Manşetlik haber ama...
Fatih Çekirge'nin Başbakan Binali Yıldırım'la yaptığı görüşme manşetlik bir haberdi ama...
GAZETECİLER.COM-
Bir gazetenin yazarı, ülkenin başbakanı ile bizzat görüşmüşse…
Ve…
O görüşmeyi köşesinde okurlarıyla da paylaşmışsa…
Yani…
Köşesinde sadece yazarın değil, gazetenin bütün okurlarının ilgisini çekecek bir
“haber analiz” yer alıyorsa…
O gazeteyi yönetenler ne yapar?..
Web sayfasında manşete çeker…
Buraya kadar mutabık mıyız?..
Peki…
Fatih Çekirge Hürriyet’te köşe sahibi…
Ve…
Eski bir gazete genel yayın yönetmeni…
Web’deki sırası, daha önce genel yayın yönetmenliği yapmış, Ertuğrul Özkök,
Mehmet Y. Yılmaz ve Taha Akyol’dan sonra geliyor…
Demek ki kurum içi saygınlığı da var…
İyi ama…
İşte o Fatih Çekirge Başbakan Binali Yıldırım’la bizzat konuşuyor…
Ve…
Konuşmasını köşesinde yayımlayarak okurlarıyla paylaşıyor…
Haliyle…
Sadece okurlarının haberi oluyor Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı
açıklamalardan…
Oysa ve eminim ki…
Hürriyet’in bütün okurları, Başbakan Yıldırım’ın “FETÖ-PYD- PKK Kuzey
Irak'ta görüştü” açıklamasıyla ilgileneceklerdir…
Zira bu açıklama ülkenin bizzat başbakanı tarafından yapılıyor…
Yalanlanması mümkün değil…
Haliyle, FETÖ’nün Türkiye düşmanlığının tescili adeta…
Ama dedim ya…
Fatih Çekirge’nin değil Hürriyet’te…
Bütün yayın organlarında yayımlanacak değerdeki “manşetlik haberi” kaynayıp
gidiyor…
Söyleyecek söz bulamıyorum…
Ve…
Hele Hürriyet gibi bir gazetenin, Başbakan’ın verdiği bir habere bu kadar kayıtsız kalmasına akıl erdiremiyorum…
Çekirge’nin yazısı aşağıda…
BAŞBAKAN Binali Yıldırım ihanet çarkını şu cümlelerle açıklıyor:
- FETÖ ile PKK ve PYD’nin ilişkisini tespit ettik.
- Darbe girişimi öncesi ve darbe sonrası görüşmüşler.
- Görüşmeler Irak’ın kuzeyinde gerçekleşmiş...
Binali Bey’le dün sabah kısa bir sohbet yapıyoruz...
Hain saldırının yapıldığı Elazığ’dan dönmüş.
Ve çok kesin konuşuyor:
- Her şey ortada. İhanetin bütün bağlantıları çözülüyor.
Soruyorum:
- Efendim yeni bir gelişme var mı bağlantılar konusunda?
- İstihbarat geldi. Değerlendirmeler yapılıyor. Bir kere görüştükleri tespit edilmiş
durumda. Darbe girişi öncesinde görüştüklerini öğrendik. Darbe girişimi
sonrasında da görüşmüşler. Başarısızlık halinde yaptıkları görüşmeleri biliyoruz.
- Nerede görüşmüşler?
- Irak’ın kuzeyinde organize olup görüşmüşler. Bu konuda istihbarat var. Ve
elbette takipler sürüyor.
Anlaşılan odur ki...
Devlet, FETÖ ve PKK terör örgütlerini aynı dosya içinde hedef almış durumda.
DARBE PLANI VE EYLEMSİZLİK
Ankara’nın zirvesinden süzülen değerlendirmenin özeti ise maddeler halinde şöyle sıralanıyor:
- PKK, FETÖ’nün darbe girişimi öncesi işbirliği için eylemsizlik kararı aldı.
