Kekeç'ten Akif Beki'ye: Ne tuhaf adam yahu!..
"Trump'çı" polemiğinde söz Ahmet Kekeç'e geçti... Kekeç, Akif Beki'ye önce "tuha adam" dedi sonra da "kimden emir alarak yazıyorum?" diye sordu...
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç ile Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki arasındaki "Trump'çı" polemiğinde söz sırası bugün Ahmet Kekeç'te...
Dün Ahmet Kekeç'i, "üstünden cengâverlik satmak için bir gösteri dövüşüne mi ihtiyaç duyduğunu" sorgulayan Akif Beki, "Madem hoşa gitmeyen her yazının altında mutlaka olmak istenip de olunamayan bir şey aranmalı... ‘Olmak isteyip de olamadığı şey’ ne ki onu böyle ağzını bozarak üstüme salıyor?" demişti.
Ahmet Kekeç'in bu yazıya cevabı gecikmedi. Kekeç, "Ne tuhaf adam yahu! Yazdığı şeye bak!" dediği Akif Beki'yle geçmiş hukukları olduğunu ve bu hukuka ihanet etmeyi ayıp saydığını yazdı..
Akif Beki için "İzniyle, bir soru sorup bu garip polemikten çekilmek istiyorum" diyen Ahmet Kekeç, yazısını şöyle bitirdi:
"Kimden emir alarak o yazıları yazdığımı düşünüyor? Bu soruyu ortalık yerde değil, önce kendi vicdanında cevaplasın."
İşte Ahmet Kekeç'in bugün köşesine koyduğu "HAMİŞ" dipnotu:
KİMDEN EMİR ALARAK YAZIYORMUŞUM AKİF?
Bir soru sordum. “Kimlerdir Trump sevdalıları, bilmek istiyorum?” dedim. Çünkü nereden bakarsanız bakın, suçlama içeren bir tanımlamaydı “Trump sevdalıları...” Hem anti-Amerikancılık yapıp, hem Trump’a sevdalanmak suçunu işleyen eşhası tanımak istediğimi söyledim.
Mezkûr suçlama, bu suçu işleyen kimliği belirsiz kişilerden çok, bir “siyasal kesimi” ilzam ediyordu, bir siyasal kesimi töhmet altında bırakıyordu. Soruma, karmakarışık ve alınganlık dozu yüksek bir cevap aldım.
Kaldı ki, “sevdalanmak” bir suça işaret ediyorsa, benim tanıdığım en büyük Trump sevdalısı, onunla ortaklıklar kuran muhterem Aydın Doğan’dı. Anti-Amerikancı değildi ama sonuçta bu suçu işliyordu. Ek olarak bunu hatırlattım. Ama “retorik” dışında bir cevap alamadım. (Trump düşmanlığı için anti-Amerikancılık şartı... Çok garip!)
Pardon, hakkım teslim edilmiş: Muhatabıma “cibilliyetsiz” demediğim ve “ayarlı polemik” yaptığım için, sözlerim “anlayışla” karşılanmış. (Ne tuhaf adam yahu! Yazdığı şeye bak!)
O zaman şunu hatırlatayım:
Muhatabımı, sütun komşuluğu yaptığı bazı müptezellerden ayırıyorum (Onlar kendilerini biliyor). Bir “hukuk”tan bakıyorum ve buna ihanet etmeyi ayıp sayıyorum. Siyaseten ayrı düştük diye düşmanlık yapacak halim yok.
İzniyle, bir soru sorup bu garip polemikten çekilmek istiyorum:
Kimden emir alarak o yazıları yazdığımı düşünüyor?
Bu soruyu ortalık yerde değil, önce kendi vicdanında cevaplasın.