Medya, Arınç ve Erdoğan tartışmasını nasıl gördü?
Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki Çözüm Süreci tartışması, medyada şaşkınlık yarattı ama...
Çözüm Süreci'ne dair Bülent Arınç ve Erdoğan arasında, İzleme Heyeti sebebiyle başlayan söz düellosuna medyanın yaklaşımına dikkat edin.
Herkes şaşırmış durumda.
Kimse ne yazacağını, ne diyeceğini bilemiyor.
Muhalefet tandanslı medya grupları, ilk şoku atlattıktan sonra iktidarda çatlak ve kavga başlıkları atmaya başladı.
İktidara yakın kesimdeyse şaşkınlık hakim.
Muhalefete yakın duran gazeteciler, köşe yazarları, iktidarda kavga var vurgusunu yapıyorlar ama onlar bile şaşkın durumdalar çünkü bu "kavga" hiç de alıştıkları türden bir kavga değil.
Muhalefet kanadındaki siyasiler ve onlara yakın duran medya grupları, yeterince sert çıkışlar yapamıyor zira iktidardaki bu kavgada kimse kimsenin gözünü oymuyor.
Kimse kimsenin boğazını sıkmıyor.
Ortada kasetler, mahrem videolar ve fotoğraflar dolanmıyor. Haliyle, CHP'de başkanlık değişimi gerekince kasetlerin ortaya çıkmasına, ülkede seçim yaklaşınca videoların ve ses kayıtlarının ortaya salınmasına, internette kaset, şantaj ve dinleme kaydı haberlerinin uçuşmasına alışmış olan medya bu sefer şaşkın.
İktidarın en tepesinde, AK Parti'nin en üst noktasında iki büyük isim birbirini yeren, eleştiren, birbirinin egosuna ters düşen açıklamalar yapıyor ama ortada bir kriz yok!
Borsa çökmedi, dolar patlamadı, iş adamları yurt dışına kaçmıyor, haber bültenleri Flaş açıklamalar geçmiyor, sokaktaki halk esneye esneye işine gücüne giderken "şu Mart ayının soğuğu ne zaman geçecek?" diye klasik Mart ayı geyiklerine devam ediyor.
İşte bu yaşananlar, olağan bir demokratik ülkedeki sıradan günlük rutinin parçasıdır.
Demokrasilerde siyasetçilerin varlık amacı, tartışmaktır. Sorunlar, problemler, meseleler tartışarak çözülür. Zırt görüşteki siyasetçiler, kendi fikirlerini açıklar ve karşılıklı tartışarak soruna bir çözüm bulmaya çalışırlar.
DEMOKRASİ, TARTIŞMALAR ÜZERİNE KURULUR
Erdoğan'ın ve AK Parti'nin 12 yılda ülkede hakim kıldığı mantık yapısının sonucunu, bu hafta sonu yaşadığımız tartışmalarda görebiliriz.
12 yılda önce yaşansa, ülkede darbe olmasına sebebiyet verebilecek dev bir Nevruz kutlaması, PKK liderlerinin barış mesajlarının okunması ve hatta bu sırada iktidardaki siyasetçilerin birbiriyle zıt düşmelerine neden olacak açıklamaları, bugün Türkiye'de günlük hayatın normal rutini içinde sıradan haberler gibi okunuyor. Borsa çökmüyor, ekonomi batmıyor, bankalar fırsat bu fırsat deyip faizleri kafalarına göre gece yarısı fırlatarak insanları bir gecede borç batağına sapladıktan sonra evlerini arabalarını ellerinden almak için kapılarına dayanamıyor.
Birbirleriyle atışan iktidardaki siyasetçiler, çıktıkları kürsüde, kendilerine sorulan soruları sakince dinliyorlar.
Çözüm Süreci'ndeki bakış açısı farklılıkları hakkında, çok sakin, çok olağan bir ruh haliyle düşüncelerini açıklıyorlar.
Arada, kürsüdeki sudan yudumlar alarak, sakince cevaplar veriyorlar. Birbirlerine karşı saygı ve sevgilerini de dile getirmekten geri durmuyorlar.
Devletin en üst düzey kurullarında siyasetçilerin birbirinin kafasına anayasa kitapçığı fırlatıp sonra da medyanın önünde zehir zemberek kavga açıklamalarının yapıldığı günlerden bu günlere ulaşabildiğimizi görmekten dolayı çok mutluyum.
Öfkeyle, hırsla, sinirle hareket eden siyasetçilerin, siyasi ve ekonomik alt yapısı sakat bir ülkeyi iflasın eşiğine getirdiği günleri unutmayalım.
Bugün artık siyasiler arasındaki tartışmaların dozu artsa bile, ki demokrasilerde bu çok normaldir, bu tartışmaların kurumları ve toplumu yıpratmadığı medeni bir düzleme nihayet ulaştığımızı gözden kaçırmayalım.
Oktay İhsan / [email protected]