Kemal Öztürk'ten olay yazı: Kutuplaşmanın vurduğu şehir
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, AK Parti Antalya Belediye Başkan Adayı Menderes Türel ile buluştu. Öztürk talep etmesine rağmen CHP adayı Muhittin Böcek ile röportajın kendilerinden kaynaklanan nedenlerle yapılamadığını söyledi.
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk belediye başkan adayları buluşmalarını sürdürüyor. Öztürk'ün son durağı Antalya oldu. Menderes Türel ile buluşan Öztürk, Türel'in halkla temasının yoğun, gönül alma işini ilk sırada tuttuğunu ve yatırımları da zaman ve insan ekseninde planladığını belirtti.
Menderes Türel’in seçimi kolaylıkla kazanması gerektiğini fakat durumun farklı olduğunu söyleyen Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
Menderes Türel ve Antalya, siyasetteki genel kamplaşmanın kurbanı olabilir. Zira belediyeden ve başkandan bir şikayet olmamasına rağmen, sırf siyasetteki kamplaşmalar nedeniyle başka partilere oy verme eğiliminde insanlar. CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet bir tarafta, AK Parti, MHP bir tarafta kümelenmiş.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan %44 oy aldı Antalya’da. Menderes Bey başkanlığı kazanmak için %51 almak zorunda. Tuhaf bir durum değil mi?
Matematiksel olarak hesap yapıldığında AK Parti kaybediyor. Ancak Menderes Bey CHP, İYİ Parti ve Saadetin oylarını da almak için büyük çaba içinde. Bunu da kısmen başarmış.
Karşı bloğu çatlatması ve oradan oy sökmesi yetmiyor, bir de MHP tabanının sandığa gelmeme ihtimaline karşı tedbir de almak zorunda.
Kutuplaşmanın vurduğu şehir
Antalya bilmediğim yer değil. Menderes Türel de yakından tanıdığım biri. Seçim gözlemi için gittiğim Antalya’da, başkanla röportaj yapmadan önce yine de etrafı kolaçan ettim. Esnafı dolaştım. Sokakları gezdim. CHP ve AK Parti seçim bürolarına gittim vatandaş gibi. Tanıtım filmlerini, broşürlerini inceledim. Yeni yapılan tesisleri, yolları, sahili şeridini dolaştım.
Ben Antalya’nın şehir merkezini pek sevmezdim, daha çok çevresini ve doğasını severdim. Bu kez öyle olmadı. Şehir şıkır şıkır, trafik makul düzeyde, her yer pırıl pırıl, düzen tertip gayet iyi gözüküyor.
BELEDİYEDEN NİYE ŞİKAYET YOK?
Geçen yıl turist bol gelmiş. Bu da şehrin ekonomisine doğrudan yansımış. Bu sene şimdiden doluluk oranında rekor bekliyorlar. Esnafın ve özel sektörün yüzü gülüyor.
Bir kafede oturdum. Yan masada üç kişi seçimleri konuşuyor, AK Parti’yi eleştiriyorlardı. Yanlarına gittim. Selam sabahtan sonra, “belediyeden ve belediye başkanından üç önemli şikayetinizi söyler misiniz?” dedim.
“Yeterince okul yok” dedi emekli öğretmen. “Geniş yollar yapacaklarına okul açsınlar” diye ekledi. “Okul genellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda, belediyeden şikayetiniz nedir?” dedim.
“Toplu taşımaya zam yapıldı” dedi biri.
Baktım başka bir şikayet bulmakta zorlanıyorlar. Gerçekten de gün boyu görüştüğüm herkesten belediye ve başkana dair bir şikayet duymadım. Ama yine de Menderes Türel’e oy vermeyeceğini söyleyen oldu.
Neden? Cevabı Antalya’yı bir siyasi laboratuvara dönüştürecek kadar ilginç.
10 YIL ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ SORU
Akşam üzeri Menderes Türel ile buluştuğumuzda ilk soracağım soruyu hazırlamıştım kafamda.
2009 yerel seçimlerinde AK Parti ciddi bir oy kaybı yaşamıştı. Erdoğan basın toplantısında bu kaybı yorumlarken, “Antalya’yı kaybetmek beni çok şaşırttı. Çünkü çok yatırım yapmıştık” dedi. Tam yanı başında duruyordum Erdoğan’ın ve o gün Antalya’daki durum zihnimde çok yer etmişti.
