Medyanın genel karakteri nasıldır?
Çünkü bizim medyamızın geneli için her türlü siyasal ve toplumsal olayda kararı vicdan değil; ideoloji vermelidir...
ADNAN BERK OKAN
Eyüp Can'ın bugünkü (11.07.2012) Radikal'de "Böyle zenginlik düşman başına" başlığı altında yayımlanan makalesini okuduktan sonra beynimin rüzgârları ters yönde mi esti ne; ben bambaşka bir düşünce sahiline koşup zihnimi derin sulara bırakıverdim...
Can'ın makalesini okumadan önce gazete manşetlerine şöyle bir göz atmıştım...
Makaleyi okuduktan sonra kelimeler, sıfatlar, deyimlerin dansları arasında hatırladım...
Meselâ...
"İkiyüzlü" olmak bir "karakter"dir...
Veya "özü sözü bir" insanlar için kullanılan "mert" saıfatı da bir başka karakteri ifade eder...
Bir de halk tarafından "dobra" olarak tanımlanan kişiler vardır...
Açık sözlü, kimsenin arkasından konuşmayıp her şeyi takır takır muhatap olduğu kişinin yüzüne karşı söyleyenler için kullanılan bir deyimdir...
Şimdi sorayım bakalım:
Medyamızın geneli için "mert" sıfatı mı daha çok yakışır sizce?..
"Dobra" diye tanımlanması mı?..
Yoksa "iki yüzlü" denilmesi mi?..
Meselâ bir gazete Bir Gün, suçları henüz sabit olmayan Ergenekon şüphelileri için:
"Tutuklama cezaya dönüştü" diye atsa manşetini...
Bir başka gün ise yine henüz suçlulukları kanıtlanmamış ama yıllarca cezaevinde yatan eski ülkücüler tahliye edildiğinde aynı gazete:
"Masumları katlettiler ama dışarıdalar" diye atsa manşetini bu nedir?..
Mertlik mi?..
Dobralık mı?..
İki yüzlülük mü?..
Ben ne mi düşünürüm?..
Hiç tereddütsüz "iki yüzlülük"tür derim...
Ortada halen kanıtlanmamış bir suç varsa, yargılanan kişiye "şüpheli" denir...
Şüphelinin siyasi görüşü veya yandaşı olduğu ideoloji onu "masum" da yapmaz, "suçlu" da...
Ama...
Bizim medyamızın "dobralık" ya da "mertlik" gibi bir güzel hasleti olmadığı; genellikle "iki yüzlü" olmayı tercih ettiği için manşetlerinde de kendine yakın gördüklerini "masum";
"düşman" bellediklerini de pek alâ "canavar katil" olarak tanımlayabilir...
Tabii efendim; hiçbir yargı kararına bakmadan yapar bunu...
Çünkü bizim medyamızın geneli için "yargı"nın en makbulü, "önyargı" olanıdır...
Çünkü bizim medyamızın geneli için her türlü siyasal ve toplumsal olayda kararı vicdan değil; ideoloji vermelidir...
Çünkü bizim medyamızın geneli için "Yargı" asla ve asla "Hukuk" değildir olamaz da...
Çünkü "Hukuk" dediğiniz şey bizim medyamızın istediği değil; hukukuk gerektirdiği kararı verir...
Oysa bizim medyamızın geneli için adalet kendi kafalarında kesilmiş olan hükümdür...
Ve o hüküm...
Bizim medyamızın geneli için hep kendi ideolojilerine uygun kesilir...
[email protected]
Eyüp Can'ın bugünkü (11.07.2012) Radikal'de "Böyle zenginlik düşman başına" başlığı altında yayımlanan makalesini okuduktan sonra beynimin rüzgârları ters yönde mi esti ne; ben bambaşka bir düşünce sahiline koşup zihnimi derin sulara bırakıverdim...
Can'ın makalesini okumadan önce gazete manşetlerine şöyle bir göz atmıştım...
Makaleyi okuduktan sonra kelimeler, sıfatlar, deyimlerin dansları arasında hatırladım...
Meselâ...
"İkiyüzlü" olmak bir "karakter"dir...
Veya "özü sözü bir" insanlar için kullanılan "mert" saıfatı da bir başka karakteri ifade eder...
Bir de halk tarafından "dobra" olarak tanımlanan kişiler vardır...
Açık sözlü, kimsenin arkasından konuşmayıp her şeyi takır takır muhatap olduğu kişinin yüzüne karşı söyleyenler için kullanılan bir deyimdir...
Şimdi sorayım bakalım:
Medyamızın geneli için "mert" sıfatı mı daha çok yakışır sizce?..
"Dobra" diye tanımlanması mı?..
Yoksa "iki yüzlü" denilmesi mi?..
Meselâ bir gazete Bir Gün, suçları henüz sabit olmayan Ergenekon şüphelileri için:
"Tutuklama cezaya dönüştü" diye atsa manşetini...
Bir başka gün ise yine henüz suçlulukları kanıtlanmamış ama yıllarca cezaevinde yatan eski ülkücüler tahliye edildiğinde aynı gazete:
"Masumları katlettiler ama dışarıdalar" diye atsa manşetini bu nedir?..
Mertlik mi?..
Dobralık mı?..
İki yüzlülük mü?..
Ben ne mi düşünürüm?..
Hiç tereddütsüz "iki yüzlülük"tür derim...
Ortada halen kanıtlanmamış bir suç varsa, yargılanan kişiye "şüpheli" denir...
Şüphelinin siyasi görüşü veya yandaşı olduğu ideoloji onu "masum" da yapmaz, "suçlu" da...
Ama...
Bizim medyamızın "dobralık" ya da "mertlik" gibi bir güzel hasleti olmadığı; genellikle "iki yüzlü" olmayı tercih ettiği için manşetlerinde de kendine yakın gördüklerini "masum";
"düşman" bellediklerini de pek alâ "canavar katil" olarak tanımlayabilir...
Tabii efendim; hiçbir yargı kararına bakmadan yapar bunu...
Çünkü bizim medyamızın geneli için "yargı"nın en makbulü, "önyargı" olanıdır...
Çünkü bizim medyamızın geneli için her türlü siyasal ve toplumsal olayda kararı vicdan değil; ideoloji vermelidir...
Çünkü bizim medyamızın geneli için "Yargı" asla ve asla "Hukuk" değildir olamaz da...
Çünkü "Hukuk" dediğiniz şey bizim medyamızın istediği değil; hukukuk gerektirdiği kararı verir...
Oysa bizim medyamızın geneli için adalet kendi kafalarında kesilmiş olan hükümdür...
Ve o hüküm...
Bizim medyamızın geneli için hep kendi ideolojilerine uygun kesilir...
[email protected]