Medyanın en gözde mesleği: Yalakalık…
Yalakalık çoğu zaman, bir üst pozisyona gelmek veya bir çıkar elde etmek için işe yarıyor.”
ADNAN BERK OKAN
Burcu Özçelik Sözer Hürriyet İK’da nefis bir yapıyordu dün…
Haber analizin başlığı “Yalakalık Sanatı” idi…
İş hayatında her zaman yalakalara yer olduğunu hatırlatan Burcu Özçelik Sözer, bu kişilerin bir yerlere gelebilmek veya işlerini koruyabilmek için yalakalığı bir yol olarak gördüklerine dikkat çekiyordu…
İşin ilginci…
Patronların da narsist kişilik özelliklerinden dolayı, kendilerini sürekli pohpohlayan bu kişilere itibar ettikleri ve onları sürekli yanlarında görmek istemeleriydi…
Bu noktaların altını çizdikten sonra şöyle bağlıyordu Burcu:
“Ne yazık ki yalakalık çoğu zaman, bir üst pozisyona gelmek veya bir çıkar elde etmek için işe yarıyor.”
Ey güzel meslektaşlarım!.
Bu yazımda medya yalakalarından söz etmek istiyorum…
Medyadakiler genellikle köşe sahibidir, moderatördür veya TV yorumcusudur…
Az sayıda da “Muhabir” olarak görev yapanları vardır ki onlar da zaten salt “Yalakalık Yetenekleri” nedeniyle tutulmaktadırlar…
Temiz, dürüst, ilkeli kardeşlerim…
Bildiğiniz gibi yalakaların kendi öz fikirleri olmaz…
Onlar için “en doğru fikir” yalakalık ettikleri kişinin (Güçlünün, başbakanın, bakanın, amirin, büyüğün) fikirleridir…
Yalakalık ettikleri siyasetçilerin ve tabii bu arada patronlarının fikirleri değiştiğinde yalakaların da fikirleri değişir…
Yalakaların fikirlerini zekâ ve bilgileri, becerileri değil maddi beklentileriyle çıkarları belirler…
Aynen “ben patlıcanın değil, padişahımın dalkavuğuyum” diyen padişahın yanaşması gibi…
Yalakalar hemen hiç kaybetmezler…
İlle de çalışan veya bir gazetede köşe yazarı veya bir televizyonda moderatör olmaları şart değildir…
Kimileri patrondur bu yalakaların…
Onlar da kendilerinden daha güçlü olanlara yalakalık ederler…
Meselâ bir TV veya gazete sahibinin kanallarını siyasal iktidarın emrine vermesi bu türlere örnektir…
Başbakanların önünde eğilmeleri…
El – etek öpecek konumda vaziyet almaları…
Başbakanın alınmasını emrettiği; meslek yeteneği sıfır ancak yalakalık yeteneği zirve yapmış yazarları, moderatörleri, yorumcuları istihdam edip; başbakanı öfkelendirenleri ise kovmaları işte o yalakalıklarının sonucudur…
Yalakaların lügatinde “itiraz” gibi eylem anlatan bir kelime bulunmaz…
Keza yalakalar “hayır” diyemezler…
Sadece “evet” der, patronun bütün fikirlerini ne kadar saçma, ne kadar aptalca olursa olsun “haklısınız efendim” diyerek onaylarlar…
Bunlar için yalakalık her türlü bilgi, beceri ve deneyimden daha güçlü bir asansördür…
Ancak…
Bunların asansörleri sadece yukarı taşır yüklerini…
Oysa...
Bilgi, beceri ve deneyimler sağlam bir kişilikle de destekleniyorsa, “itiraz etme” veya “…. ama o konuda doğru düşünmüyorsunuz” deme ihtimali de yüksektir...
Ki...
Bir çalışan için “itiraz etmek” veya “…. ama o konuda doğru düşünmüyorsunuz” demek asansörden itilerek düşürülme nedenlerinden biridir…
Yalaka köşe yazarları, moderatörler ve TV yorumcuları başbakanlara ve patronlara itiraz etmedikleri...
“…. ama o konuda doğru düşünmüyorsunuz” demedikleri için asansörle sürekli üst katlara çıkarlar...
En başarılı yalakalar da işte bu nedenle medyada ürer…
Genellikle köşe yazarı veya moderatör ya da TV yorumcusu olmaları ise köşelerin asansör olarak kullanıma çok müsait olmasındandır…
Not 1: Kendilerine para karşılığı tokat attıran dalkavuklarla bugün medyada köşe kapan, moderatörlük ve TV yorumculuğu yapan yalakaları birbirlerine karıştırmayın zira dalkavuklar padişahlara, krallara, sultanlara asla tetikçilik yapmazlardı...
Not 2: En başarılı yalakalar, başbakanları üzmemek için, başbakanları üzen yakın dostlarını bile kolayca silebilme yetenekleri yüksek olanlardır…