MEDYA KÖŞESİ

Kilim desenli torba uykusunu kaçırdı!

Kimse kusura bakmasın, ama benim araştırmacı gazeteciliğim buraya kadar. Oturup da 'KCK' ile ilgili Öcalan'ın yüzlerce sayfalık tariflerini okuyacak halim yoktu. Unuttum gitti..."

Kilim desenli torba uykusunu kaçırdı!
GAZETECİLER.COM - Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş bugün köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı.

Bir yandan yazısında KCK davası dolayısıyla yapılan tutuklamalarda kitapların, ders notlarının delil diye öne sürülmesini eleştirdi ve kendisi de dahip pek çok kişide bu ve benzeri materyalin bulunabileceğine dikkat çekti.

O KİTAPLARI OKUMADI ÇÜNKÜ...

Diğer yandan da röportaj yaptığı Öcalan'ın avukatlarının kendisine verdiği kitapları neden okumadığını çarpıcı ve meslek açısından düşündürücü bir şekilde dile getirdi:  "Kimse kusura bakmasın, ama benim araştırmacı gazeteciliğim buraya kadar. Oturup da 'KCK' ile ilgili Öcalan'ın yüzlerce sayfalık tariflerini okuyacak halim yoktu. Unuttum gitti..."

Köşe yazıları ve röportajları ile dikkat çeken Aslı Aydıntaşbaş'ın "benim araştırmacı gazeteciliğim buraya kadar" diyerek özeleştiri yapmasını eleştirip eleştirmemek konusunda kararsız kaldık doğrusu ya... İsterseniz köşesini siz okuyun ve karar verin kusuruna bakmalı mı Aydıntaşbaş'ın yoksa bakmamalı mı?

"Geçen akşam yatağa uzanıp tam gözlerimi yummuştum ki, bir anda içime bir kurt düştü. Nereden geldiyse, birkaç yıl önce Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla Taksim'de yaptığım bir görüşme geldi aklıma."


KİLİM DESENLİ TORBA...

Buraya kadar güzel. Güzel de, o görüşmelerden birinde, ya da o dönem hatırlayamadığım bambaşka bir yerde, birilerinin bana Öcalan'ın 'KCK yapısını' anlattığı bir-iki kitap verdiğini hatırladım. Kitapların içinde olduğu kilim desenli naylon torba net bir şekilde gözümün önünde canlandı. İrkilip doğruldum.

BENİM ARAŞTIRMACI GAZETECİLİĞİM BURAYA KADAR

Tek hatırladığım, o kilim desenli naylon torbayı o gün arabanın bagajında bıraktığımdı. Kimse kusura bakmasın, ama benim araştırmacı gazeteciliğim buraya kadar. Oturup da, zaten 2008'den varlığını bildiğimiz, devlette gizli temasları götüren insanların da (en azından o dönem) pek ciddiye almıyor göründüğü 'KCK' ile ilgili Öcalan'ın yüzlerce sayfalık tariflerini okuyacak halim yoktu. Unuttum gitti...

İSTERMİSİNİZ BİZİ DE KCK'DAN 'HOOP'

İyi de, 'O zaman kilim desenli torba ve kitaplar hâlâ arabanın bagajında olmalı' diye düşündüm. Arabanın bagajı zaten çöplük gibi. Ne var ne yok belli değil. Bir anda bir gece alkol veya kimlik kontrolünde ya da herhangi bir alışveriş merkezine girişinde bagajı açtıklarında kitabın ortaya çıkıverdiğini hayal ettim. İster misin bizi de KCK diye 'hoop' gözaltına alsınlar. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Başlasın gazetelere servis, eski yazılardan olmadık alıntılar, kim bilir bilmem nerede ettiğimiz lafların copy-paste yapılmış halini şehvetle ellerinde dolaştıran muhbir-yazar tayfası. Gecenin o saatinde neredeyse pijama, terlik, üşenmeden kalkıp arabaya gidecek, bagajı boşaltacaktım.


Aslı Aydıntaşbaş'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.