Menderes Türel’e 10 yıl önce kaybettiği seçimin nedenlerini sordum ilk:
“Siyaset bir tecrübe işi. 39 yaşında başkan oldum. Gençtim. Antalya sevdalısıyım. Hizmet etmek için tüm projelerde tam gaz ilerledim. Ama şunu anladım sonradan, hizmet gereklilik, lakin asıl olan gönül almakmış. İkisini dengede tutmak lazım. Kendimizi ifade etmeye çalışmadık sanırım. Tabi küresel ekonomik krizin etkisi de çok oldu.”
Şaşılacak bir şey ama Şenol Göka’nın güzel tespitiyle, “fazla yatırımdan seçim kaybeden bir başkan” olarak kayıtlara geçmişti Menderes Bey.
Aslında Menderes Türel 2009’da şehri yatırıma boğmuş, her yeri şantiyeye çevirmiş, günlük yaşam etkilenmiş, bir nevi milleti usandırmıştı. Bunu neden yaptığını da iyi anlatamamış, milletin arasına karışıp gönül de almamıştı. Bu nedenle de seçimi kaybetmişti. Hem de 6 puan farkla. 2014 seçimlerinde ise koltuğunu geri almayı başardı.
KUTUPLAŞMA BAZEN TERS TEPEBİLİR
Şimdi aynı hataları yapıp yapmadığını soruyorum. Dersini iyi almış gözüküyor. Halkla teması yoğun, gönül alma işini ilk sırada tutuyor, yatırımları da zaman ve insan ekseninde planlıyor.
Peki bu durumda Menderes Türel’in seçimi kolaylıkla kazanması gerekiyor değil mi?
Öyle değil işte. Antalya siyasi laboratuvar gibi demem bundan.
Menderes Türel ve Antalya, siyasetteki genel kamplaşmanın kurbanı olabilir. Zira belediyeden ve başkandan bir şikayet olmamasına rağmen, sırf siyasetteki kamplaşmalar nedeniyle başka partilere oy verme eğiliminde insanlar. CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet bir tarafta, AK Parti, MHP bir tarafta kümelenmiş.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan %44 oy aldı Antalya’da. Menderes Bey başkanlığı kazanmak için %51 almak zorunda. Tuhaf bir durum değil mi?
Matematiksel olarak hesap yapıldığında AK Parti kaybediyor. Ancak Menderes Bey CHP, İYİ Parti ve Saadetin oylarını da almak için büyük çaba içinde. Bunu da kısmen başarmış.
Karşı bloğu çatlatması ve oradan oy sökmesi yetmiyor, bir de MHP tabanının sandığa gelmeme ihtimaline karşı tedbir de almak zorunda.
“SİYASET DEĞİL PROJELER YARIŞSIN”
Şunu açıkça söyleyeyim, Antalya’da gördüklerimden çok üzüldüm. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici en düşük ve ucuz model bir makam arabasına biniyor. Tüm yöneticiler de öyle. Rüşvet, yolsuzluk konusunda eski bir Sayıştay denetçisi olarak Ekici kuş uçurtmuyor.
Diğer ekibi de yüksek niteliklere sahip. Yani Menderes Bey hem kendini çok geliştirmiş, hem de çok güzel bir ekip kurup şehre hak ettiği hizmeti vermiş.
Ama siyasetin genelindeki ittifaklar, üslup, kamplaşma ve ayrışma, onun Antalya’daki başarısını bir anda yok edebiliyor. Demek ki genel siyasi havayı oluştururken bunun tersinden zarar verebileceğini de düşünmek lazım.
Menderes Türel bu duruma güzel bir tespit yapıyor:
“Seçimde iktidar değişmeyecek, muhalefet değişmeyecek, liderler değişmeyecek. Mahalli yöneticiler seçilecek. Seçmenin, ‘bana en iyi hizmeti kim yapabilir, benim sorunlarımı kim çözebilir?’ diye bir muhasebe yapması, şehrin ve kendisinin kazancı olur.
Ama genel siyasetin altında bir değerlendirme, genel siyasetteki konuların yerele taşınması, o şehrin geleceğinde ciddi bir sıkıntı oluşturur. Bu nedenle siyaset yarışmasın, hizmetler yarışsın, projeler yarışsın diyorum hep.”
NOT:
Talep etmeme rağmen, Millet İttifakı ve CHP adayı Muhittin Böcek ile röportaj kendilerinden kaynaklanan nedenlerle yapılamamıştır.