MEDYA KÖŞESİ

Kızım sen deli misin, cesur yürek misin nesin?

Ayşe Özyılmazel’in anlattıkları ve Ajda Pekkan’ın sorarken yaptığı felsefe; dün ile bugünün uyumunu, umudu, istemesini bilmeyi hatırlattı...

Kızım sen deli misin, cesur yürek misin nesin?
GAZETECİLER.COM
SABAH’ta bugün çok ilginç bir söyleşi var…
Söyleşide soruları soran Türkiye’nin Süper Starı Ajda Pekkan
Cevaplayan ise SABAH’ın haşarı kızı Ayşe Özyılmazel…
Konu, Ayşe Özyılmazel’in piyasaya çıkmak üzere olan yeni CD’si…
Bu ilginç söyleşiyi okumanızı öneririz…
 
 
Yıllar boyu gazeteciler sordu, ben cevap verdim. Bu kez teybi ele geçirdim, soruları ben soruyorum. İşim zor çünkü pazartesi günü ilk albümü Ayşe Özyılmazel'i çıkaracak olan Ayşe, sıkı bir gazeteci. Onunla star olmayı, müziği, aşkı ve hayattan öğrendiklerimizi konuştuk
'Ajda benimle röportaj yapıyor! Sırf bunun için bile yapılırmış bu albüm!'
Bugün Ayşe’lerden biri (Arman) “sonsuza giden bir sevgiliyi” anlattırmış konuğuna (Hakkı Devrim)…
Diğer Ayşe ise (Özyılmazel) geleceği anlatmış, “geçmişi olmayan” bir süper stara…
“Geçmişi olmayan” diyorum onu tanıyan bizim kuşak için O, “star” olarak doğmuştu…
Günümüz gençleri için ise “çok yeni”…
Arman, bir duayen gazeteciyi konuk etmiş…
Özyılmazel ise, bir süper stara kendini konuk ettirmiş…
Ayşe Arman’ın yaptığı söyleşide “hüzün” vardı...
“Sadakatin erdemi” vardı...
Ayşe Özyılmazel’in anlattıkları ve Ajda Pekkan’ın sorarken yaptığı felsefe; dün ile bugünün uyumunu, umudu, istemesini bilmeyi hatırlattı...
Ajda Pekkan hep başardı...
Ayşe de umarım bu defa başarır ve devamı gelir…
 
Adnan Berk Okan
 
Birden fazla Ayşe buldum ben Ayşe'nin şarkılarında. Neşeli bir Ayşe. Dalgacı, fırlama bir Ayşe. Bazen küskün, içe dönük bir Ayşe. Kırgın mı kırgın... Ama hep bir 'cesur yürek'. Üretken... Yaratıcı... Dobra... Deli ve dolu. Konuştukça şaşırıyorum, ne kadar, ne kadar da çok benzeşiyoruz. Geçtiğim yollardan geçip, geldiğim yerlere geleceğini hissediyorum birden. Eğer şöhret gururla ama zor taşınan bir günahsa, bu Ayşe çocuk fazlasıyla günahkâr olacak. "Ajda demişti!" dersiniz...
Ayşe'nin notu: Ayşe Özyılmazel, yarın müzik marketlerdeki yerini alıyor. Heyecanım zaten tavan yapmışken bir de Ajda'yla röportaj heyecanı da eklenince, siz düşünün halimi... Bu benim için öyle büyük bir şeref ki. Size sonsuz teşekkür ederim Ajda! Bu arada, bu şahane fotoğrafları çeken ablam Zeynep Özyılmazel'i de atlamak olmaz. Yaşasın kız kardeşler birliği. Ajda Hanım öncelikle şu an sizinle karşılıklı bu röportajı yaptığımız için öyle mutluyum ki. Sırf bunun için bile yapılırmış bu albüm. İşin aslı, şarkı yazmak benim için yazı yazmanın, kendimi ifade etmemin bir biçimi. Müthiş bir rahatlama ve mutluluk veriyor bana. Ve biz ekip olarak çok eğleniyoruz, bu işi severek yapıyoruz. Eh! İnsan inandığı, sevdiği ve ürettiği şeyi paylaşmak ister. Paylaşmadan duramaz.
- Ajda Pekkan: Bana Ajda Hanım demek yok, Ajda de, Ajda.
- Ayşe: Peki Ajda... hanım... Tamam tamam, Ajda.
- Ajda: Hazır mısın?
- Ayşe: Ooops, neye hazır mıyım?
- Ajda: Çok şekersin. Şöhretin getireceği sorumluluklara, sorunlara, güzelliklere, çirkinliklere, fırtınaya, rüzgâra, kara kışa, afetlere...
- Ayşe: Hadi bana eyvallah! Bittim diyorsunuz yani... Bugüne kadar olanlar yetmedi, şimdi başıma bu kadar şey mi gelecek benim, oysa ben müzik yapıp kendimi şarkılarla da ifade ediyordum. Müzik benim meditasyonum.
- Ajda: Her şey o kadar değişecek ki, göreceksin.
Harika sözler yazıyorsun, besteler yapıyorsun, yeteneklisin, gençsin, güzelsin, dikkat çekiyorsun. Sen kendini ifade etmek için, mutlu olmak için bu işi yapıyorsun ama buralar senin zannettiğin gibi değil. Eğer sen içinde hazırsan hepsi vız gelecek sana. Sen paraşütle inersin hepsinin üstüne, aynen benim yaptığım gibi. - Ayşe: Benim kendime, işime ve hayata inancım tam. Sizin gibi akıl hocalarım da olduktan sonra paraşütle inmeyene Ayşe demesinler. Ajda, devamlı göz hapsinde olmak çok zor mu? Herkes sizi süzüyor, sizi merak ediyor, mesela az önce yemeğe gittiğimizde sanki salona bomba düşmüş gibi oldu.
- Ajda: Tıpkı bir günah gibi Ayşe... Ben ne günah işledim?
- Ayşe: Benim de hâlihazırda başıma geliyor bu tip şeyler, şimdi müzikle beraber bu daha da artacak, eminim. Eleştiriler, bakışlar, tepkiler, hepsi... Siz bana ne önereceksiniz?
 
