MEDYA KÖŞESİ

Kekeç'ten İsmet Berkan'a acı hatırlatma!

Ahmet Kekeç, İsmet Berkan'ın 28 Şubat sürecinde attığı manşetleri eleştirirken 'Olmaz İsmet!' dedi.

Kekeç'ten İsmet Berkan'a acı hatırlatma!
GAZETECİLER.COM
Star yazarı Ahmet Kekeç, İsmet Berkan'ı hedef aldığı yazısıyla gündemde. Berkan'ın başta 28 Şubat süreci olmak üzere zor günlerde hiç bir direnç göstermeden demokrat olamayacağını söyleyen Kekeç 'Olmaz İsmet' dedi.

Berkan'ın Radikal'in yayın yönetmenliğini yaptığı dönemde attığı manşetleri eleştiren Kekeç, yakıcı sorularla Berkan'a yükleniyor:

"Okay’ın iyi bir okur, iyi bir çevirmen, hatta iyi bir yazar olduğunu biliyorum da (Telafi ettik mi Okay ağabey? Elsa’dan dolayı aramız bozulmuştu hani...) İsmet galiba “okumuş gibi” yapıyor.

Şöyle bir önyargım var:

Hayata ideolojik körlükle bakanlar Carre okumasınlar... Okusalar da anlayamazlar, işin zevkine varamazlar.

İsmet’in hayata “ideolojik körlükle” baktığını söylemeye çalışmıyorum.

Biraz kolaycı ve “Beyaz Türk” haletiyle imtizaç etmeye mütemayil bir arkadaş olduğu için, geçmişte kötü, gerçekten çok kötü bir sınav verdi.

28 Şubat sürecindeki duruşunu ve attığı manşetleri hatırlayalım.

Kendisi pek hatırlamak istemiyor, “Üç kötü manşet örneği gösterin, özür dileyeceğim” filan gibi iddialı laflar ediyor ama attığı bütün manşetleri örnek gösterebiliriz. Baksın,

ister utansın, ister özür dilesin, isterse hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etsin.

Bir de, kendisini “tecavüzcü” gibi hissetmesine yol açan “başörtülüler sorunu” vardı.

Salih Tuna yazıp duruyor.

Bu konuda da nadim bir tutum içinde olmadı... Küçük de olsa bir özür bekliyoruz hâlâ.

Hayır yani, “Asker şöyledir böyledir, darbe kötüdür, demokrasi çok iyidir” gibi yazılar yazıyoruz, ne kadar da iyi bir demokrat olduğumuzu gösteriyoruz, üstelik bütün bunları demokrasi özürlü bir gazetede (Hürriyet’te) yapıyoruz, çok iyi ediyoruz da, projektörlerimizi biraz da kendi geçmişimize yöneltsek...

Ne bileyim, hiç değilse “Burun kıvırma lüksüm olmadığı için askeri brifinglere koştum” cümlesine bir açıklık getirsek...

Daha iyi olmaz mı?

Hem, neden burun kıvırma lüksün yokmuş ki İsmet?

Riskli zamanlarda demokrasiyi savunmayacaksın, karargâhtan gelen bilgileri manşete çekmekten imtina etmeyeceksin, başörtülü gördüğünde kimya bozukluğuna uğrayacaksın; risk ortadan kalktığı için de hiç masraf etmeden, hiçbir bedel ödemeden, hiç acı çekmeden “demokrat saflara” intisap edeceksin.

Olmaz İsmet!"


Yazının tamamı için