- Darbenin başarısız olması üzerine tekrar eylemlere başladı.
- Geçmişe göre bir takvim yapılırsa... Türkiye ve bölge üzerine geniş çaplı bir
operasyon düzenlendi. Önce TSK içindeki ‘milli unsurlar’ üzerine bir kumpas
başlatıldı.
Sonra TSK’nın kilit kadrolarına yerleşildi.
- Bu sırada Türkiye’deki Kürtler üzerine çalışma başlatıldı. Irak ve Suriye’deki
Kürtlerle bir ‘kantonlaşma’ hayali oluşturuldu. (6-7 Ekim provası)
- Bölgeyi kontrol etmek amacıyla Suriye ve Irak üzerinden Akdeniz’e açılan bir
koridor için harekete geçildi. PYD organize edildi.
- Türkiye’nin PYD üzerindeki hava baskısını ortadan kaldırmak için Rus uçağı
düşürüldü.
- PKK, ‘kantonlaşma ve Kobani’ hayaliyle eylemlerini durdurdu. (PKK’nın darbe
beklentisi)
- FETÖ ile PKK-PYD ilişkisi böyle organize oldu.
Önümüzdeki döneme bakarsak...
Türkiye, FETÖ-PKK- PYD ve bölgedeki dengeler açısından çok ciddi bir dış politika
atağına hazırlanıyor.
Özellikle bir NATO ülkesi olarak sınırlarına yönelik böyle bir kumpas ve saldırının
Brüksel merkezinde bir dosya haline gelmesi için gerekli çalışmalar yapılıyor...
Bundan sonra ne olur?
İki maddelik cevap:
1) Türkiye, bekasına yönelik bu kumpas ve saldırının faillerini ortaya çıkarıp
cezalandırmak için sonuna kadar mücadele edecek.
2) Başta FETÖ lideri Gülen’in iadesi olmak üzere, Türkiye’nin bu varlık
mücadelesine ve öz savunma refleksine hangi müttefiklerin ve stratejik ortakların
destek vereceği, ikili ilişkiler açısından tarihi bir önem taşıyacak...
YAKUP MURAT
Bir gazetenin yazarı, ülkenin başbakanı ile bizzat görüşmüşse…
Ve…
O görüşmeyi köşesinde okurlarıyla da paylaşmışsa…
Yani…
Köşesinde sadece yazarın değil, gazetenin bütün okurlarının ilgisini çekecek bir
“haber analiz” yer alıyorsa…
O gazeteyi yönetenler ne yapar?..
Web sayfasında manşete çeker…
Buraya kadar mutabık mıyız?..
Peki…
Fatih Çekirge Hürriyet’te köşe sahibi…
Ve…
Eski bir gazete genel yayın yönetmeni…
Web’deki sırası, daha önce genel yayın yönetmenliği yapmış, Ertuğrul Özkök,
Mehmet Y. Yılmaz ve Taha Akyol’dan sonra geliyor…
Demek ki kurum içi saygınlığı da var…
İyi ama…
İşte o Fatih Çekirge Başbakan Binali Yıldırım’la bizzat konuşuyor…
Ve…
Konuşmasını köşesinde yayımlayarak okurlarıyla paylaşıyor…
Haliyle…
Sadece okurlarının haberi oluyor Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı
açıklamalardan…
Oysa ve eminim ki…
Hürriyet’in bütün okurları, Başbakan Yıldırım’ın “FETÖ-PYD- PKK Kuzey
Irak'ta görüştü” açıklamasıyla ilgileneceklerdir…
Zira bu açıklama ülkenin bizzat başbakanı tarafından yapılıyor…
Yalanlanması mümkün değil…
Haliyle, FETÖ’nün Türkiye düşmanlığının tescili adeta…
Ama dedim ya…
Fatih Çekirge’nin değil Hürriyet’te…
Bütün yayın organlarında yayımlanacak değerdeki “manşetlik haberi” kaynayıp
gidiyor…
Söyleyecek söz bulamıyorum…
Ve…
Hele Hürriyet gibi bir gazetenin, Başbakan’ın verdiği bir habere bu kadar kayıtsız kalmasına akıl erdiremiyorum…
Çekirge’nin yazısı aşağıda…
BAŞBAKAN Binali Yıldırım ihanet çarkını şu cümlelerle açıklıyor:
- FETÖ ile PKK ve PYD’nin ilişkisini tespit ettik.
