Kezban Hatemi
Hacı Anacığım Kezban Hanım’a “Mualla Sürer” diyor… Neden mi?..
Hacı Anacığım Kezban Hatemi’ye “Mualla Sürer” diyor…
Neden mi?..
Çünkü...
Dedikoduyu çok seviyor…
Kendisi “car, car, car” konuşuyor…
Ama...
Karşısındakiler konuşmaya başladığında en çok sekiz saniye bekleyebiliyor...
Sekiz saniyeden sonra karşısındakini asla konuşturmuyor....
Ya da karşısındaki konuşsa bile Kezban Hanım dinlemeden sürekli lâf atıyor...
İşin fenası…
Karşısındakiler 17 Aralık operasyonu sonucu istifa eden bakanlar ve çocuklarıyla ilgili bir şeyler söylemek istese hemen atlıyor, “o bir darbeydi” diyor, “Yargılama süresince herkesin masum olduğunu” söylüyor…
Ki haklı...
Ama...
Az sonra...
“YARSAV 500 tane (İnsanlardan “tane” diye söz etmenin nasıl büyük ayıp olduğunu ya bilmiyor ya kasten öyle söylüyor) cemaatçi hakim ve savcıyı üye yaptı” diye dedikodu yaparak YARSAV yönetimini infaz edyor…
Ve…
Orada bulunanlara, bulunmayanlara “Nazikçe”(!) hakaretler etmeye başlıyor…
Dedikoduları (YARSAV konusunda olduğu gibi) “haber” diye izleyenlere yutturmaya çalışıyor…
Ama…
Tartışmacılardan biri araya girip fahiş bir yanlışını düzeltmek istediğinde “susun bitireyim, ben sizin konuşmanızı kesti mi?” diyor bir de pişkince…
İnsaf yahu…
Kimseyi konuşturmuyorsunuz ki hanımefendi...
Hep siz konuşuyorsunuz…
Yani...
Tarzınız…
Üslûbunuz…
Ve...
İtiraz biçiminiz bir hanımefendi hukukçuya hiç yakışmıyor…
Hacı anacığıma bir kere daha hak veriyorum…
Siz tartışma programlarının Muallâ Sürer’isiniz…
Kaybediyor…
Ve…
Katıldığınız programların moderatörlerine de kaybettiriyorsunuz…
Not: Değerli Hüseyin Hatemi Beyefendi'nin neden o kadar ağır konuştuğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum...
Anca katılabiliyor muhabbete...
Sizin nefes almak için durakladığınızda...