ANALİZ

Mehmet Altan'ın yaptığı da gazetecilik mi?..

Tutuklu ve yargılanmakta olan gazeteci sayısı olarak en önlerdeyiz... Bunu yazsana da milletimiz önde olduğumuz "hasletlerimizi"(!) de görsün...

Mehmet Altan'ın yaptığı da gazetecilik mi?..

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Mehmet Altan...
Seninki de gazetecilik mi şimdi yani?..
Ortalık karışmış...
Herkes birbirine girmiş...
Cumhurbaşkanı yargıdan biraz daha "titiz" olmasını istemiş...
Hükümete yakın, cemaaate mesafeli gazeteciler bile son tutuklamaları "Ergenekon'un Sulandırılması" olarak nitelemiş...
Buna karşılık cemaat gazetecileri, "Ergenekonsa koy sepete" deyip, "Tutuklama Ergenekon veya Balyoz dosyalarıyla ilgiliyse babamı alıp götürseler sesim çıkmaz, savcıma inanırım" demeyi sürdürmüşler...

                                   *


(Bu arada unutmadan... "Fethullah Gülen'i eleştiren kitapların yazarlarına dokunan yanıyor" iddiası külliyen yalandır çünkü... Gülen ve yakın çevresi gerçekten de hoşgörülüdür... Gülen hakkında çok sayıda kitap yazılmıştır... Yananlar; emniyette ve yargıda ki yapılanmayı kitaplaştıranlardır...
Yananlar; Gülen'in temiz adını kullanarak devleti ele geçirmek isteyen; ekonomiye, yargıya ve emniyete egemen olmuş muhteris bir gurubun oyununu açığa çıkaranlardır).

                                   *

Peki...
Bütün bu çoookkkk önemli olaylara karşılık sen ne yapmışsın Mehmet Altan?..
Tutmuş, Birleşmiş Milletler’in “İnsani Gelişme Endeksi"ne göre 169 ülke arasında 83. sırada olduğumuzu falan yazmışsın...
Yani iş mi bu da şimdi hocam?..
Sana ne yaa?..
Veya hükümete ne?..
Ve elbette halka ne?..
Yani Ak Parti Hükümeti kurulduğunda daha alt (ön) sıralardaydık da geri mi düştük?..
Yooo...
Düşsek düşsek bir kaç sıra daha olmuştur bu düşüşümüz...
Ama bak...
Tutuklu ve yargılanmakta olan gazeteci sayısı olarak dünyanın en birinci ülkesiyiz...
Bunu yazsana da milletimiz önde olduğumuz "hasletlerimizi"(!) de görsün...

                                   *

Şaka bir yana değerli dostlar...
Vallahi, Mehmet Altan gibi gerçekten gazetecilik yapanları unuttuk gitti...
Altan, Ali Babacan'ın da bulunduğu ve Merkez Bankası tarafından düzenlenen bir toplantıya katılmış...
Türkiye'nin gelmiş geçmiş "en başarılı ve temiz ahlâklı" ekonomi bakanlarından biri olan Babacan (gerektiğinde övmeyi de bilirz gardaş) yine hiç sözünü sakınmadan, bir şeyi de gizlemeden olduğu gibi anlatmış...
Ekonomi iyi fakat gelişmişlik katsayıları felâket...
Az önce dediğimiz gibi 169 ülke arasında 83. sıradayız...
Mehmet Altan STAR'da başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde şöyle diyor:

                                   *

Ali Babacan neden 83. sırada olduğumuzu merak etmiş...
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve DPT’yi “bakan” düzeyindeki heyetlerle toplantıya davet ederek konuyu masaya yatırmış...
En cılız nokta “eğitim” çıkmış.

                                   *

Hatırlıyor musunuz?..
Cem Yılmaz, bir ürün reklamında "üç kâğıtçı, sahtekâr" bir tipi oynarken suçüstü yakalandığında kendi günahını eğitim sistemimize yüklüyor; "eğitim bozuk aabi" diyordu...
Ve o reklâma en çok da bizim enteller gülüyordu:
"Kah kah kah kih kih ki.."

                                   *

Neden en çok onlar gülüyorlardı?..
Çünkü...
Onlara göre Cem Yılmaz, "bu ükenin birinci sorunu eğitim" diyerek halkla kafa buluyor ve komedi yapıyordu...
Çünkü...
Entellerimiz "en büyük sorun eğitim" denmesinden (nedense) haz etmiyorlardı...
Bu tespit onlara çok "banal" geliyordu...
Çünkü onlara göre asıl sorun "eğitimsizlik" değil Türkiye halkının zekâsındaki genetik bozukluktu...
Aziz Nesin bile "bu milletin % 90'ı yeterli eğitimi alamıyor" diyeceğine "bu milletin % 60'ı aptal" dememiş miydi?..
Hâsılı bu millet eğitilse de bir halt olmazdı...

                                   *

Enteller eğitimin, öğrenimden çok daha ehemmiyetli olduğunu belli ki göremiyorlardı...
Öğrenimli bir emekçi ile eğitimli bir emekçinin üretim güçleri arasında, eğitimli bir emekçi lehine büyük fark olduğunu bilmiyorlardı...
Kadeş Anlaşması'nın MÖ 1295 yılında imzalandığını bilmek; otomobil motorunun montajında hiçbir işe yaramıyordu...
Ya da Everest Tepesi'nin yüsekliğinin 8882 metre olduğunu bilen bir necip halk çocuğu, Kuğu Gölü Balesi davetiyesi geldiğinde davete giderken yanına mayosunu almayı ihmal etmiyordu...

                                   *

Hâsılı...
Eğitimsiz öğrenmek hiçbir işe yaramıyor...
İşte buyurun ortada kocaman bir rapor var...
Ve o rapor en büyük sorunumuzun "eğitimsizlik" olduğunu haykırıyor..
Sıramız 83.lük...
Ekonomik büyüklükte 17. imişiz...
Ama milli gelirin adil paylaşımında 89. sıradayız...

Dostlarım?..
Bendeniz, ekonomik büyüklüğümüzün 17. sırada (1996'da 15. sıradaydık) olmasından şikâyetçi değilim ama bu arada...
En azından bir Bulgaristan, bir Macaristan, bir Hırvatistan kadar bari olsun  "gelişmiş olmak istiyorum"...

                                   *

Döneyim Mehmet Altan'a...
Dikkat ediyorum...
Altan siyaset yazmışsa...
Ergenekon, Balyoz, TSK falan yazmışsa hep 1. sırada...
Mehmet Altan ne zaman gerçek gündemi, gerçek sorunları, gerçek demokrasiyi, gerçek hukuku yazıyor; okunurlukta küme düşüyor...
Allah aşkına söyler misiniz?..
Suç Mehmet Altan'da mı?...
Yoksa gerçek sorunlarımızın çözülmesini değil, farklı gurupların kamplaşarak kavga edişlerini izlmeyi seven milletimizde mi?..
Peki...
Bu milletin bu kusurunun sebebi zekâsındaki zaafiyet mi?..
Yoksa eğitimindeki zaafiyet mi?..

[email protected]
ÇOK OKUNANLAR