Kılıçdaroğlu siyaset dersinden yine çaktı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomik sistemin halen, 1980’ler öncesinde olduğu gibi dışa kapalı olduğunu sanıyor…
CHP Türkiye’yi tanımıyor…
Hem de hiç tanımıyor…
Tanısaydı eğer…
Türkiye’nin liberal iktisat politikaları uyguladığını…
Kambiyo ve finansmanın özgür olduğunu da bilirdi…
*
CHP bilmiyor da…
Kılıçdaroğlu’nun elinde salladığı belgeler için “sahte onlar” diyen Ak Partililer tanıyor mu Türkiye’yi?..
*
Hayır…
Onlar da tanımıyor…
Eğer…
Tanımış olsalardı…
Bizleri “aptal” yerine koymazlar…
Sistemin liberal ekonomi olduğunu…
Resmi yollardan olmak şartıyla (Valizlerle ya da TIR zulalarında değil de bir banka aracılığıyla) dileyen herkesin yurt dışına para gönderebileceğini söyler ve gülüp geçerlerdi.
1980’LER ÖNCESİNE Mİ DÖNECEĞİZ YOKSA?
Efendiler!..
Türkiye’nin hiçbir kanun kitabında, “yurt dışına resmi kayıtlarla gönderilmiş döviz çıkışının yasak” olduğuna ilişkin bir ceza maddesi yok…
Bunu en iyi bilmesi gerekenlerden biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur…
Ama…
Ve ne yazık ki…
Bu güzelim ülkenin ana muhalefet partisi (Demokrasimizin sigortası) lideri, ekonomik sistemin halen, 1980’ler öncesinde olduğu gibi dışa kapalı olduğunu sanıyor…
*
İktidar olursa (Ki bu kafayla imkânsız) ünlü sanatçımız Lale Oraloğlu’nun, Doğu Beyazıt turnesinde beğenip satın aldığı çatal bıçak takımı yüzünden hapis yattığı günlerin Türkiye’sini yönetmeye hazırlanıyor belli ki…
KARAR VER KARDEŞİM; SAHTE Mİ DEĞİL Mİ?
“O belgeler sahte… Hem zaten o dövizler giden değil gelen dövizlerdi. Yani ülkeye döviz girdi” diyen Ak Parti Gurup Başkan Vekili Bülent Turan’a geleyim şimdi de…
*
Bülent Bey kardeşim…
Sen Sosyalist ya da Komünist Parti gurup başkan vekili değilsin…
Sen…
Liberal ekonomi politikalar sayesinde, 15 yılda ülkemiz ekonomisini 4 misli büyüten Ak Parti’nin Gurup başkan vekilisin…
*
Yani…
Ak Parti Genel Başkan ve aynı zamanda cumhurbaşkanı da olan Erdoğan’a vekâlet ediyorsun…
Ama…
*
Senin de Kılıçdaroğlu ve avenesinden farkın yok…
Sen de, meclis gurup başkan vekili olduğun partinin 15 yıldır iktidarda olduğunu ve ülkemizi liberal demokrat iktisat politikalarıyla yönettiğini bilmiyorsun…
Bilsen…
Hem “O belgeler sahte” deyip hem de aynı konuşmanın içinde “zaten o dövizler giden değil gelen dövizlerdi. Yani ülkeye döviz girdi” diyerek “sahte” dediğin belgelerin “resmi” olduğunu kabul etmezdin…
ABDURRAHMAN DİLİPAK’A GÖRE “ZİNA”…
Kılıçdaroğlu’nun elinde salladığı belgelerin hepsinin “resmi” olduğu konusunda zerrece şüphem yok…
Ama…
O belgelerle (Resmi) yurt dışına para transferinin en küçük bir suç oluşturmadığından da şüphem yok…
O belgeler savcılığa gider…
Adı geçen kişiler ifade verir…
Kaynak gösterir ve dosya hakkında “takipsizlik kararı” verilir…
*
Peki…
“Ayıp” da mı değil?..
