Kemal Öztürk muhalefete seslendi: Adımız yandaş gazeteciye çıkmış ama...
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk bugünkü yazısında Millet ittifakının içinde bulunduğu durumu değerlendirirken "Bizim adımız “yandaş gazeteciye” çıkmış. Ne desek dikkate alınmıyor" ifadesini kullandı.
Kemal Öztürk'ün CHP ve İYİ Parti'nin seçim döneminde en çok HDP ile gizli ittifak yaptıkları için kaybedeceklerini vurguladığı yazısında bir de sitemi vardı...
Öztürk muhalefete seslenerek "Bir de öyle absürt şeyler yaşanıyor ki, yazmazsak inanın hak geçer! Tamam bizim adımız “yandaş gazeteciye” çıkmış. Ne desek dikkate alınmıyor. Bari yıllardır sizi destekleyen gazetecilerin, aydınların dediklerine bir kulak verin" çağrısında bulundu.
İŞTE KEMAL ÖZTÜRK'ÜN O YAZISI
Tamam muhalefete yüklenmek en kolayı, kabul ediyorum. Muhalefet partileri bundan rahatsız. İktidarın eleştirilememesinden şikayet ederek, kendilerine fazlaca haksızlık yapıldığını söylüyor sözcüleri.
Hakları var, bazı yazarlarımızın tüm mesaisi, muhalefete ve onu destekleyen çevrelere yönelik olabilir.
Lakin muhalefet öyle şeyler yapıyor ki, değil iktidar yanlısı yazarları, müzmin CHP yanlısı olanları bile isyan ettiriyor.
Bir de öyle absürt şeyler yaşanıyor ki, yazmazsak inanın hak geçer! Tamam bizim adımız “yandaş gazeteciye” çıkmış. Ne desek dikkate alınmıyor. Bari yıllardır sizi destekleyen gazetecilerin, aydınların dediklerine bir kulak verin.
Hayır, AK Parti cenahı durumdan çok memnun tabii. Perişan olmuş bir muhalefetle kim seçime girmek istemez. ‘Muhalefet böyle olursa, uzun vadede ülke demokrasi kaybeder’ diyen benim gibi “kelaynak kuşlarının” samimiyetine de kimse inanmıyor.
KAVGALI EVE KIZ DA, OY DA VERMEZLER
Şimdi CHP’nin son on günde yaşadıklarına bir bakın. Benim sevdiğim bir söz vardır: “Kavgalı eve kız vermezler.” Partinin bu haline bakınca kimse bunlara oy vermez, bunun farkında değiller.
CHP’nin İzmir ve İstanbul’da parti içi kavgaları, bit pazarına dökülen eski eşyalar gibi ortalığa saçıldı. İstifa eden il başkanları istifasını geri alıyor, aday olmayacağım diyen belediye başkanları genel merkezlerini tehdit ediyor, her kafadan bir ses çıkıyor anlayacağınız. Bu çığırtkan kavgasına benzeyen durumu bir de ‘senfoni müziğinin çeşitliliği’ demeye getirmiyorlar mı, ben asıl ona yanıyorum.
Neyse bu konuda halı döver gibi, herkes CHP’yi silkeledi zaten.
Ben bir başka konuyu anlatayım. Belki muhalefet ‘dışarıdan nasıl gözüküyoruz’ diye merak eder de okur ümidindeyim.
‘HAVET’ İTTİFAKI NASIL OLUR?
Şimdi CHP’li bir yetkiliye soruyorlar, ‘HDP ile ittifak yaptınız mı? ‘Hayır’ demek istiyor ama tam diyemiyor. ‘Evet’ demek istiyor ama başı derde girecek diye korkuyor. Hem evet, hem hayır anlamına gelecek, “havet” diye bir garabet kelime çıkıyor ağzından.
İYİ Parti yetkilisine soruyorlar, HDP sizin kurduğunuz ittifakın bir parçası mı? Onun durumu daha kötü. ‘Evet’ dediğinde tabanındaki ülkücüler bir kaşık suda boğacak. ‘Hayır’ dese, inandırıcı olmayacak. O da “havet” diyor.
