MEDYA KÖŞESİ

Kendi ses kaydını köşesinde yayınladı

Murat Yetkin yasadışı telefon dinlemesine takılınca kendi konuşmalarını köşesinden yayınladı... İşte dinlemeye takılan konuşmalar;

Kendi ses kaydını köşesinde yayınladı

GAZETECİLER.COM
Geçtiğimiz hafta Milliyet gazetesi yasadışı telefon dinlemelerinin hedefi olan bir dizi ismi daha açıkladı.
Aydınlık dergisinde ele geçen CD'lerde, Başbakan Erdoğan'dan KKTC Cumhurbaşkanı Talat'a, bakanlar ve belediye başkanlarından ABD'li yetkililere kadar onlarca kişiye ait konuşma kaydı vardı.
Gazeteci Murat Yetkin'de dinlemeye takılanlan isimlerdendi...
Yetkin, Cüneyd Zapsu'nun telefonunun dinlenmesi sırasında onu iki defa aradığı için dinlemeye 'takılmış'...
Zapsu o dönem Erdoğan'a Kıbrıs konularında danışmanlık yaptığı için, Murat Yetkin köşesinde yazdığı Kıbrıs konularına kaynak olması için Zapsu'yu arıyormuş.
Bir arkadaşının 'İnternette ses kaydın' var uyarısıyla telefon kayıtlarını dinleyen Yetkin, dinlemeye takıldığı tarihleri tespit etmiş.

Birincisi; Genelkurmay İkinci Başkanı olan İlker Başbuğ'ın 16 Ocak 2004'teki basın toplantısı ile 20 Ocak arasında yapılmış...
İkinci telefon görüşmesi de 23 Ocak'taki Milli Güvenlik Kurulu toplantısından önce...

Yetkin, olay üzerinde hiçbir sır perdesi, şüphe kalmaması için de bir ilki gerçekleştirerek ses kayıtlarının dökümünü bugün okuyucularıyla paylaşmış ve yasadışı 'dinlenme' için 'haber alma özgürlüğüm ihlal ediliyor' diyerek isyan etmiş.

İŞTE MURAT YETKİN'İN TELEKULAK'A TAKILMASINA SEBEP OLAN TELEFON DÖKÜMÜ... DİĞER SAYFADA...

[page_end]

İlk dinleme kaydı:

(Kayıtta net değil, ama Zapsu'nun 'Aramışsın' demesiyle başlıyor).
Yetkin: Aradım çünkü Kıbrıs konusunda laf var etrafta; 'N'oluyor, ne bitiyor?' diye...
Zapsu: Valla yeni bir şey yok. Şunu kastediyorum: Bizim siyasetimizde, hatırlarsan senin evinde bile konuşulmuştu bu, birbirine bağlama şeyi o... (zapsu'nun sesinde telefonda -*belki de dinlendiği endişesiyle rahat konuşamadığı ifadesi var.)
Y- Abi bir 5 dakikan varsa yanına gelebilirim...
Z- Ben dışarıdayım şu anda. Sheraton'dan bir bakanlığa gidiyorum.
Y- Ha, eyvallah. Görüşmemiz daha kolay olacaksa diye düşündüm
Z- Bunun dışında bizde negatif bir şey yok. Haaa, şeyin...
Y- Şu dünkü gelişmelerden söz ediyorum da, ondan
Z- Şeyler, negatif bir şey yok. Dün akşam üstü toplantıdaki; ondan negatif bir problem yok
Y- Konu Kıbrıs. Tamam, değil mi?
Z- Hı.
Y- Başka bir konu var mı? Ömer Dinçer diye duyurdukları bir şey...
Z- Onun problem olmadığı anlatıldı.
Y- Ha?
Z- Anladığını zannediyorum.
Y- Ha, ama sordu; değil mi?
Z- Tabii
Y- Haaa....Tamam, şeyi... Hay Allah ya, tam rahat konuşamıyorum
Z- Tabii, Kıbrıs'ta dediğim gibi, gece saat kaça kadar beraberdik
Y- Bir beş dakika neredeysen geleyim mi abi?
Z- Şu anda gidiyorum. (Telefonda başkasına 'Nereye gidiyorum?' dediği duyuluyor) Şu an gidiyorum yani.
Y- Anladım.
Z- Okeeeey. Güzel yani. Bence gayet iyi gelişmeler.
Y- Ama gündüz randevu almış; 'Hemen geleyim' diye. Anlaşmazlık noktası neresi? Onu anlamaya çalışıyoruz.
Z- Yok, yok. Sadece, 'Ne yapmak istiyorsunuz?'
Y- Merak ettiği nedir?
Z- Yani, 'Ne oluyor? Niçin bir anda, hemen?'
Y- 'Aceleniz nedir?' diye mi?
Z- İnisiyatif aldı ya, Abdullah bey'le..
Y- Ha?
Z- Ama hatırlarsan Abdullah bey, bunu gizli saklı yapmadı ki... Çok açık seçik yaptı hem de. Yani, dedi ki 'Seçimleri bekliyoruz, seçimlerin ertesi günü bastıracağız' dedi adamcağız ya...
Y- Süratten mi endişe var? 'Biraz frene basın' diyorlar ha?
Z- Ama gayet normal yürüyor bence. İnşallah da iyi olacak ya...
Y- Yani, 'Çok acele etmeyin' diyorlar ama.
Z- Murat'cım sen aynı fikirde değil misin? Bağlamamız lazım değil mi bu işi?
Y- Ben aynı fikirdeyim; ben ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Başbakan ne demiş cevap olarak?
Z- Bilemiyorum. Ama şöyle diyeyim sadece; perception (algılama) sadece: Sıkıntı yok yani
Y- Bu MGK haberi doğru mu? 'Kıbrıs'ın MGK da tartışalım'?
Z- Zannetmiyorum. MGK, Amerika'ya gitmeden iki üç gün evvel var. 23'ü, cuma
Y- Seninle şu toplantıdan sonra, ya da yarın sabah bir mutlaka
Z- Konuşalım, ben seni arayıyım
Y- Kahvaltı falan yapalım
Z- Ben seni arayayım

İkinci telefon dinleme kaydı

Yetkin: Karar çıktı mı dün akşamki toplantıdan?
Zapsu: Neyle alakalı_
Y- Kıbrıs'la alakalı
Z- Hayır, hayır.
Y- Hiçbir karar çıkmadı? Peki Dışişleri, '1 Mayıs'a kadar çözülsün' istiyor mu?
Z- Evet istiyor.
Y- Çözüm bulunsun mu istiyor, yoksa çözüm yolunda adıma başlayalım mı istiyor?
Z- Şu anda sadece 'fact'ler (olgular) söylendi.. Şeyyy, pardon özür dilerim, ne dedin?
Y- '1 Mayıs'a kadar çözüp bitirelim' mi diyor Dışişleri, '1 Mayıs'a kadar çözüm sürecine başlayalım' mı diyor?
Z- Hayır, hayır, bitirelim diyorlar.
Y- 1 Mayıs'tan önce bitirelim diyorlar.. Dışişleri... Yani tarih falan almadan?
Z- Yok hayır. Yani bitirilme durumuna getirilsin, tarihe de, dediğim gibi, tarih alma durumuna getirelim
Y- Asker var mıydı toplantıda?
Z- Yok.
Y- Yok;  sadece siz ve Dışişleri. Peki bu 'Zamana yayma' işi nedir abi?
Z- Nasıl zamana yayma?
Y- Hani Başbakan Erdoğan demiş ya?
Z- Ha. Evet biliyorum.
Y- Ha o ne anlama geliyor?
Z- Yani şu anda bir şey yapmanıza gerek yok.
Y- Ha birazcık, hafif vites düşürme durumu?
Z- Hı, hı. Okeyyy?
Y- Oldu, tamam, çok teşekkür ederim
Z- Haydi, hayırlı seneler
Y- İyi günler, iyi yolculuklar.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar