Markar Esayen'den Yılmaz Özdil'e: Kalem meddahı...

Akşam yazarı Markar Esayen, Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'i okumadığını ve fikirlerini ilginç bulduğu bir yazar olarak görmediğini söyledi. "Esasen Özdil gibilere kalem erbabı değil, kalem meddahı vb. demek daha doğru olur." diyen Esayen, Yılmaz Özdil'i tesadüfen denk geldiği 65 yaş yazısı üzerinden topa tuttu.

Allah ıslah etsin…

Sözcü, Cumhuriyet, Birgün gibi basılı şeyleri okuyan insanların hayat sevinçlerinin olması mümkün değildir. Bu zavallı insanların ruhsal dengelerini korumaları mümkün de değildir. Gerçi belki de Sözcü gibi basılı şeylere haksızlık etmekteyiz; belki de bu şeyleri okuyucu kitlesi talebiyle yaratmaktadır. Arz-talep dengesi ne yönde işliyor, işte o iyi bir araştırma konusu olabilir.

***
Dün Sözcü basılı şeyinde Yılmaz Özdil bir yazı yazmış. Kendisini okumam. Bana hep aynı yazıyı farklı esprilerle yazıyormuş gibi gelir. Fikirlerini paylaşmadığım, ama beslendiğim, ilginç bulduğum bir yazar olamamıştır gözümde. Esasen Özdil gibilere kalem erbabı değil, kalem meddahı vb. demek daha doğru olur. Bu yazı ortak bir gruptan atıldı ve malum zaman bolluğundan okumuş bulundum.

***
Özdil “65 Yaş” yazısında, özetle ne kadar iküyüzlü, aşağılık bir millet olduğumuzu işlemiş. İnsanın okuyunca önce bir aydın eleştirisi yazası geliyor. Bu Batı kompleksine kapılmış sözde aydınların nasıl kendi kültür ve milletini hakir gördüklerini, bunun nasıl bir sürecin ürünü ruh olduğunu anlatmaya girişmek istiyorsunuz. Öte yandan irkiliyorsunuz da, bir millete bir kitle gazetesinde “ikiyüzlü”, “akraba katili” diye hakaret etmek kolay değildir. Ne de olsa Atatürk’ü, hediyesi iki bin beş yüz liraya pazarlayacağınız kitleye daha özenli davranmak gerekir.

***
Ama öyle değil işte! O “onları” değil, “bizi” kastediyor zaten ve okuyucusu da bunu pekala bilmektedir ve üzerine alınmayacaktır. Yani akrabasını öldüren, miras için didişen, büyüklerine hürmetinde ikiyüzlü olan, AKP sosyolojisidir. Nişantaşılıyı, Karşıyakalıyı kast edecek değildir ya Özdil, velinimetlerini…

***
Kendisinin ve okuyucu kitlesinin AKP sosyolojisi için görüşü budur. Öyle görmek, inanmak isterler. Hakikatin ne olduğunun hiçbir önemi yoktur. Biliyor musunuz, ben tersine hiç şahit olmadım. Yani hiçbir muhafazakardan beyaz Türkler için (ellerinden bunca çekmelerine rağmen) nefret suçu içeren bir kanaat işitmedim. Mutlaka vardır örnekler, ama bunlar istisna kabilinden kalmaktadır.

***
Ne diyelim, Allah uzun ömür versin ve bu esnada ıslah etsin.