlarıma öneriyorum.
Mehmet Barlas'ın yazısının tamamını
