MEDYA KÖŞESİ

Kemal ÖZtürk: Dindarlık artıyor, dindar seçmen de artıyor mu?

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, adaylar net ortaya çıkmadan siyasi analizler yapmayı spekülasyon saydığını belirterek başka konularda yazmaya devam edeceğini açıkladı.

Kemal ÖZtürk: Dindarlık artıyor, dindar seçmen de artıyor mu?

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk bugünkü köşe yazısında daha önce deizm tartışmasına ilişkin kaleme aldığı yazıyı hatırlattı. Kendisinden sonra da önemli isimlerin kendisini aradığını ve konuya ilişkin yazılar kaleme aldığını söyleyen Kemal Öztürk, bugünkü yazısının başlığını dikkat çekmek için yazdığını, böyle bir verinin bulunmadığını ama yeni araştırmada bunu soracağını söyledi. Öztürk, “Harp hiledir, medya daha büyük hiledir!” ifadelerini kullandı.

KEMAL ÖZTÜRK'ÜN YAZISI

Aynı fikirdeyim. Taşlar yerine oturmadan, adaylar net ortaya çıkmadan, siyasi analizler yapmayı spekülasyon saydığımdan, başka konularda yazmaya devam edeceğim.

Başka konu dediysem de yine son zamanlarda hepimizi ilgilendiren konular. Ayrıca bu yazıyı yazmamı gerektiren durumlar var.

Hatırlarsınız, deizm tartışmasına girerek bir yazı kaleme almıştım (10.04.20018). ‘Gençler arasında dinden soğuma, deizm, ateizm ve nihilizme kaymanın sebepleri ne olabilir?’ diye tartışıyorduk.

MUSTAFA KUTLU TARTIŞMAYI DERİNLEŞTİRDİ

Yazıdan sonra değerli ağabeyimiz Mustafa Kutlu aradı. Deizm tartışmasını daha derin bir yere çekti: ‘Toplumda bir dindarlaşma eğilimi var, sayı artıyor, peki aynı zamanda nitelik olarak neden bir artış değil de gerileme görülüyor. Ahlak, hukuk, edep, adap konularında bir gerileme mi oluyor?’ dedi.

Mustafa Kutlu bunu bir hikayeci gözlemiyle tespit etmenin doğru olmadığını düşünerek, daha bilimsel bir bakışa ihtiyaç duymuş. Konuyu Prof. Süleyman Seyfi Öğün’e açmış. O da aynı soruların kafasında dolaştığını, anacak elinde gözlem haricinde bir veri olmadığını söylemiş.

Kutlu, gelişmeleri bana aktardıktan sonra, bir de görevlendirmede bulundu: ‘Madem bu konulara ilgilisin, şu meseleyi bir araştır bakalım’. O tatlı dille ve hafif bir kahkahayla konuyu bana ‘etiketledi’ ama işin ciddiyetinden omuzlarıma bir ağırlık çöktü.

ARAŞTIRMA MERKEZİNİN KALBİNDE TARTIŞIYORUZ

Akşam Gazetesi yazarı değerli büyüğümüz Hüseyin Besli de tartışmaya iki yazıyla girmişti. Deizm tartışmasının bir “proje” olduğunu yazarak, benimle aynı fikride olmadığını beyan etmişti. Aradım. Ortak vardığımız nokta, elimizde sağlıklı bir veri olmadığı, bunun için ciddi bir araştırmaya ihtiyaç duyulduğu yönündeydi. Ayrıca daha çok bir araya gelerek (muhtemelen Çengelköy’de!) bu konuları tartışmayı da kararlaştırdık.

Yazılarımızda ve tartışmalarımızda bir araştırmadan bahsetmiştim: İPSOS Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2018. Bu araştırmada, Türkiye’de inançlılığın artış gösterdiği ve insanların % 79’unun kendini inançlı olarak tanımladığı bilgisi, deizm artıyor gözlemiyle çelişiyordu.