- Darbe girişimi öncesi ve darbe sonrası görüşmüşler.
- Görüşmeler Irak’ın kuzeyinde gerçekleşmiş...
Binali Bey’le dün sabah kısa bir sohbet yapıyoruz...
Hain saldırının yapıldığı Elazığ’dan dönmüş.
Ve çok kesin konuşuyor:
- Her şey ortada. İhanetin bütün bağlantıları çözülüyor.
Soruyorum:
- Efendim yeni bir gelişme var mı bağlantılar konusunda?
- İstihbarat geldi. Değerlendirmeler yapılıyor. Bir kere görüştükleri tespit edilmiş
durumda. Darbe girişi öncesinde görüştüklerini öğrendik. Darbe girişimi
sonrasında da görüşmüşler. Başarısızlık halinde yaptıkları görüşmeleri biliyoruz.
- Nerede görüşmüşler?
- Irak’ın kuzeyinde organize olup görüşmüşler. Bu konuda istihbarat var. Ve
elbette takipler sürüyor.
Anlaşılan odur ki...
Devlet, FETÖ ve PKK terör örgütlerini aynı dosya içinde hedef almış durumda.
DARBE PLANI VE EYLEMSİZLİK
Ankara’nın zirvesinden süzülen değerlendirmenin özeti ise maddeler halinde şöyle sıralanıyor:
- PKK, FETÖ’nün darbe girişimi öncesi işbirliği için eylemsizlik kararı aldı.
- Darbenin başarısız olması üzerine tekrar eylemlere başladı.
- Geçmişe göre bir takvim yapılırsa... Türkiye ve bölge üzerine geniş çaplı bir
operasyon düzenlendi. Önce TSK içindeki ‘milli unsurlar’ üzerine bir kumpas
başlatıldı.
Sonra TSK’nın kilit kadrolarına yerleşildi.
- Bu sırada Türkiye’deki Kürtler üzerine çalışma başlatıldı. Irak ve Suriye’deki
Kürtlerle bir ‘kantonlaşma’ hayali oluşturuldu. (6-7 Ekim provası)
- Bölgeyi kontrol etmek amacıyla Suriye ve Irak üzerinden Akdeniz’e açılan bir
koridor için harekete geçildi. PYD organize edildi.
- Türkiye’nin PYD üzerindeki hava baskısını ortadan kaldırmak için Rus uçağı
düşürüldü.
- PKK, ‘kantonlaşma ve Kobani’ hayaliyle eylemlerini durdurdu. (PKK’nın darbe
beklentisi)
- FETÖ ile PKK-PYD ilişkisi böyle organize oldu.
Önümüzdeki döneme bakarsak...
Türkiye, FETÖ-PKK- PYD ve bölgedeki dengeler açısından çok ciddi bir dış politika
atağına hazırlanıyor.
Özellikle bir NATO ülkesi olarak sınırlarına yönelik böyle bir kumpas ve saldırının
Brüksel merkezinde bir dosya haline gelmesi için gerekli çalışmalar yapılıyor...
Bundan sonra ne olur?
İki maddelik cevap:
1) Türkiye, bekasına yönelik bu kumpas ve saldırının faillerini ortaya çıkarıp
cezalandırmak için sonuna kadar mücadele edecek.
2) Başta FETÖ lideri Gülen’in iadesi olmak üzere, Türkiye’nin bu varlık
mücadelesine ve öz savunma refleksine hangi müttefiklerin ve stratejik ortakların
destek vereceği, ikili ilişkiler açısından tarihi bir önem taşıyacak...
YAKUP MURAT