MEDYA KÖŞESİ

Kemal Öztürk'ten Aydın Ünal'ın ayrılığına olay yorum

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk’ten, Yeni Şafak’ta yazmayı bıraktığını duyuran eski AK Parti milletvekili ve yazar Aydın Ünal’a destek geldi.

Kemal Öztürk'ten Aydın Ünal'ın ayrılığına olay yorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dönem metinlerinin yazarlığını da yapan eski vekil Aydın Ünal'ın Yeni Şafak’la “Kaçıyor muyum? Evet kaçıyorum…” yazısıyla yollarını ayırmasının yankıları sürüyor.

Konuya ilişkin bir yazı kaleme alan Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, Ünal’ın misyonunu iyiliği teşvik etmek, kötülüğü önlemek ve eğri kılıç olmaya çalışmak olarak değerlendirdi.

Öztürk, "Gazetemizin tüm okuyucuları Aydın Ünal’ın yapıcı eleştiri yaptığına şahittir. Ancak buna bile tahammül edemeyen, ‘gözü dönmüş, kifayetsizlerin’ varlığından şikayet ederek kalemini kırdı Aydın.Eğer bu camia Aydın Ünal gibi, ömrünün en verimli çağlarını AK Parti’ye, devlete ve ülkesine hizmet etmekle geçirmiş bir kişinin dost uyarılarına tahammül edemeyecek duruma gelmişse, tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Aklımızı başımıza alıp düşünmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Eski AK Parti milletvekili ve yazar Aydın Ünal dünkü yazısında Yeni Şafak’tan ayrıldığını duyurdu. 

 Kemal  Öztürk’ün Aydın Ünal’la ilgili yazısı şöyle:

ÖZELEŞTİRİ, BİR İYİLEŞTİRME VE DENETİM MEKANİZMASIDIR

İyiliği emretmek, kötülüğü engellemek ve eğri kılıç olma yöntemleri, İslam’ın kendi içinde bir denetim, kontrol ve iyileştirme mekanizması anlamına geliyor. Bir özeleştiri mekanizması yani.

Dışarıdan bir müdahaleye gerek duymadan, Müslümanların kendi içinde iyiliği emredip, kötülüğü engelleyecek bir sistem ve ekip bulunmasını emreden Allah, bu ekibi de ‘kurtuluşa erenler’ olarak müjdeliyor üstelik.

Bugün bizim camianın en çok tartıştığı ve üzerinde durduğu konu, eleştiri meselesidir. Gördüğümüz bir yanlışı söylemek, özeleştiri yapmak ve bunun düzeltilmesi için eğri kılıç olmaya çalışmak sanırım eskisi kadar kolay değil.

AYDIN ÜNAL NEDEN VEDA ETTİ?

Uzun yıllar Ankara’da beraber çalıştığım ve Yeni Şafak’ta birlikte köşe yazarı olduğumuz değerli dostum Aydın Ünal’ın veda yazısı, bu zorluğu anlatan en iyi örneklerden biri olarak tarihe kaydoldu.

Aydın tam olarak yapıcı eleştiri yapan, üslubunda hassas ve içeride duran biriydi. Ancak onun yapıcı, nazik eleştirileri bile tahammülsüzlük yaratmış ve baskı görmesine neden olmuş ki, yazı hayatına ara vermek ve “kaçmak” zorunda kaldı:

“Kaçışımız düşmandan değil, ‘dost’ görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, masumane kaygılarla dostça uyarılarımızı sınırsız iştihalarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır. Kaçışımız Rahmet-i Rahman’adır.” (21 Ocak 2019 Yeni Şafak)

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Aydın Ünal gibi, bizlerin gençlik yıllarından beri yaptığı şey, iyiliği teşvik etmek, kötülüğü önlemek ve eğri kılıç olmaya çalışmaktır. Bu bizim din anlayışımızın parçasıdır aynı zamanda. Bu anlayışa göre eleştiri ahlakı, yapıcı olmaktır.

Gazetemizin tüm okuyucuları Aydın Ünal’ın yapıcı eleştiri yaptığına şahittir. Ancak buna bile tahammül edemeyen, ‘gözü dönmüş, kifayetsizlerin’ varlığından şikayet ederek kalemini kırdı Aydın.

Eğer bu camia Aydın Ünal gibi, ömrünün en verimli çağlarını AK Parti’ye, devlete ve ülkesine hizmet etmekle geçirmiş bir kişinin dost uyarılarına tahammül edemeyecek duruma gelmişse, tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Aklımızı başımıza alıp düşünmeliyiz.

Bu arada Yeni Şafak ailesini, Aydın’ın da dediği gibi, takdirle anmak gerekir. Gerçekten yapıcı eleştiri ve özgürce fikirlerimizi yazmak konusunda, şu anda birçok gazeteciye nasip olmayacak bir zemin oluşturdular. Takdire şayan bir durumdur. İyi ki varlar.

Yorumlar