Medyanın taciz iddialarıyla imtihan zamanı geldi
Gelişmiş ülkelerde iş dünyasının en önemli sorunu olan iş yerinde taciz problemi Türkiye medyasına da ulaştı.
TRT'de bir stajyerin, çalışanlardan biri tarafından tacize uğradığını iddia etmesiyle, medyada özellikle "stajyer genç kız"ların başına dert olan taciz problemi yeniden gündeme geldi.
Avrupa ve ABD'de, uzun süre büyük bir paranoyaya dönüşen işyerinde taciz problemi, patronların, yöneticilerin iş yerlerinde her türlü flört ve duygusal ilişkiyi yasaklamasıyla bir nebze çözüldü.
Genç insanların, eğitim hayatı sonrasında gece gündüz kapanıp çalışmak zorunda oldukları ofislerde, birbirleriyle uzun süreler geçirmeleri sonunda, duygusal yakınlaşmalar yaşamaları çok olağan bir sonuç.
Okulunu yeni bitirmiş, eğitimini tamamlamış, iş bulmuş, çalışan, para kazanan ve artık hayatını kurma aşamasına gelen gençlerin, bir gönül ilişkisi aramaya koyulmaları hayatın sıradan düzenin bir parçası. Elbette bu insanlar bütün zamanlarını ofiste, iş başında geçirince, o gönül ilişkileri de aynı meslekten, aynı işyerinden insanlarla yaşanıyor.
Özellikle medya çalışanları özel hayatlarını terk edercesine yoğun ve ağır şartlar altında çalışınca ve birbirlerini daha sık görmeye başladıkça, duygusal ilişkiler de yoğun olarak görülebiliyor.
Ancak malesef, duygular karşılıklı olmadığında, ısrarcı olan taraf kolayca tacizci konumuna düşebiliyor.
ABD'de bu sorun çok uzun yıllar boyunca detaylıca tartışıldı.
Aynı işyerinden birine karşı aşk beslemeye başladığınızda ve reddedildiğinizde, elbette işten ayrılmıyorsunuz ve aynı iş yerinde hergün birbirinizi görmeye, iş yapmaya devam ediyorsunuz. Bu sırada, reddedilen taraf duygularını, arzularını ima eden ufacık bir mimik gösterdiğinde bile taciz olarak algılanabiliyor.
Öte yandan bazı servet avcıları taciz edilmek için neredeyse her şeyi yapabiliyor zira ABD ve Avrupa'da taciz edildiğini ispat eden çalışanlar ağır tazminatlar alabiliyorlar. Bu yüzden de ağır tartışmalar yaşanıyor. Alınan tazminatlar adeta insanların kendilerini taciz mağduru hailne getirmelerini teşvik edecek kadar yüklü olabiliyor.
Dolayısıyla "işyerinde taciz" tartışmaları çok derin, çok karmaşık bir konu ve ne yazık ki, mağdurun gerçekten çirkin bir tacizin kurbanı mı olduğunu yoksa daha önce reddettiği çalışma arkadaşının duygusal tepkilerini taciz düzlemine taşıyarak haksızlık ettiğini mi bilmek çok kolay olmuyor.
Bu iddialar özellikle iş yeri yöneticilerinin en büyük derdidir zira kimin haklı, kimin haksız olduğunu tespit etmek çok zordur.
Medya gündeminde bir işyerinde taciz, basın kuruluşlarında taciz gibi haberleri gördüğümüzde, en çok o kurumların yöneticileri için üzülüyorum zira bir yanda tacize uğramış olma ihtimali bulunan mağdur bir insan, diğer yanda ise duygusal tepkileri yanlış yorumlanıp cezalandırılmak istenen masum bir insanı tacizci yaftasıyla lekeleyerek hayatını mahvetme riski.
Haberlerimizi de yaparken bu detayları dikkate almanın çok hayati önemde olduğunu unutmamak gerekiyor.
Oktay İhsan / [email protected]