Mahçupyan'dan çok sarsıcı Zaman iddiası
Etyen Mahçupyan Sabah'a konuştu: "30 Marttan önce de belki gazetede benimle ilgili bir rahatsızlık ya da yukarıdan benimle ilgili bir takım baskılar olmuş olabilir." dedi.
Geçtiğimiz günlerde Zaman ve Today's Zaman gazeteleri ile yollarını ayıran Etyen Mahçupyan bundan sonra gazetecilik serüvenine Daily Sabah ve Akşam gazetelerinde devam edecek.
Mahçupyan ile Sabah'tan İsa Tatlıcan görüştü ve Gülen hareketinin geleceğini, yıldönümünde Gezi eylemlerini, çözüm sürecini ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuştu. İşte Mahçupyan'ın anlatımı ile Zaman'dan ayrılma süreci ve yaşadıkları:
-Cemaat medyası ile yollarınızı neden ayırdınız?
-30 Mart bir gösterge oldu. Bir anlamda kimin haklı çıkacağına dair de bir gösterge oldu. 30 Marttan önce de belki gazetede benimle ilgili bir rahatsızlık ya da yukarıdan benimle ilgili bir takım baskılar olmuş olabilir. Seçim sonuçları netleştikten sonrasında gazete kendi içinde bir değişimi gerekli gördü. Benim yazılarımı indirme kararı aldılar. Zaten o kararın ne anlama geldiğini de basın dünyasında herkes üç aşağı beş yukarı bilir.
TEK BİR YAZIM YAYIMLANMADI ONU DA...
-Ayrılmanıza gazetenin yayınlanmadığı yazınız mı sebep oldu?
-Hayır onunla bir ilgisi yok. Yayınlanmayan yazım bir tane vardı. Onu da soru geldiği için bir TV programında söylemek zorunda kaldım, yoksa söylemezdim. 17 Aralık öncesi bir yazıydı. İsterseniz basmayın diyerek gönderdiğim bir yazıydı. Dersaneler meselesinde hizmet hareketinin bu olaya verdiği tepkinin daha büyük yanlışlara neden olduğunu yazmıştım. Kendi bindiği dalı kesen bir yaklaşım olduğunu öngörüyordum. Yazı bununla ilgiliydi.
ELEŞTİRİLERİMİ YAYIN KURULUNDA DA DİLE GETİRDİM
-Eleştirilerinizi gazetenin yayın kurullarında dile getirme imkanı bulabiliyor muydunuz?
-17 Aralık sonrasında Mart başına kadar bütün haftalık yayın kurulu toplantılarına katıldım. Yazdığım her şeyi o toplantılarda da söyledim. Benim söylediklerimim dikkate alınması gerektiğini ifade eden arkadaşlar her zaman oluyordu o toplantılarda. Büyük çoğunluk ise sessiz ve dinleyici pozisyonunda oluyordu. Sonuçta yönetimde olan arkadaşlar benim söylediklerimden ikna olmadılar.
HİZMET HAREKETİ MEDYASI HAYAT MEMAT MÜCADELESİ VERİYOR
-Gülen hareketinin siyasete ve kendisinden farklı düşünen diğer islami oluşumlara karşı başlatmış olduğu bu mücadele sürdürülebilir bir durum mu?
-Hizmet hareketi medyasının yayın politikası hayat memat mücadelesi ve bir ayakta kalma savaşına dönüştü. Bu ruh hali varsa çok fazla yarını düşünmezsiniz. Şu an ortalıkta böyle bir enerji var. Bunun sonsuza kadar devam etme ihtimali yok. Bunun bir biçimde bir tarafa doğru gitmesi gerekiyor. Ya daha büyük bir kırılma ile sonuçlanabilecek bir sürecin eşiğindeyiz veya bir biçimdi yumuşamaya doğru gitmesi gereken bir durumdayız. Bu bir karar. Hizmet hareketini yönetenlerin iradesi ile olabilecek bir karar. İktidarla yaptıkları mücadeleyi "ne olacaksa olsun" mantığına da götürülebilir. İstemeyerek de olsa yumuşama süreci de başlayabilir.