MEDYA KÖŞESİ

Mavioğlu'ndan çok çarpıcı Sinop analizi

BDP'lilere saldıranların 'hassas vatandaşlar' olduğuna inandıysanız eğer, Hrant Dink'i katledenlerin Trabzon'un Pelitli ilçesinde bir araya gelmiş bir grup genç faşist olduğuna da inanmaya hazırsınız demektir.

Mavioğlu'ndan çok çarpıcı Sinop analizi
GAZETECİLER.COM - Hükümetin PKK'ya silah bıraktırmak için başlattığı müzakere sürecinde en çarpıcı gelişmelerden biri hiç kuşkusuz BDP'li vekillerin barış sürecini anlatmak için Karadeniz'e yaptığı gezi oldu.

Sinop ve Samsun'da BDP'li vekillere yönelik saldırılar kimileri için provokasyon; kimileri için ise hassas vatandaşların tepkisi.

BirGün gazetesinde bir yandan yazı işlerinde görev alan, bir yandan da haftada bir gün köşe yazmaya başlayan Ertuğrul Mavioğlu, bugün çarpıcı bir yazı ile süreci yorumladı:

BUNA İNANIRSANIZ ŞUNA DA İNANMAYA HAZIRSINIZ DEMEK Kİ

"Barışı sürecini anlatacağız"
diye Karadeniz'de tura çıkanları Sinop'ta linç etmek isteyenlerin 'hassas vatandaşlar' olduğuna inandıysanız eğer, Hrant Dink'i katledenlerin Trabzon'un Pelitli ilçesinde bir araya gelmiş bir grup genç faşist olduğuna da inanmaya hazırsınız demektir.

Ne ki, Süleyman Demirel söylemişti; "devlet demek dev demektir" ve ağzından ateş saçan bu herzeyi tarihle sınamak hiç de zor değil.

1978'de Kahramanmaraş'ta, Çorum'da, Malatya'da evleri çarpı işaretleriyle donatarak kıyıma girişenler de, Sivas 93'te Madımak'ı ateşe verenler de arkalarında bu devin gücünü hissetmeseler, fare misali deliklerinden çıkmazlardı, bundan emin olun.

SÜREÇ SANILANIN AKSİNE DAHA FAZLA ŞİDDETE GEBE

Yaşanan süreç sanılanın aksine daha fazla şiddete gebe. Zira sahnede oynanan ile gerçeklik aynı değil ve herkesin algısını 'kimlik' üzerinde yoğunlaştırdıkları anda bile aysberg gibi suyun altında kalanların baskısını hissedeceğiz. Suyun altında kalanı sır gibi gizleyecekler ama bir yandan da sürecin şeffaf yürüdüğüne inanmamızı isteyecekler. Mesela dört parçanın üçünde en güçlü örgütlenmeye sahip olan PKK'ye dair Irak'taki yakın komşu ABD'nin hesaplarının neler olduğunu ya da Türkiye'nin Ortadoğu'da üstlendiği görevlerin kapsamını ancak sonuçlar ortaya çıktıkça göreceğiz.

TAMAM KARAMSAR OLMAYALIM AMA...

Tamam karamsar olmayalım, umut edelim ama böylesi bir tablonun, uzunca bir süre daha ortalığın kan kokmaya devam edeceğinin garantisi olduğunu da bilelim.

Büyük yalanlar boşuna söylenmez; büyük savaşların ikiz kardeşidirler. Oysa hepimizin gerçeğe, havaya, suya duyduğumuz ihtiyaç kadar ihtiyacı var. Aksi halde takım elbiseli zevat, kürsülerde boy gösterip ‘analar ağlamasın, barış gelsin, silahlar sussun’ diye nutuklar atıp seçim borsasında parsayı toplarken,  Roboski’ye ölüm yağmaya, Diyarbakır’da panzerler insanları ezmeye devam edecek ve Karadeniz’de daha çok fırtınalar kopacak....