Köşe yazarları Ahmet Kekeç'i andı
Köşe yazarları bugün, hayatını kaybeden gazeteci yazar Ahmet Kekeç'i andıkları yazılar yayınladı.
Covid-19 testi pozitif çıkan ve yoğun bakıma alınan Akşam Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten dün öğlleden sonra acı haber geldi. Usta yazarın oğlu Mehmet Hakan Kekeç, babasının ölüm haberini Twitter hesabından duyurdu. Bugün birçok köşe yazarı Kekeç'i andığı yazılar kaleme aldı:
- Sabah gazetesi / Mehmet Barlas: Son konuşmamız...
"Ahmet Kekeç'i 28 Şubat'ın karanlık günlerinde tanıdım... Daha sonra televizyon programları ile de hayatımıza girdi ama onun yazıları bir başkaydı... İnandığı, doğru bulduğu şeyleri hiç saptırmadan, açık seçik ve dosdoğru anlatırdı. Bu sırada kendilerini yanlışlara kaptıranları da acımasızca teşhir ederdi. Açıkçası Kekeç'in yazılarının bir tiryakisiydim. O menhus hastalıkla boğuşurken bazen yazılarına ara verdiğinde hemen arardım onu. Son yazısını okuduğumda yine aramıştım. Sesi çok kısık çıkıyordu... "Kekeç, senin yazılarını okumadan edemiyorum. Lütfen çok ara verme" dedim. O da bana aynı duygularla baktığını söyledi. Meğer son konuşmamız olacakmış bu...
Yazının tamamı için tıklayınız
- Star Gazetesi / Mustafa Kartoğlu: Ah! Ahmet abi...
"'Nasıl biriydi' sorusunun cevabı, herkesin erişebileceği köşe yazılarında ve romanlarında var. 'Müdanasız' derler ya; anlaşılır olsun 'eyvallahsız'dı; ürkütürdü fincancı katırlarını. Son zamanlarda ‘çeviri’ olarak dilimize takılmaya başlasa da; Türkçe'de 'seni gördüğüme sevindim' deyimi yoktur. Çünkü bunu gözlerimiz söyler, dilimize düşmez, esasen ‘ayıp’ sayarız söylemeyi. - 'Oo! Mustafa...' - 'Ahmet abi...' Bütün nezaket cümlelerini içinde barındırır. Öyleydi... Dün haberi aldığımda 'Ah!’ dedim. Pencereye döndüm; yağmur yağıyordu. Masamdaki kitabı ilişti gözüme, 'Son İyi Şeyler'... Açtım. 17. sayfada bir cümleye takıldım, devam edemedim: "… pencereye bakıp iç geçirdim yağmur başlamıştı..."
Yazının tamamı için tıklayınız
- Star Gazetesi / Hakime Kökçe: Ah be Ahmet abi!
"Bir ay içinde iki ölüm haberiyle sarsıldık. Markar Eseyan’dan sonra Ahmet Kekeç’i de kaybettik. Yakınlarına ve TürkMedya ailesine başsağlığı diliyorum. Akşam gazetesi iki değerli kalemini kaybetti.
Markar’la Hırant Dink’in katledilmesinin hemen ardından tanışmıştık. Birlikte pek çok programda yer aldık. Türkiye’nin saldırıya uğradığı son 7-8 sene verdiği mücadeleye aynı grupta yazı yazan meslektaşı ve arkadaşı olarak şahitlik ettim. Markar, sözünden emin olunan biriydi. Bu toprakları yaşarken de ölürken de seven bir vatanseverdi.
Ahmet Kekeç’i ise tanıdığında daha çocuktum. Dönüp yılları sayınca ürkütücü geldi şimdi, 30 yıl olmuş. Lacivert jile ve beyaz gömlekli üniformalarımızla İmza dergisine giderdik, birkaç lise öğrencisi. Lafı eğip bükmeden yazardı yazısını, duman altı odasında.
Biz de nasıl meraklıydık; sanki herkes herşeyi biliyor da bir tek biz geç kalmışız gibi, her gazeteyi, her dergiyi okumaya çalışırdık. En sağından en soluna ayırt etmeksizin hem de…"
Yazının tamamı için tıklayınız
- Yeni Akit gazetesi / Ahmet Gülümseyen: Ahmet Kekeç Ağabeyimiz Hakk’a yürüdü…
“Dünyaya veda ettik, atıldık doludizgin;
En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!
