MEDYA KÖŞESİ

Markar Esayan: Erdoğan 100 yılda bir gelen milli bir lider

AK Partili vekil Esayan'dan Erdoğan'a: 100 yılda bir gelen milli bir lideri linç ederek, muhafazakarlara değil, bu ülkenin tüm gelecek nesillerine ihanet ediliyor.

Markar Esayan: Erdoğan 100 yılda bir gelen milli bir lider

7 Haziran seçimlerinde AK Parti’den milletvekili seçilen Yeni Şafak yazarı Markar Esayan, Türkiye’nin IŞİD başta olmak üzere Suriye’deki muhalifelere destek verdiği iddialarının asılsız olduğunu savunarak bu iddiaları dile getiren CHP, MHP ve HDP’yi eleştirdi.

“CHP, MHP ve hatta HDP, barış, refah ve özgürlük talebiyle oylarını aldıkları seçmenlerinin iradesini bu ittifakla neyin karşılığında “change” ederler?” sorusunu dile getiren Esayan, Tayyip Erdoğan için “100 yılda bir gelen milli bir lideri linç ederek, muhafazakarlara değil, bu ülkenin tüm gelecek nesillerine ihanet ediliyor” ifadesini kullandı.

Markar Esayan’ın Yeni Şafak gazetesinde “Bu rahatlık nereden geliyor?” başlığıyla yayımlanan (28 Haziran 2015) yazısı şöyle:

Çıkan hafta, perşembe sabahı DAİŞ militanları YPG üniformaları giymiş halde iki kamyonetle Mürşitpınar sınır kapısına yakın bir noktada bomba patlattı ve çatışmalarda 150'yi aşkın insan öldü. Ölenler arasında siviller vardı. Türkiye, bu saldırıyı Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyinde kınadı, yaralılar Mürşitpınar Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.

Suriye'de bulunan siviller, Kürt, Arap, Türkmen veya Ezidi olsun hiç fark etmez, hepsi de bizim akrabalarımızdır. Bu menfur saldırılar bu anlamda bizler için daha da acı vericidir. Şiddetle kınıyoruz. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapıyor, yapmalı ve yapacak da. Lakin...

Yeni Şafak'ın dünkü manşeti Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi'nin isyanına ayrılmıştı...

Çiftçi son beş ayda Kobani/Ayn El Arab'a bin dokuz yüz yirmi yardım TIR'ı gittiğini, halen DAİŞ saldırısından kaçan 130 bin Kürt'ü konuk ettiklerini, yaralıların tedavi gördüğünü, ama buna rağmen DAİŞ'le ilişkilendirilerek “Terörist Türkiye” kampanyası yapıldığını ifade ediyordu.

PKK/HDP bu konuda 2013'ün ortalarından beri çok tehlikeli ve haksızca bir kirli propaganda kampanyası yürütüyor. Propaganda makinesi, PKK yayın organları ile kısıtlı değil; içeride ve dışarıda AK Parti karşıtı koalisyona bağlı yayın organları şuursuzca yalanlar üreterek bu işin sürek avı şeklinde sürdürüyorlar. Paralel kriptoların hepsi HDP'li olmuş durumda.

Bu operasyonun hedefi belli. Tek ve güçlü bir kampanya ile Türkiye'nin hem iç, hem de dış siyasetinde etkili bir manivela üretiyorsunuz. AK Parti ile elden kaçan Türkiye kontrolünü, medya, STK ve siyasi partilerle yeniden elde etmeye çalışıyorsunuz. Suriye'deki trajik durum bunun için sonsuz imkan yaratıyor.

Seçim sürecinde ittifak bu ana hatta ilerledi, işbölümü yaptı. Suriye üzerinden ülke siyasetini, istikrarlı ekonomisini ve toplumsal barışı hedef alındı. Amaç AK Parti'nin en büyük gücü olan muhafazakar kitle desteğini parçalamaktı.

Mezhepçilik ve etnik asabiyet, hem Alevileri, hem de Kürtleri etkilemeye dönüktü. AK Parti'yi “IŞİD'çi” olarak mahkum etmenin sonucunda, hem Alevileri, hem de Kürtleri, hatta dindar AK Parti'li Kürtleri etkilemek mümkündü. Bunun sonucunda 6-8 Ekim gibi bir iç savaş denemesi de yapılabilirdi, daha Meclis'in ilk günlerinde bir iftira üzerinden insanları yeniden sokağa çağıran HDP'yi desteklemek de.

Hadi PKK Marksist/Leninist bir örgüt. Konjonktürel destek ile bir PKK devleti kurmak için her türlü çılgınlığı göze alabilir. Türkiye'de bir yönetim zaafı veya toplumsal bir yarılma, ya da bir çatışma, kendi amacına erişmek için uygun durum yaratabilir. Kırk yıldır silahla yatıp kalkmış, kendi içinde feci infazlar yapmış, ölmeye de öldürmeye de alışmış bir örgütün bu “yeteneği” Ortadoğu'nun şu anki şartlarında alıcısı olan bir durum.

Hadi, PKK/PYD ile iş tutan istihbarat örgütleri ve bazı devletler Ortadoğu'da çatışma üzerinden yönetilebilir bir kaosu desteklemekteler. Türkiye'yi terbiye etmek ve enerji koridorlarını dizayn için bu alışıldık bir yöntemdir. Ve hadi ülkemizdeki bir kısım medya ve STK'ların da tarlaları çoktan sürülmüş olsun. Dün Menderes, bugün Erdoğan... Halkın seçtiği lideri gördükleri anda kırmızı görmüş boğa gibi saldırmaları son derece alışıldık bir durum. Son örnek Bknz. Beştepe Külliyesi'nde verilen iftar üzerinden geliştirilen algı operasyonu...

Peki CHP, MHP ve hatta HDP, barış, refah ve özgürlük talebiyle oylarını aldıkları seçmenlerinin iradesini bu ittifakla neyin karşılığında “change” ederler? CHP'nin genel başkan yardımcısı çıkıp da nasıl ailesiyle birlikte HDP'ye oy verdiğini söyler? Hem de HDP Eşbaşkanının ikinci bir 6-8 Ekim çağrısı yaptığı bir günde?

Hani şu reklamdaki gibi soralım: Bu rahatlık nereden geliyor?

Sayın Erdoğan'ı, Sayın Davutoğlu'nu ve AK Parti'yi hal etmek için ülkeyi ateşe atan bu çılgınlığa bir son vermek mümkün mü? Daha ne kadar ileriye gidilebilir? Bugünleri gelecek nesillere nasıl anlatacaklar? Seçmenlerinin karşısına nasıl çıkacaklar? Yalan iftira nereye kadar idare edecekler?

Bu AK Parti'nin geleceğinden daha büyük bir soru. Çözüm Süreci'nde 10 Haziran 2013 tarihinden beri verdiği hiçbir sözü tutmayan, ondan bir darbe süreci çıkaran, Türkiye'yi IŞİD'ci ilan etmek için büyük bir operasyona imza atan, 50 vatandaşı nedensiz yere öldüren bir örgütü seçim döneminin yıldızı yapanlar millete nasıl hesap verecekler?

100 yılda bir gelen milli bir lideri linç ederek, muhafazakarlara değil, bu ülkenin tüm gelecek nesillerine ihanet ediliyor.

Bunun için kimse PKK'yı, paraleli veya yabancı ülkeleri suçlamaz. Ama milletin eli kendisini aldatanların yakasından düşmeyecektir.

ÇOK OKUNANLAR