MEDYA KÖŞESİ

Medyada Milliyet tartışması başladı!

Milliyet gazetesindeki operasyon yeni bir tartışma başlattı. Milliyet nerede nereye geldi? nereye gitmeli?

Medyada Milliyet tartışması başladı!

GAZETECİLER.COM - Milliyet operasyonu gazeteyi de bir tartışma konusu yaptı. Milliyet tartışmasına bugün de Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin katıldı. bumin Ergun Babahan'ın Milliyet eleştirilerini haksız bulduğu gibi Sedat Ergin'de bir teşekkür borçlu olduğumuzu

"Duymuşsunuzdur, Milliyet'te yönetim değişmiş. Sedat Ergin, bundan böyle Hürriyet'te köşe yazacakmış. (Ama 3. Sayfaya değil haliyle. Çünkü Özkök'ün dünkü yazısında gerekçeleriyle açıkladığı gibi o sayfayı işgal etmek şerefi oybirliği ile bir başkasına bahşedilmiş. Seçimi ben de yerinde buldum. Meslektaşımız gerçekten bir "Üçüncü Sayfa" yazarı. Vatana, millete, üniter devlete, vs hayırlı olsun…)

" Milliyet nasıl bir gazete?" sorusuna cevabım –doğrusu- Ergun Babahan'ın dünkü yazısındaki (Star) tarifine uymuyor. Babahan, çıplak tirajını 70-80 bine kadar indirdiği Milliyet'in "ayağa kaldırılmasını" çok zor buluyor. Gazetenin "okur temeli"ni de şöyle özetlemiş: "Her gün Başbakan Erdoğan ve Ak Parti'ye yoğun eleştiriden başka hiçbir şeyin tatmin etmeyeceği bir okur temeli var gazetenin."

İsterseniz, Babahan'ın Milliyet'e ilişkin şu tespitini de aktarıp öyle konuşalım: "Türkiye ve dünyadaki değişiklikleri takip etmeyen, bu nedenle her değişim karşısında dehşete düşen bir grup bu."

Ve de şu son satırlar: "Devrini kapamış, okuyucusunun gerisinde kalmış yazarlar, gazeteciler tasfiye oluyor. Ekrem Dumanlı söylediği zaman…."

Bana göre, Babahan'ın Milliyet'e ilişkin bu değerlendirmeleri epeyce "haksızlık" içeriyor.

Bilmem, belki de ben göremiyor, fark edemiyorum. Çünkü benim gözümde Milliyet, onu diğerlerinden kalın çizgilerle ayıran özellikleri olan bir gazete değil. Sabah nasılsa, az biraz farkla Milliyet de öyle. Star nasılsa, biraz daha fazla farkla Milliyet de öyle…

Babahan'ın Milliyet değerlendirmesinde işin içine yazarlar-gazeteciler de girdiğini hatırlayacak olursak, sözünü ettiğim "haksızlık"ın boyutu daha da artıyor.

Milliyet'in gazeteci ve yazar kadrosunun nesi eksikmiş anlamadım doğrusu.

Hatırlayın bir bölümünü: Taha Akyol, M. Ali Birand, Osman Ulagay, Güngör Uras, Semih İdiz, Kadri Gürsel ve de tabii ki mesela Hasan Cemal? Ne eksikleri var bu köşe yazarlarının anlamadım. Gazeteci-haberci deseniz, Belma Akçura gibi isimler sanki her yerde aramadığın kadar…

Dolayısıyla, Babahan'ın çizdiği Milliyet portresi epeyce acımasız kaçmış. Ne gereği var özellikle Milliyet'e bu şekilde yüklenmeye. O da diğerleri gibi bir gazete işte…

Nihayet gelebildik asıl konumuza:

Sedat Ergin ve ekibi gider ayak pek çok kişiyi memnun eden hayırlı bir işi gerçekleştirildi. Gazetenin 54 yıllık dönemini kapsayan 376 bin sayfadan oluşan arşivinin internette isteyen herkesin –bedava- kullanımına açılmasından söz ediyorum.

Hanzade Doğan Boyner istemiş, Doğan Gazetecilik Teknoloji Direktörü Yücel Okan Şentürk (özel olarak Şentürk'e de teşekkür) projeyi yürütmüş ve Milliyet'in 54 yıllık arşivi önümüze gelmiş. Türkiye'de bir "ilk" bu. Dünyada uygulanışı da henüz çok yaygın değil.

Ne güzel; artık 57 yıl içinde hangi olayın-gelişmenin nasıl gerçekleştiğini, nasıl haberleştirildiğini, hakkında ne türden köşe yazılarının yayımlandığını öğrenmek çok kolay…

Artık hiç değilse Milliyet için Beyazıt Kütüphanesi'ne gitmeye gerek kalmadı.

Ayrıca Şentürk'ün açıklamalarından öğreniyoruz ki, Türkiye gibi "çabuk unutan" ülkeler açısından daha da önem kazanan bu çalışmanın maliyeti öyle at ve deve de değil. Her gazetenin altından kolaylıkla kalkabileceği bir hizmet bu.

Milliyet'in internet sayfasında yer alan "fririk" galerilerini konu edinen ve gazeteyi ayıplayan bir iki yazı yayımlamıştım bugüne kadar. Ama şimdi sunulan hizmet o derece kıymetli ki, oldu olacak bu eleştirilerimi de geri alıyorum!"

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar