Mehmet Barlas günün yazarı...
Mehmet Barlas'ın bugünkü Sabahta' yayınlanan yazısı hiç yorumsuz "Günün Yazarı" seçilmeyi hak edecek kadar da etkili...
Feto’nun bedduaları mutlaka kendisine dönmüştür
Bedduaları ile bilinen Pensilvanya'daki adamın Türk düşünce ve siyaset hayatında açtığı yaralar o kadar büyük ki... O beddualar mutlaka kendisine dönmüştür.
Takkesini döndüre döndüre ve salya sümük eşliğinde savurduğu bedduaların bir etkisi varsa, bunu mutlaka kendi üzerinde görecektir.
Bir insanın dini cemaat lideri kisvesinde kendi ülkesinin ve kendi insanlarının kötülüğünü istemesi nasıl kabul edilebilir ki?
FETÖ fobisi
Düşünce ve siyaset hayatımızda açılan yaralardan en büyüğü vesayetçi demokrasiden kurtulmaya ve sivilleşmeye çalışılırken, "FETÖ-fobisi" yüzünden,toplumda anlamsız bir kutuplaşmanınyaşanmasıdır. Bu şekilde çok geniş kesimleri etkileyen ideolojik ve siyasal bir rövanşizm devreye girmiştir. Ve her benzer durumda olduğu gibi fırsatçı muhbirler, gözlerine kestirdikleri kişilerinhayatlarını "Bunlar FETÖ'cü" diyerekkarartmışlardır.
Cadı avı mı?
Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında içine girilen ve hâlâ toplumda rol alabilen FETÖ'cülerin çabaları ile zaman zaman cadı avına da dönüşen ortamı, Türk toplumu hak etmemiştir.
Yaşanan şokun sonunda içine girilen olağanüstü halin yansımalarını, Batı'nın anlaması da mümkün değildi. Yargının yerli yersiz tutuklamaları ve sonu görülemeyen davalar, Türkiye'nin dış dünyadaki itibarına darbeler indirmiştir.
Güven zedelenmesi
Bu arada 15 Temmuz ertesinde bir anda başlatılan kitlesel gözaltılar, toplumda "Bunlar demek ki önceden biliniyorlardı. O zaman neden darbeyekadar bekletildiler" sorusuna da yol açmıştır. Ayrıca devletin istihbarat kurumlarının ve Genelkurmayının darbeden habersiz olmaları da güven duygusunu zedelemiştir. En trajik durum ise Atatürkçü olarak bilinen Silahlı Kuvvetler'in çeşitli bölümlerinde yaygın bir FETÖ örgütlenmesinin bulunduğunun anlaşılmasıdır.
FETÖ'cü tuzaklar
Hukukun üstün olduğu çok sesli ve özgürlükçü demokrasi, içinde bulunduğumuz coğrafyada zaten zor yaşıyor.
Ayrıca Türkiye'de halkın seçiminden mutsuz olanların "Nefret üretimi"ni "Muhalefet etmek" olarak anladıkları da bilinen bir gerçek. Kısacası bundan sonraki dönemde FETÖ'cü tuzaklara karşı daha dikkatli davranmamız gerekiyor.
Basına, düşünceye, karşıt görüşlere tahammül göstermeliyiz. Ve hızla normalleşmeye gitmeliyiz.
Takkesini döndüre döndüre ve salya sümük eşliğinde savurduğu bedduaların bir etkisi varsa, bunu mutlaka kendi üzerinde görecektir.
Bir insanın dini cemaat lideri kisvesinde kendi ülkesinin ve kendi insanlarının kötülüğünü istemesi nasıl kabul edilebilir ki?
FETÖ fobisi
Düşünce ve siyaset hayatımızda açılan yaralardan en büyüğü vesayetçi demokrasiden kurtulmaya ve sivilleşmeye çalışılırken, "FETÖ-fobisi" yüzünden,toplumda anlamsız bir kutuplaşmanınyaşanmasıdır. Bu şekilde çok geniş kesimleri etkileyen ideolojik ve siyasal bir rövanşizm devreye girmiştir. Ve her benzer durumda olduğu gibi fırsatçı muhbirler, gözlerine kestirdikleri kişilerinhayatlarını "Bunlar FETÖ'cü" diyerekkarartmışlardır.
Cadı avı mı?
Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında içine girilen ve hâlâ toplumda rol alabilen FETÖ'cülerin çabaları ile zaman zaman cadı avına da dönüşen ortamı, Türk toplumu hak etmemiştir.
Yaşanan şokun sonunda içine girilen olağanüstü halin yansımalarını, Batı'nın anlaması da mümkün değildi. Yargının yerli yersiz tutuklamaları ve sonu görülemeyen davalar, Türkiye'nin dış dünyadaki itibarına darbeler indirmiştir.
Güven zedelenmesi
Bu arada 15 Temmuz ertesinde bir anda başlatılan kitlesel gözaltılar, toplumda "Bunlar demek ki önceden biliniyorlardı. O zaman neden darbeyekadar bekletildiler" sorusuna da yol açmıştır. Ayrıca devletin istihbarat kurumlarının ve Genelkurmayının darbeden habersiz olmaları da güven duygusunu zedelemiştir. En trajik durum ise Atatürkçü olarak bilinen Silahlı Kuvvetler'in çeşitli bölümlerinde yaygın bir FETÖ örgütlenmesinin bulunduğunun anlaşılmasıdır.
FETÖ'cü tuzaklar
Hukukun üstün olduğu çok sesli ve özgürlükçü demokrasi, içinde bulunduğumuz coğrafyada zaten zor yaşıyor.
Ayrıca Türkiye'de halkın seçiminden mutsuz olanların "Nefret üretimi"ni "Muhalefet etmek" olarak anladıkları da bilinen bir gerçek. Kısacası bundan sonraki dönemde FETÖ'cü tuzaklara karşı daha dikkatli davranmamız gerekiyor.
Basına, düşünceye, karşıt görüşlere tahammül göstermeliyiz. Ve hızla normalleşmeye gitmeliyiz.
*
Yukarıdaki harika yazı Mehmet Barlas'ın...
Hiç yorumsuz "Günün Yazarı" seçilmeyi hak edecek kadar da etkili...