Mehmet Acet yazdı: Korona verileri, ölüm sayıları saklanıyor mu?
Her şey yolunda giderse, Mayıs sonu, Haziran başı gibi kısıtlamaların yavaş yavaş kalkmaya başlayacağını söyleyen Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, sürecin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü belirtti. Acet, "İstanbul’la ilgili vefat edenlerin sayısı saklanacak olsa, bunu herkesten önce mezarlıkların yönetimini elinde tutan ve iktidara karşı pusuda hazır bekleyen CHP’li belediye afişe edecektir." dedi.
Türkiye koronavirüsle mücadelede dünyaya örnek olmaya devam ederken bazıları açıklanan rakamların yanlış olduğunu ve ölüm sayılarının gizlendiğini iddia ediyor. Ölüm sayıları ile vaka sayıları arasındaki orana dair güncel verileri paylaşan Mehmet Acet, korona mücadelesinde örnek gösterilen ülkeler arasında gösterilen Almanya'nın bile Türkiye’ye göre iki kattan daha fazla kayıp verdiğini ifade etti.
Korona verileri, ölüm sayıları saklanıyor mu?
-Yapılan test oranı ile günlük tespit edilen vaka sayısı arasındaki fark artmaya başladı.
-Solunum cihazına bağlı hasta sayısı binin altına düştü, üçlü rakamlarda seyrediyor.
-Günlük verilere göre hastalığı atlatıp iyileşenlerin sayısı ile günlük pozitif çıkan vaka sayısı arasındaki makas daralmaya devam ediyor. Yani virüse yakalananların sayısı aşağı, iyileşenlerin sayısı yukarı doğru bir yönelim içinde.
‘Salgının kontrol altına alındığını’ dile getiren görüşlerin arkasını işte bu türden verilerin matematiği dolduruyor.
Bunlar, haftalardır büyük bir belirsizlik olarak karşımızda duran “sosyal hayattaki normalleşme ne zaman olacak” sorusunun cevabının ufukta görünmesini sağlayan veriler aynı zamanda.
Her şey yolunda giderse, Mayıs sonu, Haziran başı gibi kısıtlamalar yavaş yavaş kalkmaya başlayacak.
Geçen gün Amerikan New York Times gazetesinde İstanbul’daki korona ölümlerinin açıklanandan çok daha fazla olduğu iddiasını taşıyan bir haber yayınlandı.
Zorlama bir mantıkla, son iki yılda ölenlerin ortalaması üzerinden yürütülen bir karşılaştırma ve asıl hedef olan ‘verilerin saklandığı’ suçlamasının altını doldurmaya çalışan bir haber.
30 Mart’tan itibaren İstanbul’da hayatını kaybedenlerin cenazelerinin şehir dışına çıkarılmalarının yasaklandığı açıklamasıyla bu zorlama mantık bütünüyle çürütülmüş oldu.
İşin aslı, her şey şeffaf bir şekilde yürüyor.
Covid-19 virüsüne yakalananların sayısı da, iyileşenlerin de, hayatını kaybedenlerin de sayısı neyse günlük olarak paylaşılıyor.
İstanbul’la ilgili vefat edenlerin sayısı saklanacak olsa, bunu herkesten önce mezarlıkların yönetimini elinde tutan ve iktidara karşı pusuda hazır bekleyen CHP’li belediye afişe edecektir.
Sanıyorum bu bahiste esas odaklanmamız gereken nokta şurası:
Türkiye’deki yönetimi ‘veri saklamakla’ suçlayanlar, açıklanan veriler bir başarı hikayesi sunduğu için bunun böyle olamayacağını bu türden sakat yöntemlerle ispatlamaya çalışıyorlar.
Mevcut veriler bir ‘beceriksizlik’, ya da ‘kötü yönetim’ sunumuna izin vermiyor zira.
Mesela, tam da bu alanla ilgili olduğu için, ölüm sayıları ile vaka sayıları arasındaki orana dair güncel verileri paylaşalım:
Her bir milyon kişi üzerinden yapılan ortalama hesabına göre, ABD’de bir milyonda 152, İspanya’da 482, İtalya’da 423, Fransa’da 335, Almanya’da 67, İngiltere’de 276 kişi hayatını kaybetmiş.
Bu oran Türkiye’de ise bir milyonda 30.
Yani, korona mücadelesinde örnek gösterilen ülkeler arasında gösterilen Almanya bile Türkiye’ya göre iki kattan daha fazla kayıp vermiş.
“Bu böyle olamaz, var bir bit yeniği” şüpheciliğiyle zihinlere korona benzeri bir virüs enjekte etmeye çalışmalarının nedeni bu rakamlar.