İşin gereceğini herkes biliyor. İstanbul,
Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde aday çıkarmayan HDP, aslında CHP-İYİ Parti’nin kurduğu Millet İttifakı’nı desteklemek için bunu yaptı. Gelin görün ki, onlar da bunu tam açıklayamıyor. ‘Siz Millet İttifakı’nı mı destekliyorsunuz?’ diye sorun, onlar da “havet heval” diyor.
Şurası kesin ki, CHP’nin parti içi kavgalarından sonra (ki kusura bakmasınlar ama tarz olarak mahalle kavgasına döndü neredeyse), HDP ile örtülü işbirliği konusu en büyük baş ağrısı olacak onlar için. CHP ve İYİ Parti’nin bu seçimde yiyeceği ‘dayağın’ tamamı HDP üzerinden kargo edilecektir!
HDP ile örtülü ittifak konusu öylesine başarısız bir şekilde yapıldı ki şuna benziyor: Minareyi çalacaklar kılıfı hazır değil. Bir de caminin imamı, müezzini ve cemaati bundan habersiz kalacak sanıyorlar. Yani ‘HDP ile ittifak yapıyoruz demeyelim ama onlar aday göstermesin bize oy versin, bunu da kimse anlamasın’ diye üstün bir zekanın ürünü strateji geliştirmişler!
Bunu da kime yutturacaklar? Ülkenin en kurt iki siyasetçisine: Erdoğan ve Bahçeli. Bu öyle bir pas ki, Erdoğan ve Bahçeli bu altı pastan altı gol çıkarır. Hepimiz siyasiler meydanlara indiğinde göreceğiz. Erdoğan İstanbul’dan “bunlar PKK ile ittifak yaptı ey milletimmm” diye bir vuracak, Bahçeli “zillet ittifakı PKK’nın uşağı olmaktadır” diye Ankara’dan karşılık verecek. Sonra CHP ve İYİ Parti kendini öldürsün, “vallahi ittifak yapmadık” diye. Minare sırtlarında gözüküyor, farkında değiller.
ACABA BİRAZ AKLI BAŞINDA KİMSE SORMADI MI?
Acaba orada aklı biraz olsun siyasete çalışan birisi sormadı mı, ‘yahu bizim HDP ile örtülü ya da açık bir ittifaka ihtiyacımız mı var? Oradan gelecek 5-6 puan için CHP-İYİ Parti bloğunun kaybedeceği oyları hesapladık mı? Erdoğan ve Bahçeli bizi tefe koyup çalmaz mı?’ Soran olduysa bana yazsın lütfen. Çok kıymetli biridir, tanışmak isterim.
Sadece İYİ Parti’nin muhafazakar ve milliyetçi tabanı değil, CHP’nin tabanı da bu örtülü ittifaka tepkili. Hem de %65’i (Genar’ın araştırması).
Öte yandan HDP seçmeninin psikolojisini de hesaba katmamışlar. “Havet” diyerek bu işbirliğini, cüzzamlı gibi üstünü örtmeye çalışan Millet İttifakı adaylarına, HDP’li seçmenin oy vereceğini kim garanti ediyor? Kendilerine vebalı gibi davranan bu partilerin tutumu, HDP tabanında da tepki alacaktır.
Şu da olabilirdi: Kılıçdaroğlu ve Akşener HDP’ ile resmen ittifak yapar, adam gibi savunurlardı kendilerini: ‘Parlamentoda legal, yasal bir parti ile ittifak yaptık’ derler, bedeli neyse öderler. İnanın daha az tepki alırdı. Bu da olmadı.
Şimdi deve desen deve değil, kuş desen uçamıyor. “Havet ittifakı” böyle bir şey oldu.
Muhalefet kesimine soruyorum, yazamayalım mı yani bunları? Hele bir deyin Allah aşkına.