Mehmet Altan

Oh beee!..

Nihayet!..

Haftada bir de olsa…

Yazacağı site Kıbrıs’ta yapılıyor da olsa…

Yine de razıyım…

Ne demek istediğimi açayım zira bu kadar merak yeter...

Haberi okumuşsunuzdur sanırım...

Mehmet Altan Türkiye'de siyasal iktidar tarafından "yasaklı" hale getirilip de medya patronları da kendisine köşe vermeye korkunca; Kıbrıs'ta hazırlanan haber sitelerinden Gazete360'ta yazmaya karar verdi...

Ben de işte o haftada bir güne bile razıyım...

Mehmet Altan’ı haftada bir de olsa okumaya razıyım yani…

Biliyorsunuz…

Bir zamanlar siyasal iktidar ve destekçilerinin “en çok sevdikleri, saygı duydukları” yazardı Mehmet Altan…

Ama…

Ne zaman ki hükümeti ve Başbakan’ı eleştirmeye başladı; o günden itibaren önce yazı günlerini azalttılar…

Sonra başyazarlığının üstüne bir başkasını “başyazar” olarak atadılar…

Sonunda da Gazete Star’dan kovdular…

Neden?..

CHP zihniyetinin bir başka versiyonunun onların da karakterlerine yazılı oluşundan:

“Biz demokratları severiz; bizim sevdiklerimiz sever, bizim sevdiklerimize biat ederse”…

Oysa Mehmet Altan’ın kültüründe “biat” yok…

Haliyle “at-tımar” meselesi oldu ve Altan; siyasal iktidar tarafından “tımar etmesi” için kendisine verilen atı iade etti, tımarı da; “alın atınızı severim tımarınızı” halk sözüne uygun bir şekilde sildi…

Ve…

Yazarlık hayatı boyunca; inanan insanlara, demokratlara, hukuk devletine inanan, askeri vesayeti ise elinin tersi ile itenlere ettiği küfürler ve hakaretlerle tanınan Emin Çölaşan’dan almadığı kadar hakaret ve küfre muhatap oldu…

Küfürcüler ise bildiğiniz gibi, siyasal iktidarın yanında durarak, sürekli ve ne yaparsa yapsın Başbakan’ı överek yazı yazmayı ve ceplerini doldurmayı “yazarlık” zanneden; “kışla vesayet gitsin yerine cami vesayeti gelsin” diyenlerdi…

İşte bu nedenle ve özgürce yazabileceği ve yazdıklarını okuyabileceğimi için sevindim…

Ve…

Daha şimdiden,  Mehmet Altan’ı alkışlamaya karar verdim…