İşte bu konuyu tartışmak üzere atlayıp İPSOS’a gittim. Şirketin CEO’su Sidar Gedik ve araştırmayı analiz eden ekibiyle karşılıklı oturduk.

İPSOS ekibi ilk defa bir araştırmanın peşine düşen gazeteci ağırlamanın, ben de bir araştırmanın kalbine girmenin ilginç deneyimini yaşıyoruz. Karşılıklı sorular havada uçuşuyor. Çayımızı da kendimiz dolduruyoruz!

YENİ BİR SAHA ARAŞTIRMASINA İHTİYAÇ VAR

Sonuçta İPSOS araştırmasında 2005’ten beri inançlı (dindar) insan sayısının yüksek ama aynı düzeyde seyreden bir trendi olduğunu gördük. Bunda tuhaflık vardı. Artması gerekiyordu gözlemlere göre.

Ayrıca, bu inançlı kitle içinde, Mustafa Kutlu’nun sorduğu, ‘nitelik olarak da bir artış oluyor mu, ahlaki erozyon var mı?’ sorusuna cevap verecek bir veri de bulunmuyor. Yine son dönemlerin tartışması, deizmin artıp, artmadığına dair bir soru sormadıklarını, dolayısıyla ellerinde bir veri olmadığını da öğrendik.

Bu nedenlerden dolayı, İPSOS ekibiyle yeni araştırma yapmaya, araştırmanın şekli ve sorulacak sorulara ‘bizim mahalleden’ uzmanların katkı sağlamasına karar verdik. Böylece gençler arasında deizmin artıp artmadığını net olarak göreceğiz. Ayrıca dindarlık, inançlılık artışının ne kadar gerçekçi olduğunu, bu artışla birlikte nitelik olarak nasıl bir seyir olduğunu anlama fırsatı da bulacağız.

Tabii bunun için seçimlerin geçmesi gerekecek sanırım. Herkes seçimle ilgileniyor, bu konuları kimse düşünmez bu sıralar. Meraklanmayın, konunun peşimdeyim.

BİR ÖĞRETMENİN DEİZM ENDİŞESİ

Bu konuya nereden geldim. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanımız, “gençler deizme kayıyor demek densizliktir”, Diyanet İşleri Başkanımız da “deizm sapıklıktır” diyerek tartışmayı bitirmek isteseler de tabi böyle bitmiyor tartışma. Keşke bilimsel araştırmaları onlar da yapsa.

Geçen hafta Van’da çok güzel bir programa katıldım. Anadolu Aile ve Kadın Derneği (AKADDER), ‘Değerler ve Desenler’ isimli sempozyum düzenledi. Burada aile, çocuk yetiştirmek, mimari, edebiyat, eğitim gibi çok sayıda konuyu tartıştık. Türkiye genelinden beş yüze yakın kişi seçilmişti. Kafamızı karıştıracak, zihnimiz zorlayacak, sinirlenecek kadar çok güzel tartışmalar yaptık. Bunalıma girmeye az kalmıştı, sempozyum bitti!

İşte o toplantıda bir öğretmen geldi yanıma. Deizm yazımı okumuş. ‘Ben de aynı dertten mustaribim. Öğrencilerimin %80’i dinden soğumuş, bir kısmı nefret etmiş durumda. Deizmin ne olduğunu bilmeden, kendisini yaşıyorlar. Ama buna karşı ne yapmalıyım tam olarak bilmiyorum’ dedi. O zaman dedim ki, bu konuyu yeniden yazayım.

Gelelim, yazının başlığındaki, ‘Dindarlık artıyor, dindar seçmen de artıyor mu?’ sorusuna. O sizin dikkatinizi buraya çekmek için konulmuştu! Ama iyi olmadı mı?

Ayrıca öyle bir veri de bulunmuyor elimizde. Söz, yeni araştırmada bunu da soracağım!

Harp hiledir, medya daha büyük hiledir!

 

 

Yorumlar