Bir bir açılırken göğe, son defa yarıştık;
Allah’a giden yolda meleklerle karıştık.”
Yahya Kemal Beyatlı
Yazının tamamı için tıklayınız
- Yeni Şafak / Yusuf Kaplan: Üç Ahmet Kekeç vardı: Edebiyatçı, köşe yazarı ve yılmaz dava adamı Ahmet Kekeç
"Ahmet Kekeç’in diğer vasıflarını da belirleyen belki de en önemli ama en az bilinen veya dillendirilen vasfı, edebiyatçı yanıydı: Hikâyeler ve romanlar yazdı meselâ. Çoksatan bir yazar olan Ahmet Altan’a filan fark atacak çapta bir edebiyat ve dil zevki vardı. (Ahmet Altan’la karşılaştırmak bile züldür aslında ama daha iyi anlaşılsın diye yazdım Ahmet Kekeç’in kim olduğu!)
Ahmet Kekeç, yazı hayatına edebiyat dergilerinde yazarak başladı: Aylık Dergi, Mavera, Yönelişler, ilk hikâye, deneme ve eleştirilerini yayımladığı mecralardı.
Beğenisi yüksek bir yazardı. Dil kurma kaygısı vardı; dili zevkliydi; Türkçe’yi ustaca kullanıyordu, kendine özgü bir dile, üslûba sahipti.
Sanat, edebiyat ve estetik meselelerini derinlemesine kavramış, elini kolunu bağlayan şartlar müsaade etse, büyük edebî eserler verebilecek kadar esaslı, özgün, yüksek bir estetik duyuşa, seçkin bir edebî duyarlığa, derinlikli bir entelektüel kavrayışa sahip bir yazardı Ahmet Kekeç."
Yazının tamamı için tıklayınız
- Hürriyet gazetesi / Ahmet Hakan: Çok iyi ve sıkı bir polemikçiydi
"Kendisiyle polemik yaptığımdan biliyorum... Çok iyi ve sıkı bir polemikçiydi. Kendisiyle çok vakit geçirdiğimden biliyorum... Mizah duygusu keskin ve alaycı biriydi. Öykülerini ve romanlarını okuduğumdan biliyorum... İyi bir edebiyatçıydı. Kendisiyle küslük yaşadığımdan biliyorum... Yokluğuyla bir boşluk bırakırdı. Kendisiyle muhabbetimden biliyorum... Çok delikanlı biriydi. Kendisini uzun yıllar takip ettiğimden biliyorum... Bana hakkı geçmiştir."
- Yeni Şafak / Rasim Özdenören: Acı kayıp!
"Ahmet Kekeç’in gazetecilikteki ve köşe yazısındaki başarısı çok anlatılacaktır. Ben onun daha az bilinen öykü yazarlığını öne almak istiyorum... O, köşe yazılarında da ateşli üslubuyla hem bilgilendirir hem de hedef aldığı kişinin ağzının payını verirdi. Yazılarını ve kendini arayacağız. Allah’ın rahmeti onlarla olsun…"
Yazının tamamı için tıklayınız
- Fehmi Koru: Çelebi mizaçlıydı, kalemi güçlüydü
"Milli Gazete’ye yayın yönetmeni olduğum dönemde tanımış ve birlikte çalışmıştım Ahmet Kekeç’le. Ondan sonra başka gazetelerde de sütun komşusu olmuştuk. Çelebi mizaçlıydı. Kalemi güçlüydü. Yalnız siyasi yazılarıyla tanınıyor olması bir eksiklik; Ahmet Kekeç’in esas yazarlık değeri, sosyal sorunlara da eğilen veya çoğu kez tarihi dönemlere yeni bakışlar sunan romanlarından öğrenilebilir. Rahatsızlık çektiğini, tedavi gördüğünü duyuyordum, yine de vefatı benim için beklemediğim erken bir kayıptır. Allah’tan kendisine rahmet, ailesi ve yakınlarına sabır diliyorum."