"BABAYLA İŞ YAPMAK ZORDU..."
- Ajda: Başına geleni çekeceksin. Sana bir kader veriliyor, kaderinden dönemiyorsun. Sana hediye edilmiş yaşamı çok iyi değerlendirmen gerekir. Yaşam boş bir miras değil, onu geliştirip çoğaltmalı, dünya insanı olmalısın.
- Ayşe: Tecrübelerinize dayanarak, bana sakın yapma dediğiniz ne var?
- Ajda: 'Bunu yapma' demek yanlış çünkü ben söylesem de zaten yapacaksın...
İlacı olsa iki tablet verirdim valla ama yok ki! Bugün soruları ben soruyorum Ayşe Hanım. Söylesene şarkı yazmaya nasıl başladın?
- Ayşe: Malum biliyorsunuz (Neco) babamdan dolayı hep müzikle iç içe büyüdüm. Ortaokul-lise yıllarında yabancı şarkılara şarkı sözleri yazardım, kendi kendime şarkılar yapardım. Üniversiteyi bitirdiğim yaz, Garo Mafyan ve Uğur Başar'dan gelen teklifle İstanbul Gelişim'e girdim. Üç sene onlarla çalıştım.
- Ajda: Çok da şekerdin, ne hoştu, izlemiştim seni. Niye bıraktın sonra?
- Ayşe: Çünkü babayla iş yapmak bana göre değildi. Hâlâ ona bağımlı hissediyordum kendimi. Ben de okulda okuduğum mesleğimi yapmaya karar verdim, gazeteciliğe başladım.
- Ajda: Sonra içindeki müziği tutamadın değil mi?
- Ayşe: Gazetecilik benim için çok önemli, çok şey öğrendim. Müzik de içte tutulabilecek gibi değil. Bundan bir buçuk iki sene önce kendimi çok kötü hissettiğim bir dönemde, tek başıma çıktığım tatilde okuduğum bir kitabın sayfalarına sözler yazmaya başladım. Sonra Mert Ekren'le birbirimizi bulduk, 50'den fazla şarkı yaptık.
 
PRENSİMİ HÂLÂ BULAMADIM AJDA!
- Ajda: Ben hep erkeğin egemen olduğuna inanarak yaşadım, hayal kurdum. Fakat maalesef şöhretin verdiği güçle karşıdakinin gücü eşitlenmiyordu. Burada bir başarısızlık var, o bende mi, karşı tarafta mı, hâlâ çözemedim.
- Ayşe: Ben de çözemedim, siz hâlâ çözemediyseniz anlaşılan bir ömür de çözemeyeceğim, yandık! Ben de prensimi bulamıyorum Ajda, ne olacak böyle?
- Ajda: Hani neredeyse biz prens, erkekler prenses oldu Ayşe. Karakter olarak yani.
- Ayşe: Bu cümleden sonra başımıza gelenler gelecek sanki. Bazı erkekler, bizim gibi çalışan ve güçlü kadınların erkeğe saygılı olabileceklerine inanmıyor. Bizim onları ezeceğimizi zannediyorlar ve 'bu kadın tehlikeli, beni yorar' düşüncesiyle bize şans bile vermekten çekiniyorlar.
 
Söyleşinin
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar