TV HABER

Kenan Işık'tan muhafazakar bombardımanı!

Kenan Işık A Haber'de bomba açıklamalar yaptı. Oyunlardaki mini eteği eleştiren muhafazakarlara yönelttiği soru ise hayli tartışma çıkaracak.

Kenan Işık'tan muhafazakar bombardımanı!

GAZETECİLER.COM
Kenal Işık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın sanat danışmanlığı görevinden istifasından sonra ilk kez konuştu.


Bomba açıklamalar yapan Kenan Işık, "Fahişeyi uzun eteklerle ve başörtüsüyle sahneleyemezsiniz" diyerek Necip Fazıl oyunu isteyenlere yanıt verdi.

A Haber’de yayınlanan Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programına katılan Kenan Işık, "Başbakan'a hakkımda bir yığın şikayet gitmiş" dedi.


ERDOĞAN’IN BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE HİÇ MÜDAHALE EDİLDİ Mİ?


Ben tiyatro yaptığım sürece asla ve asla bir müdahale ile karşılaşmadım. Bir tek müdahale bile olmadı. Çok da başarılı bir dönemdi o dönem. 

Kimseyi töhmet altında bırakmak istemem, o dönem Sayın Erdoğan Belediye Başkanı idi. Maddi olarak da estetik olarak da tiyatronun çok yukarıya çıktığı bir dönemdir o.

“BAŞBAKAN’A HAKKIMDA BİR YIĞIN ŞİKAYET GİTMİŞ”

Danışman olmak biraz tatsızdı. Çünkü işin içine müdahale edecek bir pozisyonunuz yok. Danışmansınız. Biri size bir şey sorduğunda ancak fikrinizi söylüyorsunuz… Sonradan duyduğum Başbakan Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde bir yığın şikayet gitmiş benim hakkımda.

Dönemin Kültür Başkanı Şenol Demiröz şöyle dedi. “Sayın Başbakan’a çok şikayet gitti. Ama o da şöyle karşılık verdi. Biz oraya inandığımız, güvendiğimiz birini getirdik, ehil bir insan. Eleştiriniz varsa kendisine iletin” diyen bir tutumla karşılık vermiş.

 

Yöneticilerin kendi görüşlerine uygun şekilde sanatı dizayn etmeye kalmasının yanlışlığına değinen Kenan Işık, Necip Fazıl'ın bir oyunun örnek göstererek şunları anlattı;

“FAHİŞEYİ UZUN ETEKLERLE VE BAŞÖRTÜSÜYLE SAHNELEYEMEZSİNİZ!”

"Sanatı “senin dediğin gibi mi benim dediğim gibi mi olmalı” diye anlayanlar var. Bazı şeylere net karşı çıkanlar var. Örneğin cinsellik, oyuncunun birinin mini etek giymesine takmak gibi. Ben şaşırıyorum buna. Üstelik de burada Necip Fazıl oyunları önerilirken, Necip Fazıl niye oynanmıyor denirken, bu bakış olacak iş mi?

Örneğin Necip Fazıl , diyelim ki Reis Bey oyunu… Bilmeden karşı çıkmak iyi değil, insan bilir, okur, öğrenir, anlar ve sonra der ki, “Bu yazar bana göre değil.” Ve bunu bana kanıtlayıp anlatır, ben de “Bu arkadaş haklı” derim. Bir kere bu yok! İkincisi, Reis Bey’de iki fahişe vardır, oyunun başında. Doğal olarak bunlar fahişe gibi giyinecektir. Fahişeyi uzun eteklerle, başörtülü yapamazsınız.

FAHİŞE GİBİ GİYDİRİRSEM NE DİYECEKLER?

"Şimdi o oyunu koysam, fahişeleri de fahişe gibi giydirsem, ne diyecekler acaba! Buna karşı çıkan, “Sahnede oyuncular açık seçik giyiniyor” diyenler ne diyecek? Yine Necip Fazıl Bey’in Silah Pelerinli Adam diye bir oyunu daha var örneğin. Orada da kırmızı, şeffaf elbiseli bir kadın girer sahneye ve elbisesi hep açıktır."

YAPILAN NECİP FAZIL’A RAĞMEN
NECİP FAZIL’I MUHAFAZAKARLAŞTIRMA!”


"İşte ben bunu anlamıyorum; Necip Fazıl’a rağmen Necip Fazıl’ı muhafazakarlaştırma! Allah Allah, nasıl oluyor bu? Zaten sanatla muhafazakar lafı yan yana durmaz. Ha şudur; bu toprağın binlerce yıllık bir dokusu vardır. Biz kendi ürünlerimizi bu zemine koyarak yaptığımız zaman muhafazakar olmuyoruz… Bakın Şeyh Galip ve aradan geçen yıllar sonra Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ta yazdıklarına… Bunun adı muhafazakarlık değildir, muhafazakar sanat diye manifesto yazan arkadaşlara bu noktada verilecek yüzlerce örnek var.

İSKENDER PALA'NIN YAZDIKLARI

İskender Bey kendisi divan edebiyatı uzmanıdır. Bu konuda herkesin takdirin toplamış bir profesörümüzdür. O manifestoda seyirci gelmemesinden yakınıyordu. Seyirci gelmemesinin sebebini sanatçıların halkın, ülkenin kültürlerinden kopuk olduğunu işaret ederek buna yoruyordu. Benim adımı da vererek, “Kenan Işık halktan koptu” diyerek seyircinin geleceği oyunlar öneriyordu. Seyircinin gelmemesi sebebini, seyirciye uygun oyunlar olmamasına bağlıyordu.

SANATÇI SEYİRCİ İÇİN DEĞİL KÜLTÜR HİZMETİ

Sanat, özellikle tiyatro sanatı böyle bir şey değildir. Dünyanın hiçbir yerinde seyirciyi gözetmezsiniz. Bu bir kültür hizmetidir… Önce seyirci gözetilmez, sanat yeni bir şeydir. Bunu Divan edebiyatının en büyük şairlerinden biri Şeyh Galip, Hüsnü Aşk’ı şöyle bitirir; “İşte bu kitap, kalabalıklar beğensin diye yazılmadı” der. Bunu da İskender Pala, divan edebiyatı uzmanı olarak benden daha iyi bilir! Bundan 250 sene önce Galata Mevlihanesi Şeyhliği yapmış bir din adamı hüviyeti de olan bir şair söylüyor bunu, bugün nereden nereye geldik?

BU MUHAFAZAKARLIK MI?

Gerçekten bir muhafazakarlaşma mı bu! Ben anlayamıyorum. Şeyh Galip’e rağmen mi, Necip Fazıl’a rağmen mi? “Günlük Müstehcen Sırlar oyununda adam müstehcendi, adam paltosunu açıyordu…”bunlar nedir?

Gerçekten tanıdığım İskender Pala değildi. Ve o yazıdan sonra bir daha gözden geçirdim oyunu… Türkiye’de o sırada darbeciler yargılanıyor ve Şili’de darbecilerle ilgili bir piyes bu.

OYUNU GÖRMEDEN NASIL YAZAR?

Evet bunu itiraf etti. Böylesine edebiyattan anlayan biri, oyunu görmeden nasıl böyle bir hükme varabilir. Ve böyle bir hüküm gereği beni “Nerede duruyorsunuz Kenan Işık” diye suçlayabilir. İskender Pala’ya şunu anlatmadılar herhalde, piyesin sonundaki iki kahraman biri Marx biri Freud. Devrim ve darbeyi tartışıyorlar.Ve o sırada darbeciler Türkiye’de yargılanıyor. Yani çok doğru bir repertuar bu! Gereksiz bir tartışmaydı, ortalık gereksiz yere alevlendi. Tatsız oldu, çok tatsız.

BU YAZILAR TUZAK MIYDI?

Galiba öyle bir değişikliği olsun diye bir zemin oluşturuldu orada. Birileri önce oyunlara gittiler, sonra kendilerince o oyunlarda aksaklıklar tespit ettiler, sonra yetkili kişileri “bakın böyle böyle oluyor” diye ikna ettiler ve o yüzden yönetim değişikliği oldu diye bir varsayımım var diyeyim.

KADİR TOPBAŞ'A DARBE YAPTILAR

Kadir Bey elbette beni tanır, böyle bir görüşüm olduğunu bilir. Onun da yapacak bir şeyi yok. Şu olmaz; Belediye Başkanı’na rağmen böyle bir şey yapmak, bu da bir darbe gibi geliyor bana! Çünkü Belediye Başkanı, “Yapmayın, istifa etmeyin” dedi. Nasıl olur, siz bunu yapabilir misiniz?