MEDYA KÖŞESİ

Kekeç'ten Erdoğan'a 'satılmış kalemler' desteği...

Ahmet Kekeç, Erdoğan'ın o sözleri için "Bırakın birileri de sizin için ‘satılmış’ diyebilsin. Bu kadarcığını bari söyleyebilsin" diye yazdı.

Kekeç'ten Erdoğan'a 'satılmış kalemler' desteği...
GAZETECİLER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Suriye krizinde medyaya ve köşe yazarlarına yönelttiği ağır suçlamalar beklenen karşılığı bulurken en ilginç tepki Ahmet Kekeç'ten geldi. Star yazarı Başbakan'ın böyle bir suçlama yapma hakkına sahip olduğunu savunurken "Bırakın birileri de sizin için ‘satılmış’ diyebilsin. Bu kadarcığını bari söyleyebilsin" diye yazdı.

Medyanın da siyaset gibi eleştiriden muaf olmadığını, dokunulmaz bir alan olarak görülemeyeceğini söyleyen Ahmet Kekeç, Başbakan'ın sözlerine gelecek olan olası eleştirilerin yanlış olduğunu söyledi. Başbakan, hükümetin Suriye politikasına eleştiri getiren yazarların kalemlerinin satılmış olduğunu söylediği konuşmasında "bunlar bu ülkenin insanı değiller mi" demişti.

İşte Kekeç'in yazısındaki ilgili bölüm:

Hasbelkader kamuoyu önünde söz söyleyen bir gazeteci olarak, saldırılara ve açık “yaralama girişimlerine” karşı, hiçbir kurumun, hiçbir iktidar odağının, hiçbir “erk”in arkalamasına ihtiyaç duymadım.

İcaplarına kalemimle baktım...

Müstekreh sınırlarını zorlayanları da, tarihe ve vicdanlara havale ettim.

Bu cümleden olarak, yargı erkini “caydırıcı bir mekanizma” olarak devreye sokan siyasetçileri ve meslektaşları hep eleştirdim.

Hatta ayıpladım...

Doğu Perinçek ve Mehmet Yakup Yılmaz ayıpladığım isimler arasındadır... Bana göre, hiçbir değer skalasında yerleri yoktur. İster etek giysinler, ister en kaliteli içkileri tüketsinler, isterse ağızlarıyla kuş tutsunlar... Ne yaparlarsa yapsınlar... Asla bende saygı uyandıramazlar.

Başbakan’ın “satılmış kalemler” ifadesine gelince...

Dediğim gibi, “alan savunusunu” kutsallaştıran arkadaşlar, her zaman olduğu gibi güruh halinde yüklenecekler; “halkın haber alma hakkı”, “basın özgürlüğü”, “editoryal bağımsızlık” gibi birtakım kalabalık lafların eşliğinde...

Bunu da üstelik, halkın haber alma hakkına hiç saygı göstermemiş, mütemadiyen “halktan haber kaçırmış adamlar” yapacak.

Tamam, yüklenin de...

Siz “basın özgürlüğü” çerçevesinde ağzınıza her geleni söyleyebiliyorsunuz...

Başbakan’a ömür biçebiliyorsunuz...

En terbiyesiz, en ahlaksız, en insanlık dışı manşetleri atabiliyorsunuz...

Hırsınızı alamayıp “çapsız”, “sefil”, “zavallı”, “utanmaz” diye saydırabiliyorsunuz...

Özgürlüğünüz hiç de kısıtlanmıyor. Hatta, bunları diyebilme özgürlüğünü biraz da “sefil” dediğiniz adama borçlusunuz.

Müsaade edin, birileri de sizin için “satılmış” desin...

Bu kadarcığını bari söyleyebilsin.

 

Yazının tamamı için
ÇOK OKUNANLAR