M. Şevket Eygi: Başınız belâdan kurtulmasın.

ADNAN BERK OKAN

"Allah belânızı versin" başlığı altında yayımlanan yazıma itiraz eden çok...
Benim de itirazlarına diyecek bir şeyim yok...
Ben nasıl aklımdan geçeni yazıyorsam, onlar da bana istedikleri gibi karşılık verme hakkına sahipler...
Keşke aradan çıkan bazıları küfür etmeden yapsalar itirazlarını...
Ama o kadar da olacak!..

Allah Cezanızı Versin!..

İslâmcılığın cıcığını çıkarttınız, Allah belânızı versin!.. Ben çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini bilirim, ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz. Sonra mücahitlik postunu çıkardınız müteahhit oldunuz. Müslümansan, hangi meşreb ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın. Siz yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz. Allah bin kere belânızı versin! Bre uğursuzlar!.. İslam'da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır? Rüşvet almak var mıdır? Haram yemek var mıdır? Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır? Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır? Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır? İhalelere fesat karıştırmak var mıdır? Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır? Size beddua ediyorum. Allah belanızı versin!.. İki yakanız bir araya gelmesin!.. Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!.. Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız... Başınız belâdan kurtulmasın." Mehmet Şevket Eygi / 7 Ağustos 2010. Milli Gazete

Neyse...
Türkiye'nin en entelektüel ve kaliteli Müslüman aydınlarından biri olan Mehmet Şevket Eygi'nin yandaki kutucukta yer alan yazısını lütfen okuyunuz...
Göreceksiniz ki Müslüman Müslüman'a pek âlâ  "Allah belânızı versin" diyebilirmiş...
Ben de onu dedim işte...
Ama Eygi nasıl ki din ticareti yapan, İslâmiyet'in güzel adını ekonomik çıkarları için kullananlara öfkelenip "Allah cezanızı versin" demişse, ben de gazeteciliği ve siyaseti şirazesinden çıkarıp, sokak ağzı ile kavgaya dönüştüren; yalan haber yapan veya yalan haber üzerine yorum bina eden; her olaya bir tek pencereden bakan gazetecilere, yazarlara ve siyasetçilere "Allah Belânızı versin!" dedim...
Hak ederlerse bundan sonra da diyeceğim...


Gazetecilik böyle mi olur?..

Pek Müslüman geçinen gazetenin ya da televizyonun yönetici ve yazar kadrosuna sorsanız hepsi sağ ellerini kalplerinin üstüne bastırarak, "Elhamdülillah Müslüman'ım" diyecek...
Ama değiller...
Vallahi değiller...
Billahi değiller...
Müslüman o kadar gaddar olur mu?..
Müslüman öylesine adaletsiz davranır mı?..
Bunlar "Paraya tapan" cinsinden Müslüman...
Bunlar yağma Müslümanları...
Bunlar ekonomik çıkar Müslümanları...

Meselâ cemaatin gazetesi...
Yazı işleri kadrosu utanmasa (bereket biraz utanma duyguları kalmış) her günkü nüshalarında brinci sayfaya bütünüyle "Referandumda evet" diye basacaklar...
Daha da ileri giderek, "Referandumda 'evet' oyu kullanmayanlar kâfirdir" bile diye manşet atabilirler...
Dünkü gazetenin birinci sayfasına bakınca tüylerim ürperdi sinirden...
Bütün haberler, kimin ve neden "Evet" diyeceğine ayrılmış...
Çeşitli isimler altında yapılan yargı operasyonlarından hareketle TSK'ya ve generallere çakıyorlar...
"Eleştiri"den söz etmiyorum...
Çünkü "eleştiri" yok...
"Haber" de yok orta yerde...
"Evet" yönlendirmesi ve subaylara "hakaret" var...

Yahu etmeyin, eylemeyin...
Zekâlarımızla alay etmeyin...
Çok sevdiğimiz insanları bize örnek gösterip "bakın o da evet diyor" demeyin...
Biz kendi kendimize veririz kararımızı...
Sizin işiniz bizi yönlendirmek değil, evet ve hayırcıların kendi gerekçelerinden örnekler sunmaktır...
Ama...
Siz sadece "evet"çilerin söylediklerini yayımlıyor, "Hayır" diyecek olanlardan tek kelimelik bilgi aktarmıyorsunuz...
Ve benim gibi evetçileri bile tiksindiriyorsunuz kendinizden...
Vallahi de billahi de "nefret ettiğim Doğan Gurubu" medyası sizden çok daha "yansız" bu konuda...
Onlar her iki tarafın da görüşlerini veriyorlar, siz ise sadece "evet"çilerin...
Günah yahu!..


Size rağmen "Evet"...

Aslına bakarsanız benim bu referandum paketine sırf sizin tiksinti veren yandaşlığınız yüzünden"hayır" demem gerekiyor ama ben imama kızıp oruç bozmayacak ve heyecanla "evet" oyu vereceğim...
Çünkü...
60 yıldır yapılamayan çağdaş değişiklikler var bu pakette...
Çünkü insanın değeri var bu pakette...
Çünkü kadınlarımızın, çocuklarımızın, yaşlılarımızın, engellilerimizin hakları korunuyor bu pakette...
Çünkü ayaklarında prangayla koşmaya, rakiplerini geçmeye zorlanan işadamlarımıza kolaylıklar var bu pakette...
Çünkü yıllardır sivil mahkemelerde yargılanamayan askerlerin çağdışı bağımsızlıklarının kaldırılışı var bu pakette...
Çünkü yıllardır denetlenemeyen TSK hesaplarının Sayıştay tarafından denetlenmesi var bu pakette...
 
Peki ya AM ve HSYK üyelerinin hükümet tarafından atanabilecek ortamın da yaratılacağı iddiası?..
Ne yapabilirim?..
Deyin ki öyle...
Muhalefet partileri de adam olup çalışsınlar ve bugünkü hükümetin kullanacağı o avantajları iktidar olup elinden alsınlar...
Ama 60 yıldır cesaret edilemeyen diğer değişikliklere karşı çıkıp, benim de kendileriyle aynı mürteci tutumu takınmamı istemesinler...
Bu değişiklikler bugün çıkmazsa; 60 yıl daha çıkmaz...

[email protected]