Yasalarımıza göre suç olmayan bir şeyin ayıp olup olmadığı toplumdaki ekonomik görüş farklılıklarına göre değişir…
Meselâ…
Bana (Yasalarımıza göre de) göre, evli olmayan bir çiftin yaşları da reşitse ve arada rıza da varsa cinsel ilişki yaşamaları “zina” değil…
Ama…
Abdurrahman Dilipak’a göre “zina”…
AYIPLAR YARGILANMAZ
Demek istemem o ki…
Türkiye bir hukuk devleti...
Ve bu Devlette yasak olan ayıp ve günah değil, suç işlemektir…
Yani…
Bu ülkede ayıplar yargılanmaz…
Bu ülkede suçlar yargılanır…
*
Kılıçdaroğlu o belgeleri aleyhinde açılan 1.5 milyonluk tazminat davasında mahkemeye “delil” olarak sunarsa ne olacak?..
Söyleyeyim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak “Benim yurt dışında tek dolarım varsa istifa ederim” dediği için haklı çıkacak.
Çünkü…
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelerin hiç birisinde Erdoğan’ın adı geçmiyor.
*
Ayrıca…
Kılıçdaroğlu eline alıp salladığı o belgeler için “kara para akladılar” gibi bir suçlamada da bulunmadı…
Baştan sona dinledim.
Konuşmasının hiçbir yerinde “kara para akladılar” demedi…
CUMHURBAŞKANI DEMELİYDİ Kİ:
Bir çift sözüm de Cumhurbaşkanına…
Çünkü…
Hemen her konuda o kadar açık…
O kadar cesaretli bir siyasi lider, açıklanan belgelerle ilgili “inkâr” yerine; “size ne kardeşim?. Kanunlarımızda benim yakınlarımız için kambiyo ve finansman özgürlüğü yok mu?.. Benim yakınlarım komünist sisteme mi tabi” demeliydi.
Ama…
Demedi…
MÜLTECİLER İÇİN 30 MİLYAR DOLAR HARCANDI MI?
Şimdi de Kılıçdaroğlu’nun bir başka iddiasına geleyim.
Cumhurbaşkanı’nın “Suriyeli mülteciler için 30 milyar Dolar harcadık” açıklamasıyla ilgili sorusuna yani…
*
Kılıçdaroğlu gerçekten de mülteciler için 30 milyar dolar harcanmadığını kanıtlayabilecekse, hiç durmasın…
Bütün gücüyle…
Cumhurbaşkanı’nın “Suriyeli mülteciler için 30 milyar Dolar harcadık” açıklamasının üzerine gitsin.
Gerekirse…
Her gün basının karşısına bizzat çıkıp; bıkmadan usanmadan resmi cevap ve resmi belgeli açıklama yapılıncaya kadar o soruyu sorsun…
Çünkü…
*
Liberal demokrasi aynı zamanda şeffaflıktır…
Aleniliktir…
Hesap verilebilirliktir…
KILIÇDAROĞLU SİYASET DERSİNDEN YİNE ÇAKTI
Kılıçdaroğlu, liberal demokrat sistemin olmazsa olmazı özgür finansman ve kambiyo rejimini eleştirmek yerine sadece Cumhurbaşkanı’nın “Suriyeli mülteciler için 30 milyar Dolar harcadık” açıklamasının üzerine gitseydi, gidebilseydi…
İnanın…
Hem Ak Parti’yi ve hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok zor durumda bırakırdı…
*
Ama…
Artık Bor’da pazar geçti…
Çünkü…
Kılıçdaroğlu suç olmayan ama belki “ayıplanabilecek” bir para transferini yolsuzlukmuş gibi açıkladı…
Bundan sonra Cumhurbaşkanı’nın mülteciler için harcandığı iddia edilen her belge kamuoyu tarafından çok daha muteber kabul edilecek…