MEDYA KÖŞESİ

Kürşat Bumin'den zor bir yazı

"Kendisi, maddece yarım kalmış, ruhça tam olmuş bir i...dir. Ne kadar i... yetiştirirse o kadar çağdaş olunacağını savunan Amerikan demokrasisine tapınır."

Kürşat Bumin'den zor bir yazı
GAZETECİLER.COM - Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin, 28 Şubat sürecinde İBDA-C davasından mahkum edilen Salih Mirzabeyoğlu'nun yeniden yargılanması talebiyle ilgili bir yazı kaleme aldı. Dün ve bugün gazetedeki köşesinde yayınlanan yazısında, Mirzabeyoğlu ve yeniden yargılanma talebiyle ilgili bir okuma sürecine girdiğini ancak bu süreçte çok ilginç bir yazıyla karşılaştığını anlattı.

İşte "Mirzabeyoğlu yeniden yargılansın" diyen Bumin'in yazısını zorlaştıran neden:

"Bu konuyla ilgili olarak "dersimi çalışırken" ulaştığım bir "bilgi"yi de atlamak istemiyorum. Dersimi çalışırken -söylediğim gibi- tabii olarak Furkan adlı dergiyi de ziyaret ettim. Bu dergi tahmin ettiğiniz gibi Mirzabeyoğlu dolayımıyla Necip Fazıl Kısakürek'in sadık bir takipçisi. Bu derginin bir sayısında Selim Gürselgil (?) imzalı "Üstad'ı Anmak-Kuşlar ve Yılanlar" başlıklı bir yazı da dikkatimi çekti.
Yazar, Kısakürek hakkında söz söyleyenleri üç gruba ayırmış: "Mümin, münafık ve kâfir". Sıralananların ilk ikisini geçip gelelim "kâfir" faslına:
Şu sözlere bir bakın (yazıda atıfta bulunulan yazılarım bayağı eski tarihli, "Dersim"le ilgili olanları değil yani):

"Üçüncü grup, kâfirlerdir; 'hakikatı örtenler'. (...) Bazıları Üstad'a ezelî küfür düşmanlığının sözcülüğünü yapmak tabiatındadırlar. (...) Yeni Şafak'tan Kürşat Bumin, söz konusu küfür ehlinin önde gidenlerinden biridir. Yeni Şafak gazetesi, bu camianın içinden çıkmasına rağmen, bu keferenin küfürnâmesini birkaç gün boyunca yayınlamakta tereddüt etmemiştir.(...) Onun kefere kafasına göre, güyâ Başbakan gibi büyük bir adam, Üstad gibi küçük bir adamı sevemezmiş. Bu onun kendisine haksızlık etmesi olurmuş! (Puşt, on tane başbakanı üst üste koysan, Üstad'ın tırnağı etmez!) (...) Kendisi, maddece yarım kalmış, ruhça tam olmuş bir i...dir. Ne kadar i... yetiştirirse o kadar çağdaş olunacağını savunan Amerikan demokrasisine tapınır. Bütün gayreti de, hükümeti ve Yeni Şafak okuyucusunu bu 'çizgiye' çekmektir." Vesaire...

Şimdi anlaşılmıştır herhalde yazıya niçin "Benim için zor bir yazı" diyerek başladığım.

Ne diyeyim şimdi ben... Zamanında haberdar olsam bir dakika durmadan savcılığa şikâyet dilekçemi verirdim... Ama düşünüyorum da bu hepten yoldan çıkmış kalem buna da değmez. En iyisi şöyle bir öneride bulunmak herhalde: Mirzabeyoğlu, eğer tekrar hakim karşısına çıkıp DGM'siz adil bir yargılanma süreci sonucunda masum bulunur ve hakkındaki mahkûmiyet bozularak serbest bırakılırsa ilk iş olarak kendisini yoldaş bilen bu ahlaksız satırların utanmaz yazarını karşısına alıp gereken dersi vermelidir... Bu dersi versin ki bu ülkede de bu küfür erbabı değil, "ifade özgürlüğü"nü olması gerektiği gibi savunanlar kazansın.

ÇOK OKUNANLAR