MEDYA KÖŞESİ

Manga: Bir başarı öyküsü

Ankara çıkışlı bir grup olan Manga'nın çarpıcı varoluş ve yükseliş süreci Can Dündar'ın da ilgisini çekmiş...

Manga: Bir başarı öyküsü
GAZETECİLER.COM
Eurovision'da ikinci olarak başarılı bir sonuç alan Manga bugün gazetelerde yoğun ilgi görürken Milliyet yazarı Can Dündar da grubun hikayesine köşesine taşımış. Ankara çıkışlı bir grup olan Manga'nın çarpıcı varoluş ve yükseliş süreci Dündar'ın da ilgisini çekmiş...

Manga: Bir başarı öyküsü

Eurovision’da dün geceki oylamanın sonucu ne olursa olsun Manga’nın kazandığı kesin... Çünkü bu Ankaralı genç grup, başarısının tesadüfi olmadığını ve lokal kalmayacağını gösterdi.
Önlerinde uzun ve parlak bir yol var; ama bugüne kadarki çizgileri bile bir başarı öyküsü olarak anlatılmaya değer...
* * *
Ankaralılar bilir:
Başkent’ten sıkı rockçılar yetişir.
Şehrin Limon, Manhattan, Gölge, If gibi barlarından nice yetenek çıkmıştır.
Manga onlardan biri...
2000’lerin başında Limon’a takılanlar onları bir “cover grubu” olarak tanıyordu. Kendi bestelerini değil, bilinen rock parçalarını söylüyorlardı.
Grubun kuruluşuna konservatuvarlı gitarist “Yamyam” (yani Yağmur) önayak olmuştu.
Yağmur ve basçı arkadaşı Orçun, birçok rock’çının hayatını değiştiren o “Bir grup kursak...” cümlesini ilk kez 2001 Eylülü’nde dillendirmişlerdi.
Bir davulcu gerekiyordu. Yine Ankara barlarında çalan Özgür’le randevulaştılar. Konuk Sokak’ta Dost Kitabevi önünde buluştular. Özgür randevuya takım elbiseyle geldi.
“Çocuk fazla ciddiye almış” diye düşündüler. Oysa Özgür o akşam bir düğüne davetliydi.
Engürü kahvesindeki görüşmede grup 3 kişiye çıktı.
Ardından Eskişehirli Efe turn-table’ı ile katıldı aralarına...
Sonra da Özgür, yine Limon’dan tanıdığı vokalist Ferman’a açtı konuyu...
Ferman bir sürü grupla söylemişti; artık umudu tüketmek üzereydi. “Bunu da deneyeyim” dedi.
O ara Orçun ayrıldı, bası Bilkentli Cem üstlendi.
Takım tamamlandı.
“Kendimize öyle bir isim bulalım ki, bütün dünyada aynı anlama gelsin” dediler.
Hepsi Japon animasyon sanatı Manga’nın hastasıydı.
Grubun adı oradan çıktı.
* * *
6 Mart 2002 günü 7. ODTÜ Rock Festivali’nde, Mimarlık amfisinde, “Mor ve Ötesi”nin alt grubu olarak ilk kez sahneye çıktılar.
Söz ve müziği Yağmur’a ait olan “Kal Yanımda”yı çaldılar.
Seyirciyle bu ilk buluşmada ayakta alkışlandılar.
Ardından Show TV’nin düzenlediği “Sing Your Song” yarışmasına katıldılar. Televizyon, bir anda onları Türkiye’ye tanıttı. Programda son derece rahatlardı; farklı bir enerjileri vardı. Başarılı olacaklarına inanmışlardı.
Çekimlerde aralarından biri:
“Bu, sizce bir şeyleri değiştirecek mi hayatımızda” diye sorunca diğeri şöyle cevap veriyordu:
“Değişti bile manyak!
* * *
Değişmişti gerçekten de...
2002’deki o yarışmadan ikincilik derecesi ve bir albüm anlaşmasıyla döndüler. Anlaşma gerçekleşmedi; ama dağılmayıp direndiler. Limon’da çalmaya devam ettiler.
Yeni bestelerle büyüdüler.
Ve nihayet “Rock İstanbul”da Sony Müzik tarafından keşfedildiler.
2004’te çıkan ilk albümlerinin 100 bin satması herkes için sürprizdi.
Ama şımarmadılar hiç...
2005’ten beri izlediğim her konserlerinde yetenek, samimiyet, emek, dayanışma ve tevazu vardı.
Bu formül, 5’liyi MTV’nin “Avrupa’nın En İyisi” ödülüne ve Eurovision’a taşıdı.
Hâlâ dinlemediyseniz bugün son albümleri “Şehr-i Hüzün”ü (özellikle de “Cevapsız Sorular”ı) dinleyin.
Bu gencecik müzisyenlerin müzik duygusuna şapka çıkaracak, onları daha büyük başarıların beklediğine emin olacaksınız.
Yorumlar